Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/8522 E. 2023/5420 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/8522
KARAR NO : 2023/5420
KARAR TARİHİ : 06.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/246 E., 2016/330 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.04.2016 tarihli 2015/246 Esas, 2016/330 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 15.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 4 ay süreyle mesleğini yapmaktan yasaklanmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 08.10.2020 tarihli ve 2016/297785 sayılı düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteminin kusurlu olduğuna ilişkin kusur raporuna itiraz edildiğine, mahkemenin gerekçesinin yetersiz olduğuna, hakkında verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğünün alt taşeron firması … Ltd. Şti. Temizlik işleri görevlilerinin 07.04.2014 tarihinde saat 11:45 sıralarında 41 PR 931 plaka sayılı … sürücü … isimli şahsın kullanmış olduğu araçla, …. Park içerisinde temizlik görevini yaptıkları esnada … üzerinde bulunan işçi …’un betona düşmesi sonucu yaralandığı ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan iş kazası meydana gelmiştir.

2.Soruşturma aşamasında dosyaya ibraz edilen 31.03.2015 tarihli ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı … tarafından düzenlenen raporla bu kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kendi can güvenliğini riske atarak çift kabinli kasalı aracın kasa kapağına tutarak gittiğinden birinci derecede; sanık …’ın gözetim ve kontrolü altında çalışma yapan personelin güvenli ortamda çalışması için gereken uyarı ve bildirimlerde bulunmayarak … Ltd Şti Sahibi-işveren olarak ikinci dereceden kusurlu olduğu, sanık … ‘ın ise aracının hızını 30 km’nin üzerinde yani yasal sınırların üzerinde tuttuğundan kazanın meydana gelmesinde birinci dereceden kusurlu olduğu belirlenmişir.

3. Dosya arasına alınan Kocaeli İş Mahkemesine sunulan 12.05.2015 tarihli Prof. Dr. … (Makine Yüksek Mühendisi İş Güvenliği Uzmanı) tarafından sunulan raporda kazanın meydana gelmesinde müteveffanın dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle %30 oranında, sanık …’ın sahibi olduğu … Ltd Şti’nin iş güvenliği tedbirleri almadığından %60 oranında, Büyükşehir belediyesinden Kocaeli ili genelinde park ve yeşil alanların bakım ve temizliğine ilişkin personel araröz ve bakım hizmetleri işi alıp alt yüklenici … Ltd Şti’ye veren … İnka Ortakların ise çöplerin taşınmasında bu işe uygun … sağlamayıp sağlatmadıklarından %10 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.

4. Mahkemesinde Ankara nöbetçi asliye ceza mahkemesinden talimat ile İş güvenliği uzmanı bilirkişiler …, … ve … tarafından hazırlanan 28.11.2015 tarihli raporda sanık …’ın yine asli, müteveffanın tali, sanık …’ın çöpleri topladığı esnada kamera kayıtlarından da anlaşılacağı üzere … hareket halinde iken çalışanın … kasa kapağı üzerinde bulunmasına ve bu şekilde yol almasına müsade ettiğinden asli, dava dışı kapsam OSGB sorumlu müdürü … ile işyerinde iş güvenliği belgeli uzman …’ın ise … Temizlik Ltd Şti ile aralarında iş yeri hekimliği ve iş güvenliğine ilişkin sözleşme olmasına rağmen gerekli risk ve değerlendirmeleri yapmadıklarından bahisle tali kusurlu oldukları belirlenmiştir.

5.Mahkemesinde İstanbul Nöbetçi asliye ceza mahkemesinden talimat ile İTÜ’de öğretim üyesi olarak görevli bilirkişiler Prof. Dr. Mühendis …, Doç. Dr. Mühendis … ve Prof. Dr. Mühendis … tarafından düzenlenen 04.04.2016 tarihli rapor ile sanık … ‘ı şoförü olduğu çöp toplama aracını kullanırken … dışında yolcu/işçi taşımaya uygun olmadığını dikkate alarak daha dikkatli ve tedbirli … kullanması gerekirken aracının hızını dışarıda bulunan …’un düşmesini önleyecek şekilde yavaş ayarlamadığından alt düzeyde tali kusurlu olduğu, sanık …’ın sahibi ve idarecisi olduğu … firması adına çalışan ölenin işyerinde kazaya neden olan aracın çöp toplama işi için tasarlanan bir … olmaması, yük taşıma amaçlı bir aracın herhangi bir değişiklik yapılmadan çöp toplama için kullanılması, bu durumda bir … kullanılması için aracın kenarlarında işçilerin emniyetli bir şekilde ayakta durabilecekleri ve yandan diğer araçların çarpmalarına ve kazalara karşı yeterli sağlamlıkta bir korkuluklu platform oluşturulması gerektiğinden bu önlemleri almayan sanık işveren …’ın ve asıl işveren ile alt işveren ilişkisini düzenleyen 5510 sayılı yasanın 12 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre bir işverenden iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde iş alan ve bu işi için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir, sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi asıl işverenin sorumluluğu devam ettiğinden, … İnka Şirketler Ortaklığı yöneticilerinin gerekli iş güvenliği önlemleri alınmamasından sanık … ile birlikte ortak ve asli kusurlu oldukları, ölen …’un ise yeterli dikkat ve özeni göstermeden kendi güvenliği için tedbir almadan bastığı yerin sağlamlığını değerlendirmeden hareket etmesi nedeniyle ölümüyle meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu, buna karşılık kapsam OSGB müdür … ile C Sertifikalı …’ın işlerinin sadece işyerinde risk analizi yapıp işverini tavsiyelerde bulunmak olduğundan, dolayısıyla işgüvenliği önlemlerinin alınıp uygulanmasından sorumlu olamayacağından kendilerine kusur verilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.

6.Ölü muayene ve otopsi raporuna göre kişinin ölüm sebebinin araçtan düşmeye bağlı geçirdiği kafa travması ile beyin kanaması ve iç organ yaralanması neticesinde öldüğü tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Kusur Durumuna İlişkin Temyiz Sebeplerine İlişkin;
Dosyada; Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılarına yer verilen toplamda dört ayrı bilirkişi raporunun alındığı, keşif yapıldığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususların yeterince açıklığa kavuştuğu durumda artık yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı da gözetildiğinde; sübuta yönelik gerekli araştırma ve incelemelerin yapıldığı, dava dosyasının tekemmül ettirildiği, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, İstanbul Nöbetçi asliye ceza aracılığıyla alınan 04.04.2016 tarihli son bilirkişi raporunun oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık …’ın yöneticisi olduğu … firmasının alt işveren olduğu, kazaya neden olan aracın çöp toplama için tasarlanmadığı, gerekli önlemlerin alınmadığı ve asli kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmakla, asli kusurlu sanık hakkında teşdiden alt sınırdan uzaklaşılarak verilen mahkumiyet kararına ilişkin Mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2.Resen Görülen Temyiz Sebeplerine İlişkin;
a-Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

b-Sanığın sahibi ve yetkilisi olduğu … Limited Şirketinde çalışan temizlik görevlisi …’ un sanık tarafından görevlendirildiği, sanığın dengesini kaybederek, çöp toplamak için durduğu aracın köşesinden düşmesiyle yaralanarak tedavi gördüğü hastanede vefat ettiği, sanığın çöp toplamak için gerekli … kullanmaması ve aracın kenarında işçilerin in bin yapmalarında emniyetle ayakta durabilecekleri ve yandan diğer araçların çarpmalarına ve kazalara karşı yeterli sağlamlılıkta korkuluk, platform kullanmasını sağlamayarak asli kusuruyla neticeye sebebiyet verdiği olaya ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasına göre bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, sanık …’ın yürüttüğü şirket yöneticiliği işinin yapılmasının ruhsatnameye tabi işlerden olmadığından çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde mesleğini icrasında bulunmaktan 4 ay süre ile yasaklanmasına karar verilmesi dışında mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış, bu hususta Yargıtay tarafından düzeltilmiştir.

3. Diğer Temyiz Sebeplerine İlişkin;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2-A) ve (2-B) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.04.2016 tarihli 2015/246 Esas, 2016/330 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasını uygulayan yedinci fıkrasının kaldırılması ile aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının (5) nolu fıkrasında yer alan “TCK 50/1-a maddesinin uyarınca adli para cezasına çevrilmesine” ibarelerinden sonra gelmek üzere hükme “TCK’nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının esas tam gün sayısının 760 tam gün olarak belirlenmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2023 tarihinde karar verildi.