Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/7846 E. 2023/4048 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7846
KARAR NO : 2023/4048
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/775 E., 2016/546 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/775 Esas, 2016/546 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında; taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci fıkrası gereğince neticeten hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynı kanunun 50 nci maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 09.10.2020 tarihli ve 2016/334771 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi;
Sanığın kusuru bulunmadığına, erteleme hükümlerinin uygulamama gerekçesinin hatalı olduğuna ve saire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1.Mahkeme gerekçesinde;
”…Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından, sanığın olay günü kullandığı … ile Gazi Bulvarı üzerindeki yeni hal kavşağı üst geçidinden yokuş aşağı seyretmekte iken yaya geçmesine izin verilmeyen, yaya geçidi üzeri olmayan gidiş yönüne göre sağ taraftan aniden ola çıkan …’a aracının sağ ön ve yan tarafı ile çarparak ölümüne neden olduğu, bilirkişi raporuna göre sanığın bu olayda tali kusurlu bulunduğu, alkollü olarak yola çıkan ve otopsi raporuna göre alkolle birlikte kanında uyuşturucuya rastlanan ölenin ise asli kusurlu olduğu böylece sanığın taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçunu işlediği açıkça anlaşılmış bulunduğundan sanığın bu suçtan cezalandırılması gerektiği vicdani kanısına varılmış aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” denmiştir.

2. Katılan beyanında; “Olayda ölen … benim eşimdir, kazanın ne şekilde meydana geldiğini ben görmedim, eşim ara sıra alkol alır ama uyuşturucu kullandığını bilmiyordum, kazaya neden olan ve kusuru olduğunu düşündüğüm sanıktan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum..” demiştir.

3. Sanık savunmasında; “Olay günü daha önce çalıştığım iş yeri ile ilgili Manavgat’a ürün teslimine gitmiştim, geri dönerken çevre yolunun hal kavşağı diye bilinen bölümündeki üst geçitten saat 20:00 sıralarında 60-65 KM süratle giderken üst geçidin yokuş aşağı bölümündeki son kısmını geçeceğim sırada gidiş yönüme göre sağ taraftan yola çıkan kişiyi gördüğümde yaklaşık 20 m kadar mesafe vardı, kornaya ve frene bastım ancak bu kişi aracımın sağ yandaki aynasına çarparak düştü, bunun üzerine durdum, ambulans çağırdım, polis haber verdim, olayda benim kusurum yoktur, atılı suçtan beraatimi isterim, eylemim sabit görüldüğü taktirde hakkımda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini istiyorum, ölenin yakınlarıyla olaydan sonra görüşmedim, benden herhangi bir tazminat talebinde bulunmadım, ben de onlara herhangi bir ödeme yapmadım ” demiştir.

4. Tanık … keşif sırasında alınan beyanında; “Olay günü ben sanığın kullandığı araçta idim, hal kavşağı olarak bilinen yerdeki üst geçitten çallı istikametine doğru yokuş aşağı yaklaşık 50-60 km süratle seyrettiğimiz sırada akşam üzeri hava kararmak üzereydi, … farları olmadan seyretmek mümkündü, iki şeritli bölünmüş yolun sol şeridinde gidiyorduk, olayda ölen kişi gidiş yönümüze göre sağ taraftan sol tarafa doğru yaya olarak yolu geçmeye çalışıyordu, ben bu kişiyi ilk gördüğüm anda yolun ortasındaydı, koşarak yolu geçmeye çalışıyordu, sanığın korna çalıp çalmadığını hatırlamıyorum, ancak fren yaptı, ayrıca direksiyonu bir miktar sola doğru kırması nedeniyle … sol tarafımızdaki orta refüje doğru gitmiş olmasına rağmen olayda ölen kişi sanığın kullandığı aracın sağ ön köşe kısmına çarptı, çarpmadan sonra cama da çarptı, bunun üzerine sanık aracı yolun sağına çekip durdu, ne kadar mesafede durduğumuzu hatırlamıyorum, ölen kişi henüz hastaneye götürülmeden polisler geldiler, benim bildiklerim bundan ibarettir” demiştir.

5. Kaza tespit tutanağı ve keşfe binaen tanzim edilen bilirkişi raporunda 2918 sayılı Kanun’un 51. 52. maddesini ihlal eden sanığın meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.

IV. GEREKÇE
Olay günü saat 20:45 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki kamyonetle meskun mahalde, bölünmüş, üç şeritli, aydınlatması bulunan, düz, kuru, iniş eğimli, kamyonetler için hız limiti 50 km/sa olan yolda seyir halindeyken istikametine göre sağından yola giren yaya …’a çarptığı, kaza nedeniyle yayanın öldüğü olayda; mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.

Sanık müdafiinin temyiz istemi yönünden;
1.Kaza tespit tutanağı, keşfe binaen tanzim olunan bilirkişi raporunun, oluş ve dosya kapsamının birbiri ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılarak, katılanın zararının tazmin edilmemiş olması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmamasında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.06.2021 tarihli 2018/ 185 Esas, 2021/279 Karar sayılı ilamında ayrıntısı açıklandığı üzere, sosyal ve ekonomik durumunu tespit ettiği sanığı bizzat gözlemleyen Yerel Mahkemece takdir hakkının hapis cezasının ertelemesi yerine adli para cezasına çevrilmesi yönünde kullanılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/775 Esas, 2016/546 Karar Sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2023 tarihinde karar verildi.