Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/7793 E. 2023/4985 K. 14.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7793
KARAR NO : 2023/4985
KARAR TARİHİ : 14.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/451 E., 2016/547 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmi Bozma – Kısmi Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bursa 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.06.2016 tarihli ve 2015/451 Esas, 2016/ 547 Karar sayılı kararı ile taksirle öldürme suçundan;

A.Sanık … Sakin hakkında; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun)’un 22 nci maddesinin altıncı fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatine,

B.Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci fıkrası gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine,

C.Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci fıkrası gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 09.10.2020 tarihli ve 2016/344316 sayılı, hükmün sanık … yönünden bozulması, sanık … yönünden onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık … müdafiinin temyiz istemi;
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına ve saire ilişkindir.

Sanık … müdafiinin temyiz istemi;
Sanığın kusuru bulunmadığına, şantiye sorumlusu ve iş güvenliği uzmanı bulunduğuna, kaza yapan kamyonda geri vites sireninin mevcut olduğuna, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine ve saire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkeme gerekçesinde;
”..Dosya kapsamından … San ve Tic A.Ş’nde şoför olarak çalışan sanık …’nın Orhaneli – Bursa yol yapım çalışmaları nedeniyle sürücüsü bulunduğu kamyonla yola serilecek malzemeleri getirdiği, damperli olan kamyonun damperini kaldırarak malzemeleri boşalttıktan sonra geri geri giderek Orhaneli – Bursa karayoluna çıkmak istediği o sıra çalışmakta olan ve kamyonun geldiğini görmeyen …’e çarparak ölümüne neden olduğu, kamyonda geri vites düdüğünün çalışmadığı anlaşılmıştır.

Bu oluş içerisinde sürücü olan sanık …’nın geri vitesi düdüğünün çalışmadığını, bildiği halde bu arızanın giderilmeden kamyon kullandığı, kullandığı … nedeniyle görülemeyen bölgenin bulunmasına rağmen geri geri karayoluna çıkarken bir işaretçi talep etmediği, bu nedenle kusurlu olduğu, yine yapılan işi alan şirket yetkilisi sanık …’ın çalışanlarına şantiye koşullarında özel eğitim verdirmemesi, … trafiğini yönlendirecek işaretçi bulundurmaması … ve iş makinesi bakım birimi oluşturan şantiye sorumlusu atamasına rağmen tam bir denetim ve gözetim sistemi oluşturmayan tehlikeli çalışmada çalışma yöntemi ve tehlikeden korunmayı çalışanların insiyatifine bırakması nedeniyle kusurlu oldukları, iş güvenliği uzmanı olarak çalışan ancak çalışma süresi dikkate alındığında daha önceden yapılmış risk analizini yeniden yapmaya ve çalışanların tamamına eğitim vermeye yetişmediği için ölene eğitim veremeyen sanık …’ın kusursuz olduğu anlaşılmıştır.

Taksirle öldürme eylemini gerçekleştiren sanıklar … ve …’in cezalandırılmasına, sanık …’in kusur oranı dikkate alınarak alt sınırdan ayrılınarak ceza düzenlenmesine, sanıkların kişiliği, sosyal ekonomik durumları, pişmanlıkları, suçun işleniş şekli dikkate alınarak hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezasına çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. ” denilmiştir.

2. Müşteki duruşmadaki beyanında; ”Ben olayı görmedim müteveffa … benim eşim idi bizi köyde bırakıp Bursa iline çalışmaya gitmişti orada meydana gelen bir kaza sonucu vefat etti bu olay nedeniyle kimseden şikayetçi değilim daha önce bu konuda vekilim aracılığı ile şikayetten vazgeçme dilekçesi vermiştim davaya katılma talebim yoktur olay nedeniyle eşimin çalıştığı şirket yetkilileri bize geldi zararımızı karşılayacaklarını söyledikleri halde bugüne kadar zararımız karşılanmadı bize herhangi bir ödeme yapmadılar” demiş, 13.08.2015 havale tarihli dilekçesinde tüm zararının karşılandığını beyan etmiştir.

3.Sanık …; ”Olay günü yol çalışması nedeniyle asfalt malzemesi getirdim finişere boşalttım, ancak finişerin yapısı gereği tanpere tam olarak kaldıramıyordum, artık malzeme atmayınca aracı birkaç metre ileri aldım, tanpere iyice kaldırdım, inip malzeme kalmış diye kontrol ettim, kalmamıştı, o sıra yakınanında da hiç kimse yoktu, tekrar araca çıktım, bir kaç metre geri gelmem gerekiyordu ki hemen yola çıkabileyim bu arada her iki aynadan da arka tarafı kontrol ettim, geri geri gelirken de her nasılsa çalışan işçilerden Nuri oraya gelmiş ona çarpmışım, biraz sonra aynalara yeniden baktığımda fark ettim, ne zaman oraya geldi anlayamadım” demiştir.

4.Sanık … Sakin; ”Ben… Sağlık Güvenlik Şti’de iş güvenliği uzmanı olarak çalışırım, şirketin birden çok şirketle anlaşması vardır çok sayıdaki şirketten bir tanesi de … Yapı ‘dır, sürekli olarak bir şirketle ilgilenmem, gerektiği kadar ve kısa sürelerde… Sağlık Güvenlik Şti’nin elemanı olarak anlaştıkları tüm şirketlerle ilgili çalışırım, … Şti ile ilgili bahse konu bu şantiyeleri ile ilgili ve daha önceki şantiyelerinde görev yaptım kazanın gerçekleştiği yerle ilgili inceleme yaptım ancak burada çalıştığım süreden önce halen geçerliliğini sürdürmekte olan bir rapor bulunduğu için ayrıca bir rapor düzenlemedim, … Yapı’nın makine parkında ne kadar kamyon olduğunu bilemiyorum bütün araçların tarafımdan kontrol edilmesi mümkün değildir, bu nedenle aracın geri vitesi sinyalizasyonu ile ilgili bilgi sahibi değilim çalışan işçileri eğitim verdiğimiz zaman tutanaklarımız vardır, demiştir.

5. Sanık …; ”… yapı olarak 14 şantiyemiz vardı, her şantiyenin sorumlusu vardır, olayda yoldaki yama yapılması ile ilgilidir gerekli trafik işaretlemeleri ile ilgili önlemler alınmıştır ayrıca makinemizdeki tüm kamyonların geri vites sirenleri vardır zaten bu kamyonlar üretildiğinde geri vites sireni ile üretilirler” demiş, hakkında ceza verilecekse hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına muvafakati olduğunu beyan etmiştir.

6. 15.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda; iş veren durumundaki … Yapı Yönetim Kurulu Başkanı …’ın geri vites sirensiz … çalıştırdığından, sürücünün görüş alanı dışındaki alanda işçi çalışmasına karşın gözcü bulundurmadığı, iş yerinde gerekli güvenlik önlemlerini almadığı için kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu, firmada iş güvenliği uzmanı olarak çalışan …’ın risk analizi yapmayıp iş yerinde gerekli güvenlik önlemlerini almak için iş vereni uyarmadığı için aynı şekilde asli kusurlu, işçi …’in çalıştığı alanda kamyonların çalıştığını bilmesine karşın dikkatsiz çalıştığı için tali kusurlu, sürücü …’nın ise sahada işçilerin çalıştığını bilmesine karşın dikkatsiz davranarak kazanın meydana gelmesine neden olduğu için aynı şekilde tali kusurlu olduğunun belirtilmiştir.

7. 25.04.2016 tarihli heyet raporunda;
”Sürücü olan sanık …’nın geri vitesi düdüğünün çalışmadığını bildiği halde bu arızanın giderilmeden kamyon kullandığı, kullandığı … nedeniyle görülemeyen bölgenin bulunmasına rağmen geri geri karayoluna çıkarken bir işaretçi talep etmediği, bu nedenle kusurlu olduğu, yine yapılan işi alan şirket yetkilisi sanık …’ın çalışanlarına şantiye koşullarında özel eğitim verdirmemesi, … trafiğini yönlendirecek işaretçi bulundurmaması … ve iş makinesi bakım birimi oluşturan şantiye sorumlusu atamasına rağmen tam bir denetim ve gözetim sistemi oluşturmayan tehlikeli çalışmada çalışma yöntemi ve tehlikeden korunmayı çalışanların insiyatifine bırakması nedeniyle kusurlu oldukları, iş güvenliği uzmanı olarak çalışan ancak çalışma süresi dikkate alındığında daha önceden yapılmış risk analizini yeniden yapmaya ve çalışanların tamamına eğitim vermeye yetişmediği için ölene eğitim veremeyen sanık …’ın kusursuz olduğu” kanaati bildirilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık … Danışmanın yönetim kurulu başkanı olduğu … San ve Tic A.Ş’nde şoför olarak çalışan sanık …’nın Orhaneli – Bursa yol yapım çalışmaları nedeniyle sürücüsü bulunduğu kamyonla yola serilecek malzemeleri getirdiği, damperli olan kamyonun damperini kaldırarak malzemeleri boşalttıktan sonra geri geri giderek Orhaneli – Bursa karayoluna çıkmak istediği esnada, aynı şirkette çalışan, olay anında yolda arkası kamyona dönük vaziyette tırmık yapan …’e çaparak ölümüne neden olduğu olayda; mahkemenin oluşa ve kusura ilişkin değerlendirmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

1.Sanık … müdafinin temyiz istemi yönünden;
UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde sanık …’nın 05.04.2020 tarihinde temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık hakkında açılan kamu davasının, 5237 sayılı TCK’nın 64 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.

2. Sanık … müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1.5271 sayılı CMK’nın 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği; somut olayda, suç tarihinden önce kasıtlı suçtan hapis cezası bulunmayan, müştekinin zararını giderdiği anlaşılan, dosyaya olumsuz bir hali yansımayan, lehe olan yasa hükümlerinin uygulanmasını talep eden, HAGB uygulanmasını kabul eden sanık hakkında HAGB hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması hukuka aykırı görülmüştür.

2.Sanık hakkında kurulan hükümde, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52/3. maddelerine aykırı davranılması a hukuka aykırılık görülmüştür.

3.Hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.06.2016 tarihli ve 2015/451 Esas, 2016/ 547 Karar sayılı kararına yönelik sanık … ve sanık … müdafiilerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2023 tarihinde karar verildi.