Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/7702 E. 2023/4370 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7702
KARAR NO : 2023/4370
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/166 E., 2015/898 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.02.2015 tarihli 2015/71 Esas, 2015/30 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmışsa da, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanan mağdurların sanıktan şikayetçi olmamaları nedeniyle sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 3 üncü ve devamı maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

2. Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/12/2015 tarihli 2015/166 Esas, 2015/898 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 12.100TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 14.10.2020 tarihli ve 2016/72612 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteminin, kusursuz olduğuna hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, mağdurlarının zararlarını söylemedikleri için zarar giderimini sağlayamadığını, hakkında adli para cezasına değil hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ya da cezanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.21.12.2014 günü saat 16.00 sıralarında sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile Bursa istikametinden Orhaneli istikametine doğru seyir halinde iken 10 km 850 nci metredeki olay mahalli virajına geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı yön şeridine diklemesine geçtiğinde aracının sağ ön ve arka kapı kısımlarına, karşı yön şeridinden gelmekte olan müşteki sanık sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin ön kısımlarıyla çarpması sonucu yaralanmalı ve ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir.

2. Kaza tespit tutanağına göre, sanık …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 84 üncü maddesi ve 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,” kuralını ihlal ederek kusurlu olduğu belirlenmiştir.

3. Mahkemece keşif üzerine trafik bilirkişisinden alınan rapora göre, sanığın 2918 sayılı Kanun’un 84 üncü maddesinin (g) bendinde yer alan şeride tecavüz etme kuralını ihlal ettiği, aynı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri uyarınca

“a) Kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,

b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,” kurallarına uymayarak asli yönden ve tamamen kusurlu olduğu belirlenmiştir.

4. 18.08.2015 tarihli Adli Tıp İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre; sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyrini; havanın yağışlı ve zeminin ıslak olması durumunu ayrıca olay mahallinin viraj olmasını da dikkate alarak kontrollü bir şekilde teyakkuz halinde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemesi neticesinde olay mahalli virajını dönerken direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı yön şeridine diklemesine geçerek buradan gelmekte olan müşteki sanık sürücü idaresindeki otomobilin istikamet şeridini kapattığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu olduğu belirlenmiştir.

5. Yapılan otopsi raporuna göre; kişinin ölüm sebebinin … içi trafik kazası ile husulü mümkün kafa travması ve genel vücut künt travmasına bağlı solunum ve dolaşım durması olduğu tespit edilmiştir.

6. Mağdurlar …, … ve mağdur sanık …’ın yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu ve mağdurların sanıktan şikayetçi olmadıkları anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Soruşturma aşamasında kolluk tarafından düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı ile uyumlu keşfen mahkemece alınan trafik bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 18.08.2015 tarihli raporunun oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği buna göre, sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyrini; havanın yağışlı ve zeminin ıslak olması durumunu ayrıca olay mahallinin viraj olmasını da dikkate alarak kontrollü bir şekilde teyakkuz halinde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemesi neticesinde olay mahalli virajını dönerken direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı yön şeridine diklemesine geçerek buradan gelmekte olan sürücü idaresindeki otomobilin istikamet şeridini kapatarak çarpışmasıyla meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanığın kusursuz olduğuna ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2. Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 61 inci maddesinin birinci fıkrası ve 22 nci maddesinin dördüncü fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tamamen kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini yerine, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bursa 15.Asliye Ceza Mahkemesinin 30/12/2015 tarihli 2015/166Esas, 2015/898 Karar sayılı kararına yönelik sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2023 tarihinde karar verildi.