Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/7690 E. 2023/4634 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7690
KARAR NO : 2023/4634
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/220 Esas 2015/375 Karar
SUÇ : Taksirle Öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tokat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli 2015/220 Esas 2015/375 Karar sayılı kararı sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 12.10.2020 tarihli ve 2016/44422 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık müdafinin temyiz isteminin sanık hakkında verilen temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak fazla verildiği, sanık hakkında verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesinin hatalı olduğuna, sanığın kusuruna bilirkişi raporuna itiraz edildiği, diğer sürücünün hızlı geldiğinden dolayı kazanın meydana geldiğini, sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.

2.Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin sanık hakkında suç vasfında yanılgıya düşüldüğü, katılan …’ın şikayetten vazgeçmesinden dolayı 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası yerine aynı maddenin birinci fıkrasından cezalandırılmasının, sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasının hatalı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. 19.03.2015 günü saat 19:59 sıralarında sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki …..9 plaka sayılı kamyon ile Niksar ilçe istikametinden bölünmüş D-100 karayolunu takiben seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde, solundaki Tepeşehir Hayat Evleri istikametine orta adası bulunan kavşaktan ters yönden girerek sola dünüşe geçtiğinde aracının sağ kasa yakıt depo kısımlarına, karşı yönden gelen Niksar istikametine doğru seyreden sürücü …’ın sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı otomobilin ön kısımları ile kavşak içinde çarpması sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir.

2. 20.03.2015 tarihli CD görüntü inceleme tutanağında, Erbaa Hazır Beton işletmesi önündeki kamera görüntüsü incelendiğinde, kaza anının kamera açısında olmadığı ancak plakası belli olmayan ve görünmeyen, üzerinde saman yüklü kamyonun (Erbaa’dan Tokat istikameti) saat: 20:04:00 da D 100 karayolu üzerindeki kavşağa (adaya) tersten giriş yaptığı, karşı yönden gelen (Tokat’tan Erbaa istikameti) plakası görünmeyen otomobilin selektör yaparak 20:04:07 de kavşağa giriş yaptığının tespit edildiği anlaşılmıştır.

3. Kaza tespit tutanağı ile fren izini rastlanılmadığı, sanık …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57 nci maddesinin (a) bendi uyarınca “a) Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.” kural ihlali ve aynı Kanun’un 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca “c) Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara,” kural ihlali yaparak asli kusurlu olduğu, diğer sürücünün 2918 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kuralı ihlali ile tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.

4. Savcılıkta trafik bilirkişisinden alınan rapora göre, sanık …’ın kavşaktan dönüşünü kurallara uygun şekilde yapması, adanın etrafında dönüş yaparak kavşağa girmesi gerekirken bu hususa riayet etmeyerek 2918 sayılı Kanun’un 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca kural ihlali yaptığı, kavşak girişinde yolun sağ bölümünde “DUR” levhası dikkate alması, kavşakta durup, trafik durumunun kendi geçişine olanak sağladığı zamanı beklemesi D-100/20 karayolu üzerinden gelen ve kavşakta kendisine göre geçiş önceliği olan otomobilin geçişine öncelik vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeden durmadan kontrolsüz şekilde kavşaktan geçmeye çalıştığı esnada düz doğrultuda seyir ederek kavşaktan geçiş yapmaya çalışan otomobilin seyir istikametini kapatarak kazaya sebebiyet vermesiyle 2918 sayılı Kanun’un 57 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kuralını ihlal ederek kazanın oluşmasında asli kusurlu olduğu, diğer sürücünün hava ve yol durumunu da değerlendirerek özellikle kavşağa yaklaşırken hız limitlerinin de altında bir hızla kavşağa girmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek 2918 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.

5. Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 21.08.2015 tarihli raporuna göre;
a.Sanık sürücü …, sevk ve idaresindeki …..plaka sayılı kamyon ile Niksar istikametinden bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde, mahal şartlarını ve mevcut “DUR” trafik işaret ve levhalarını dikkate almadan kavşaktaki orta adadan ters yönden sola dünüşe geçtiğinde, karşı yönden gelen sürücü idaresindeki aracın önünü kapattığı ve ilk geçiş hakkını otomobil sürücüsüne vermediği anlaşılmış olup, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda asli kusurlu olduğu,
b.Sürücü …, sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı otomobil ile Erbaa istikametinden Niksar istikametine seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermemiş, tespitlerden anlaşılmakla hızını yol, zemin, mahal, hava ve görüş durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamamış, seyir hızıyla girdiği kavşak içinde önlemsizce diğer sürücü idaresindeki … ile çarpıştığı anlaşılmış olup olayda alt düzeyde tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir.

6. Katılan … hakkında tanzim olunan kati hekim raporuna göre; vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığının bildirildiği görülmüştür.

7. Yapılan otopsi raporuna göre, …’ın ölüm nedeninin trafik kazasına bağlı olarak gelişen kafa ve göğüs travması sonucu vefat ettiği tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.TEMEL CEZA YÖNÜNDEN
5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak bir kişinin ölmesine neden olan sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, takdiri indirim uygulanma gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılarak sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görülmeyerek hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. KUSUR YÖNÜNDEN
Soruşturma aşamasında kolluk tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağı ile uyumlu bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 21.08.2015 tarihli raporunun oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği buna göre, sanığın yönetimindeki kamyon ile Niksar istikametinden bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde, mahal şartlarını ve mevcut “DUR” trafik işaret ve levhalarını dikkate almadan kavşaktaki orta adadan ters yönden sola dünüşe geçtiğinde, karşı yönden gelen sürücü idaresindeki aracın önünü kapattığı ve ilk geçiş hakkını otomobil sürücüsüne vermeyerek asli kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafinin kusura ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

3.CUMHURİYET SAVCISININ SANIK HAKKINDA BİLİNÇLİ TAKSİR HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI GEREKTİĞİNE İLİŞKİN TEMYİZ İSTEMİ YÖNÜNDEN
Olay günü sanığın bölünmüş yolda seyri sırasında mahalli kavşağa geldiğinde, mahal şartlarını ve mevcut “DUR” trafik işaret ve levhalarını dikkate almadan kavşaktaki orta adadan ters yönden sola dünüşe geçtiğinde, karşı yönden gelen sürücü idaresindeki aracın önünü kapattığı ve ilk geçiş hakkını otomobil sürücüsüne vermeyerek asli kusurlu olarak bir kişinin öldüğü ve bir kişinin de nitelikli yaralandığı olayda, sanığın kavşakta ters yöne girerken herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemediği kaza neticesine sebebiyet verdiği, sanığın kavşakta ters yöne girmesi nedeniyle hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuş ve bozma sebebi sayılmıştır.

4.CUMHURİYET SAVCISININ SUÇUN VASFINA YÖNELİK TEMYİZ İSTEMİ YÖNÜNDEN
Dosya kapsamında sanığın bilinçli taksirle ve asli kusurlu olarak bir kişinin ölümüne ve bir kişinin kemik kırığı ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde nitelikli yaralanmasına neden olduğu, her ne kadar katılan …’ın yaralanması kapsamında 15.12.2015 havale tarihli dilekçe ile şikayetten vazgeçtiğini bildirdiği görülmüşse de, gerekçeler kısmının (3) nolu bendinde açıklanan nedenlerle somut olayda bilinçli taksir halinin bulunduğu, nitelikli yaralanmada şikayetten vazgeçmeyle suç vasfının değişmeyeceği anlaşılmakla sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrasından hüküm kurulması gerekirken, aynı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrasından hüküm kurulmasında Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görülmekle hukuka aykırılık bulunmuş ve bozma sebebi yapılmıştır.

5.DİĞER TEMYİZ İSTEMLERİ YÖNÜNDEN
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, sanık müdafinin ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenle Tokat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli 2015/220 Esas 2015/375 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.11.2023 tarihinde karar verildi.