YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7688
KARAR NO : 2023/4633
KARAR TARİHİ : 01.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/256 E., 2015/876 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli 2015/256 Esas 2015/876 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.10.2020 tarihli ve 2016/71815 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık müdafii süre tutum dilekçesi vererek kararı temyiz etmiştir.
2. O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin sanığın olay tarihinde alınan alkol raporuna göre 1.25 promil alkollü olması ve aşırı hızla … sürmek suretiyle kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinden bilinçli taksirle cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.23.03.2015 günü saat 17.20 sıralarında sanık sürücü …’in sevk ve idaresindeki 46 NU 105 plakalı otomobille M.Süleyman Paşa Bulvarı üzerinde seyri sırasında olay yerine geldiğinde gidiş yönüne göre sağdan yola girerek sol tarafa geçmek isteyen yayaya aracının sol ön kısımları ile, yaya geçidi yakınında çarpması sonucu 2007 doğumlu yaya …’ın ölmesi ile neticelenen olay meydana gelmiştir.
2. Sanık olay yerini terk ettiğinden dolayı kaza tespit tutanağının bulunmadığına ilişkin tutanak tutulmuştur.
3. Dava konusu kazanın 23.03.2015 günü 17:20 sıralarında meydana geldiği, sanığın olay yerini terk ettiği, aynı gün 19:57 de sanığın yapılan ölçümünde 1.25 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, kaza anı ile alkol ölçümünün yapıldığı saat arasında 160 (yüz altmış) dakika fark olduğu, metabolizma sonucu kandaki alkol düzeyinin 1 saatte 0,12-0,18 promil ve ortalama 0,15 promil azaldığı tıbben bilindiğine göre, 23.03.2015 tarihinde saat 17:20’da meydana gelen kazadan 160 dk sonra 1,25 promil ölçülen alkol düzeyinin kaza anında 1,63 promil olduğu anlaşılmıştır.
4. Soruşturma aşamasında trafik uzmanından alınan bilirkişi raporuna göre, sanığın 2918 sayılı Kanun’un 48 inci maddesinde “uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda … sürmeleri yasaktır” kuralını ihlal ettiği, aynı Kanun’un 74 üncü maddesi “yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek” kuralını ihlal ettiği, aynı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca “hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ” kuralını ihlal ederek asli derecede kusurlu olduğu belirlenmiştir.
5. Mahkemece trafik bilirkişisinden alınan raporuna göre sanığın 2918 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi, 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca kusurlu olduğu belirlenmiştir.
6.Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 04.08.2015 tarihli raporuna göre;
a.Sanık sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, hızını mahal şartlarına göre ayarlaması, yaya geçidinin olduğu yere asgari hız düzeyinde yaklaşması, müteyakkız olup müteveffayı farkettiğinde de zamanında aracını durdurarak kazayı önlemesi gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş, ifadeler, aracında meydana gelen hasar ve yayanın savrulma mesafesinden de anlaşıldığı gibi, aşırı hızlı seyretmiş ve bu hız durumu olayın meydana gelmesindeki ana unsuru oluşturmuş olup bu hali ile neden olduğu olayda asli kusurlu olduğu,
b.Olaya müdrik yaşta olmayan ölen yaya …’ın yolun karşısına geçmek için tam olarak yol sathı yaya geçidi çizgilerinin olduğu kısmı kullanması, yolu iyice kontrol etmesi, gelen araçların hız ve mesafelerine dikkat etmesi, yüksek hızla gelmekte olan sanık idaresindeki aracın geçmesini beklemesi gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş olup davranış faktörleri sonuç üzerinde tali derecede kusurlu olduğu belirlenmiştir.
7. Dosya kapsamında alınan otopsi raporunda, kişinin ölüm sebebinin künt kafa ve göğüs travması sonucu beyin ödemi ve akciğer kontüzyonu nedeniyle meydana geldiği tespit edilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen neticenin ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak, asli kusurlu sanık hakkında belirlenen temel cezanın sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinden, teşdiden hüküm kurulması, oluş ve dosya kapsamına uygun görüldüğünden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, asli kusurlu olarak bir kişinin ölümüne sebebiyet veren sanık hakkında temel cezanın 4 yıl hapis cezası olarak belirlenmesinin, işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı, hak, adalet ve nasafet kuralları ile dava dosyası içeriğine uygun olduğu anlaşıldığından, hükümde bu nedene dayalı hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafinin temel ceza miktarına ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2.Oluş ve dosya kapsamına göre; sanığın 1.63 promil alkollü vaziyette … kullanmakta iken direksiyon hakimiyetini kaybederek kazaya sebebiyet verdiği, bu tehlikeli davranışları gerçekleştirirken herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemediği kaza neticesine sebebiyet verdiği, tüm bu sebeplerle sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin koşullarının oluştuğu, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 22 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ceza verilmesi gerekirken, eksik ceza tayininde hukuka aykırılık bulunmuş ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde bulunmakla bozma sebebi sayılmıştır.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, sanık müdafinin ve o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı bentte açıklanan nedenle Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli 2015/256 Esas 2015/876 Karar sayılı kararına yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.11.2023 tarihinde karar verildi.