Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/6310 E. 2023/4981 K. 14.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6310
KARAR NO : 2023/4981
KARAR TARİHİ : 14.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/393 E., 2016/58 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Katılan … tarafından temyiz aşamasında 19/04/2016 havale tarihli şikayetten vazgeçme dilekçesi sunulduğu, sanığın talimat mahkemesince alınan savunmasında hakkında şikayetten vazgeçme olması halinde kabul ettiğine dair beyanı bulunduğu ve katılanın nitelikli yaralanmasına karşın olayda bilinçli taksir unsurlarının bulunmadığı anlaşılmakla, katılan …’un temyiz aşamasındaki şikayetten vazgeçme beyanı doğrultusunda katılanlar … ve … vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Adıyaman 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 09/02/2016 tarihli ve 2015/393 Esas, 2016/58 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 63 üncü maddesi ile 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sonuç ceza olarak hapis cezasından çevrilen 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve C-E sınıfı sürücü belgesinin 10 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 07/10/2020 tarihli ve 2016/121732 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
1-Eksik inceleme sonucu hatalı kusur tayini ile sanık hakkında beraat kararı yerine mahkumiyet hükmü kurulmasının ve fazla cezaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2-Diğer sebeplere,İlişkindir.

Katılanlar vekilinin temyiz sebebi;
1-Eksik araştırma sonucu yanlış kusur tespiti ile sanık hakkında eksik ceza tayininine,

2- Diğer sebeplere, İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü;
Olay günü sanık …’ün sevk ve idaresindeki… plakalı tır’ın Adıyaman Gölbaşı yolunda seyir halinde iken ölen …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile yanında katılanlar … ve … bulunduğu halde Besni istikametinden Adıyaman Gölbaşı karayoluna kavşaktan girdiği sırada çarpışması neticesinde …’ın vefat ettiği, katılanlar … ve …’un yaralandığı belirtilmiştir.

2.Sanık sürücü aşamalardaki savunmalarında,Besni kavşağına geldiğinde bir aracın yola girmek üzere olduğunu, gündüz vakti olduğunu, aracın yola direk çıkmayacağını düşündüğünü, hızını yavaşlatıp sol şeride geçtiğini ve bu esnada Doğan marka aracın sağ şeride girdiğini orda durur diye tahmin ettiğini ancak hareket etmeye devam ettiğini bunun üzerine korna çalarak sellektör yaparak aracı ikaz etmeye çalıştığını ancak frene bassa da durmak için çok geç kaldığını ve ana yoldan geldiği için aracın önüne geleceğini tahmin etmediğini, hızının çok fazla olmadığını, meydana gelen kazada kendi kusurunun bulunmadığını beyan etmiştir.

3.Katılanlar … ve … aşamalardaki beyanlarında, Besni kavşağına geldiklerinde beklemeksizin ölen sürücünün kavşağa girdiğini, sol taraftan gelen aracın yolun eğimi nedeni ile görünmediğini ve hızlı şekilde gelen tır sürücüsünün kendilerine çarptığını şikayetçi olduklarını ve katılma talebinde bulunduklarını beyan etmekle haklarında katılma kararı verilmiştir ancak katılanlardan … temyiz aşamasında verdiği 19/04/2016 tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmiştir.

4.Soruşturma aşamasında ölenin annesi olarak şikayetçi olduğunu beyan eden katılan … Aslan kovuşturma aşamasında usulüne uygun tebligata rağmen duruşmalara katılmamış vekilince temsil edilmiş ve vekil tarafından katılma talebinde bulunulmuş olmakla hakkında katılma kararı verilmiştir.

5.Kaza tespit tutanağında, gün durumunun gündüz, havanın açık, zeminin kuru, azami hız sınırının 110km olduğu, sanık sürücü …’ün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 52/1-a maddesinde düzenlenen (aracının hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak) kuralı ihlal ettiği, ölen sürücü …’ın ise aynı Kanunun 47/1-c maddesi gereği, trafik işaret levhaları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen hususlara uymadığının ve yine aynı Kanunun 57/1-a maddesi gereği, kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamadığının geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermediğinin ve bu suretle belirtilen maddeleri ihlal ettiği belirtilmiştir.

6.Soruşturma aşamasında yapılan keşif üzerine düzenlenen 23/07/2015 tarihli tek bilirkişi raporunda ve soruşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen Adli Tıp Kurumu İstanbul Tarafik İhtisas Dairesinin 12/11/2015 tarihli heyet raporunda, sevk ve idaresindeki araçla gündüz vakti kavşak mahalline yaklaşırken kontrollü ve müteyakkız seyredip hızını yeterince azaltması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla sanık sürücünün kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile tali kusurlu olduğu, sevk ve idaresindeki araçla olay mahalli kavşakta geçiş yapmadan evvel seyir halinde olan araçların seyir durumlarını yeterince kontrol etmediği, kendisine hitaben bulunmakta olan “Dur” levhasınıda dikkate alarak durup ilk geçiş hakkını şüpheli sürücü sevk ve idaresindeki araca vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, şüpheli sürücünün istikamet şeridini kapattığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile müteveffa sürücü …’ın asli kusurlu olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.

7.Ölen şahsın kesin ölüm sebebini belirleyen, Besni Cumhuriyet Başsavcılığının 14/07/2015 tarihli ölü muayene tutanağında, kişinin ölümünün, beyin kanaması ve boyun kırığı sonucu meydana gelmiş olduğu kanaati bildirilmiş.

8.Katılan …’un yaralanmasına ilişkin olarak Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 15/07/2015 tarihli kati raporu ile şahsın hayati tehlikesinin bulunmadığı ve basit tıbbi müdahale ile geçer nitelikte yaralandığı belirtilmiştir.

9.Sanık …’e ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

A.Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulama maddesi olan 5237 sayılı Kanun’un 50/4 maddesi ile sonuç ceza olan adli para cezasının günlük miktarının takdir edilmesinin dayanak maddesi olan 52/2 maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52/3 maddesine aykırı hareket edilmesi,

B.5237 sayılı Kanun’un 50/6. maddesinde bulunan ”yaptırım” ibaresinin, 01.03.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 26.02.2008 tarihli ve 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ”tedbirin” olarak değiştirilmesi ile, sözü edilen maddenin birinci fıkrasının ”a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK’nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğine haiz olmayan, uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,

Kanuna aykırı olup, söz konusu aykırılıklar Yargıtay tarafından düzeltilmiştir.

C.Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
CI. Eksik inceleme sonucu hatalı kusur tayini ile sanık hakkında beraat kararı yerine mahkumiyet hükmü kurulmasının ve fazla cezaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular kısmında yer verilen kaza tespit tutanağı ve oluşa uygun düştüğü kabul edilen bilirkişi raporları doğrultusunda tali kusurlu bulunan sanık hakkında, taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 63 üncü maddesi ile 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sonuç ceza olarak hapis cezasından çevrilen 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve C-E sınıfı sürücü belgesinin 10 ay süre ile geri alınmasına ilişkin esas mahkeme kararı hukuka uygun olup, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

CII. Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

D.Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri;
DI. Yanlış kusur tayini ile sanık hakkında eksik ceza tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekir, bu kapsamda inceleme konusu somut olayda oluşa uygun bulunan bilirkişi raporları doğrultusunda tali kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne bir kişinin de yaralanmasına neden olan sanık hakkında, taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 63 üncü maddesi ile 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sonuç ceza olarak hapis cezasından çevrilen 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve C-E sınıfı sürücü belgesinin 10 ay süre ile geri alınmasına ilişkin esas mahkemenin kararı adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek hukuka uygun bulunmakla hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

DII. Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün A ve B numaralı maddelerinde açıklanan nedenlerle Adıyaman 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 09/02/2016 tarihli ve 2015/393 Esas, 2016/58 Karar sayılı kararına yönelik olarak hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün (4) numaralı paragrafı hükümden çıkartılarak yerine “Sanığın kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, sanığa verilen hapis cezasının TCK’nın 50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının TCK’nın 52/3. maddesi gereğince 910 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK’nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri gözönünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20,00 TL olarak hesabıyla 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesi ve hükmün (5) numaralı paragrafında yer alan “… taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde kalanının tamamının muaccel hale geleceğinin ve aynı kanunun 50/6 hükmü gereğince hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmadığı veya başlanıp da devam edilmediği takdirde para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına,” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “sanık hakkında hükmolunan adli para cezasına ilişkin taksitlerden birinin ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve cezanın hapse çevrileceğinin ihtaratı” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2023 tarihinde karar verildi.