Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/6307 E. 2023/2301 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6307
KARAR NO : 2023/2301
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması,Beraat

1.Katılanlar Vekilinin Sanık … Hakkında Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İlişkin Temyiz Talepleri Yönünden;
Sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği ön inceleme neticesinde anlaşılmakla, gereği düşünüldü:

2.Sanık … müdafiinin Temyiz Talebi Yönünden;
Sanık müdafii tarafından yapılan temyiz itirazının vekalet ücretine hasren olduğu anlaşılmakla;
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29/12/2015 tarihli ve 2015/113 Esas, 2015/372 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanunu’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının c bendi uyarınca beraat karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen, 07/10/2020 tarihli ve 2016/144566 sayılı, sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz talebi yönünden iade, sanık … hakkında kurulan hükme ilişkin temyiz talebi yönünden düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A-Katılanlar vekilinin temyiz nedeni;
Katılanlar lehine sanık … aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine, ilişkindir.

B-Sanık müdafiinin temyiz nedenleri;
Sanık lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Görüşü
1.26.01.2015 günü saat 11.45 sıralarında sanık sürücü … sevk ve idaresindeki…plakalı kamyonetle Dağkızılca Mahallesi yönünden gelip Doğancılar Mahallesi yönünde seyirle olay yerine geldiğinde aracını karşı şeride geçirip karşı yönden gelmekte olan diğer sanık sürücü … sevk ve idaresindeki …plakalı otomobille çarpışması sonucu, sanık sürücü Ali sevk ve idaresindeki…plakalı kamyonette yolcu olarak bulunan …’ ın tedavisi devam ettiği sırada geçirdiği trafik kazası sonucunda her iki uyruk diyafizinde meydana gelen kırıkların ve beraberinde tedaviye rağmen gelişen komplikasyonlar, dolaşım yetmezliği, kişinin kendisindeki mevcut hastalıklarının müştereken etkisi sonucunda vefat ettiği, sanık … ve aracındaki 3 yolcunun kazadan dolayı yumuşak doku travmasına neden olan yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu belirtilmiştir.

2.Yapılan keşifte olay yerinde yolun iki yönlü, 6 metre genişliğinde olup banketin olmadığı Doğancılar Mahallesi gidiş yönünde ve sağda 6012 nolu Sokak ayırımı mevcut olup mahallin yerleşim dışı, kaza sırasında vaktin gündüz ve havanın açık olduğu, kazanın meydana geldiği yer köy yolu olup eğimli ve virajlı olduğu zeminin asfalt, yüzeyin kuru, fren izinin olmadığı, çarpışma noktasının Doğancılar Mahallesi gidiş yönünde sol şerit üzerinde olduğu belirlenmiştir.

İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin raporunda dosya kapsamı, ifadeler, Trafik kazası tespit tutanağı, kroki, kaza fotoğrafları, CD görüntüleri ve keşif sırasında çekilmiş kaza mahalli resimleri ile birlikte, tümü ile tetkik edildiğinde sanık sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonetle seyri sırasında aracını karşı şeride geçirip karşı yönden gelmekte olan diğer sanık idaresindeki aracın önünü kapatarak şerit ihlali ile neden olduğu olayda asli ve tam kusurlu olduğu diğer sanık sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobille kendi şeridinde seyri sırasında seyir şeridine girip önünü kapatan diğer sanık idaresindeki araçla çarpışması sonucu karıştığı olayda alacak bir önlemi olmadığı, ayrıca olayda etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali de görülmediğinden atfı kabil kusuru olmadığı belirtilmiştir.

Sanık …’ın olay tarihinde yönetimindeki aracı ile tam ve asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza neticesinde, aracında bulunan eşi Gülizar’ın ölümüne, karşı istikamette gelen araçta bulunan katılanların da yaralanmasına neden olduğunun anlaşılması karşısında, meydana gelen neticenin ağırlığı ve kusur durumu da gözetilerek tek olan eylemi nedeni ile 5237 sayılı TCK’nın 85/2. maddesi esas alınmak suretiyle taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasına, karar verilmesi gerekmiştir.

3.Tüm dosya kapsamı tanık anlatımları, rapor ve tutanaklar ile birlikte sanık sürücü …’ın asli ve tam kusurlu olarak sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetle şerit ihlali sonucu meydana gelen ölüm ve yaralamalı kaza nedeniyle, sübut bulan eyleminden dolayı bir kişinin ölümüne birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan cezalandırılmasına ancak sanığın geçmişteki sabıkasız kişiliği ile dosyaya yansıyan kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat edinildiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 45 ZB 9314 plakalı otomobili sevk ve idare eden sanık sürücü …’ün ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Sanık … hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

B.Sanık … müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Temyiz talebinin vekalet ücretine hasren yapıldığı görülmekle yapılan incelemede, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine, hazine aleyhine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırılık sebebi olarak belirlenmiş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V.KARAR
1.Katılanlar vekilinin Sanık … Hakkında Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İlişkin Temyiz Taleplerinin İncelenmesi ile,
Sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmakla, dava dosyasının, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,

2. Sanık … müdafiinin Temyiz Talebinin Vekalet Ücretine Hasren Olduğu Anlaşılmakla;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 8.Ağır Ceza Mahkemesinin, 29/12/2015 tarihli ve 2015/113 Esas, 2015/372 Karar sayılı sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün sanık … hakkındaki (2) numaralı maddesinden sonra gelmek üzere “Beraat eden sanık yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Asliye Mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine” cümlesi eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2023 tarihinde karar verildi.