Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/6145 E. 2023/4814 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6145
KARAR NO : 2023/4814
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/601 E., 2016/116 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Düzce 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 25/02/2016 tarihli ve 2014/601 Esas, 2016/116 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 51 nci maddesinin birinci, üçüncü, yedinci fıkraları ve 53 üncü maddesinin altınca fıkrası uyarınca takdir olunan 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasının ertelenmesine, iki yıl denetim süresine tabi tutulmasına ve sürücü belgesinin iki yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 07/10/2020 tarihli ve 2016/142334 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebebi,
1-Eksik inceleme sonucu hatalı kusur tayini ile sanık hakkında fazla cezaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2-Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmeme gerekçesinin hukuka aykırı olduğuna,

3-Diğer sebeplere,İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü;
Mevcut olayda sanık …’un Düzce Belediyesine ait halk otobüsünde şöför olarak çalıştığı, 09.10.2014 günü saat:16.20 sıralarında sevk ve idaresindeki içinde yolcuların bulunduğu halk otobüsünün ön kapısını kapatmadan hareket ettiği ve müteveffa …’ın hareket halinde bulanan otobüsün ön kapısından inmek istediği sırada düşerek yaralandığı, bu yaralanmanın etkisi ile 12.10.2014 günü tedavi gördüğü Düzce Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Servisinde yaşamını yitirdiği olayda sanığın tüm kapıları kapatmadan harekete geçmesi nedeniyle kazaya neden olduğu belirtilmiştir.

2.Sanık sürücü aşamalardaki savunmalarında, duraktan kalkarken sol dikiz aynasına dikkatini verdiğini yolcu iniş kapısı olan arka kapıyı kapattığını ancak yolcuların bindiği ön kapının açık kaldığını, yolcunun inmeye çalışırken düştüğünü görmediğini diğer yolcuların ikazı üzerine aracı durdurduğunu ve meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını beyan etmiştir.

3.Mağdur … kovuşturma aşamasında dinlendiği celse sanıktan şikayetçi olmadığını ve katılma talebinin bulunmadığını, sanıktan giderilmesini istediği maddi zararı da olmadığını beyan etmiştir.

4.Tanık sıfatı ile aşamalarda dinlenen …, “Olay günü Farabi Anadolu lisesi otobüs durağından sanığın kullandığı otobüse bindim, benimle birlikte bir çok öğrenci de ön kapıdan otobüse bindiler otobüs hareket etmeye başladı arka ve orta kapı kapalıydı, bu sırada adının … olduğunu öğrendiğim bayan da ben ineceğim diyerek öğrencileri ittirerek ön kapıya yönelerek birden açık olan ön kapıdan aşağıya inmeye çalışırken yüz üstü düştü otobüs şoförü hemen durdu, bu sırada otobüse binen öğrenciler tam yerleşmediği için yavaş hareket ediyordu …” şeklinde beyanda bulunmuştur.

5.Dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağında, gün durumunun gündüz, havanın açık, zeminin kuru, azami hız sınırının 50km olduğu, sanık sürücünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (2918 sayılı Kanun) ilgili Yönetmeliğinin110/b-2 maddesini (kapılar açık halde hareket etmek) ihlal ettiğinden kusurlu bulunduğu, düşen yolcunun ise kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.

6.Soruşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesinin 03/11/2014 tarihli heyet raporu ile kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Dairesi Başkanlığının 03/04/2015 tarihli ve 14/12/2015 tarihli ek raporunda, sevk ve idaresindeki ticari yolcu otobüsü ile seyri sırasında olay mahalli otobüs durağına geldiğinde, otobüsten inecek olan yolcuyu dikkate almadan ve otobüsün ön kapısını kapatmadan hareket eden sanık sürücünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 47/d ve ilgili yönetmeliğin 110/b-2 (kapılar açık olduğu halde hareket etmek) maddelerini ihlal ettiğinden meydana gelen kazada asli kusurlu bulunduğu, ölen yolcu …’ın ise hareket halindeki aracın açık olan kapısından inmek istemekle can güvenliğini tehlikeye atmış olduğundan meydana gelen olayda tali kusurlu bulunduğu belirtilmiştir.

7.Ölen şahsın kesin ölüm sebebini belirleyen, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2014 tarihli ölü muayene tutanağında, “Kişinin ölümünün, geçirmiş olduğu kafa travmasına bağlı SAK+ akut subdural hematom sonucu meydana geldiği” belirtilmiştir.

7.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki belediye otobüsü ile meskun mahal içerisinde, azami hız limitinin 50km/saat olduğu, bölünmüş, asfalt kaplama cadde üzerinde gündüz vakti seyri esnasında, kaza mahalline geldiğinde yolcu aldığı duraktan kalkışı esnasında açık olan ön kapı kısmından inmeye çalışan yolcu …’ın hareket halindeki otobüsten düşmesi sonucu asli kusuru ile yolcunun ölümüne sebebiyet verdiği olayda,

A-Sanık müdafiinin eksik inceleme sonucu hatalı kusur tayini ile sanık hakkında fazla cezaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğuna yönelik temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular kısmında yer verilen bilirkişi raporları ile meydana gelen kazada asli kusurlu bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 51 nci maddesinin birinci, üçüncü, yedinci fıkraları ve 53 üncü maddesinin altınca fıkrası uyarınca takdir olunan 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasının ertelenmesine, iki yıl denetim süresine tabi tutulmasına ve sürücü belgesinin iki yıl süre ile geri alınmasına ilişkin esas mahkemenin kararı hukuka uygun bulunmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

B-Sanık müdafinin, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmeme gerekçesinin hukuka aykırı olduğuna yönelik temyiz sebebi yönünden,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 6. fıkrasının (c) bendinde belirtilen zararın, maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, ancak söz konusu maddi zararın da hakimin basit bir araştırma ile saptayabileceği zarardan ibaret bulunduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiği ve koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, CMK’nın 231/7 maddesi uyarınca objektif koşulların varlığı halinde diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce değerlendirilmesi gerektiği göz önüne alınarak madde kapsamında öngörülen koşulların, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte denetime olanak verecek şekilde, somut gerekçeler gösterilmek suretiyle değerlendirildikten sonra, sanık hakkında ”hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken; dosya içeriğine göre, kovuşturma aşamasında 10/02/2015 tarihli celse mağdur …’ın beyanının tespiti sırasında, şikayetinin bulunmadığını ve karşılanacak maddi zararının da olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla 10/02/2015 tarihli celse savunması sırasında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden, sabıkası ve duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz davranışı bulunmayan, hakkında belirlenen cezada takdiri indirim uygulanan sanık hakkında “Meydana gelen kaza nedeniyle mağdurların zararları tamamen tazmin edilmediğinden” nedeniyle CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına şeklindeki dosya kapsamıyla uyuşmayan, yasal olmayan, yanlış gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması hukuka aykırı bulunmuştur.

C-Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümde açıklanan nedenle Düzce 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 25/02/2016 tarihli ve 2014/601 Esas, 2016/116 Karar sayılı kararı ile kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2023 tarihinde karar verildi.