Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/539 E. 2020/6117 K. 18.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/539
KARAR NO : 2020/6117
KARAR TARİHİ : 18.11.2020

Mahkemesi : Çankırı Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Davanın reddine

Taksirle öldürme suçundan sanıklar hakkında açılan davanın reddine dair hükümler, sanık müdafii, katılanlar vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık müdafinin vekalet ücretine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık müdafiinin yüzüne karşı 12/04/2016 tarihinde tefhim edilen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra sanık müdafii tarafından 20.05.2016 tarihinde temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında temyiz isteminin aynı Kanunun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2- Katılanlar vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunduğu şekliyle, 5271 sayılı CMK’nın 172/2. maddesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamayacağı ve aynı Kanunun 173/6. maddesinde itirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesinin, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan ağır ceza mahkemesinin bu hususta karar vermesine bağlı tutulduğu, bu kapsamda; sanık ve katılan sanık hakkında Kurşunlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/435 sayılı soruşturma dosyası üzerinden 28/04/2010 tarihinde 2010/81 sayılı kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, belirtilen karara katılanlar vekilinin süresinde itirazda bulunması ile Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesinin 24.01.2011 tarih ve 2010/560 Değişik iş sayılı kararıyla müşteki vekilinin itirazının reddedilmesine karar verildiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16/05/2011 tarihli yazısı ile “kanun yararına bozma” yoluna gidilmediğinin anlaşıldığı, buna karşın aynı olay ve sanıklar hakkında şikayet dilekçesi verilmesi üzerine 18/02/2014 tarih, 2014/437 soruşturma ve 2014/151 esas no’lu iddianame ile sanık ve katılan sanık hakkında taksirle öldürme suçundan dava açıldığı, 5271 sayılı CMK’nın 173/6. maddesi uyarınca, daha önce kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmesinden sonra yeni delil varlığı nedeni ile sanıklar hakkında kamu davası açılabilmesinin yine aynı şekilde itiraz merciince bu hususta karar verilmesi şartına bağlı olduğunun ve yine aynı Kanunun 223/8. maddesi gereğince soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da, şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; öncelikle şartın gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilmesi, sonrasında ise daha önce kovuşturmaya yer olmadığına dair itirazı karara bağlayan merciin, yeniden kamu davası açılabilmesi konusundaki kararının beklenilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden açılan dava üzerine yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.