Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/5164 E. 2023/5078 K. 16.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5164
KARAR NO : 2023/5078
KARAR TARİHİ : 16.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/138 E. 2016/31 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çumra Asliye Ceza Mahkemesinin 18.01.2016 tarihli 2014/138 Esas 2016/31 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.09.2020 havale tarihli ve 2016/96986 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
Raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğuna, sanığın kusurlu olduğuna, beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ve sair nedenlere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
“sanık … hakkında olay tarihinde kullanmakta olduğu … plakalı … ile tek gidiş geliş olan Karkın Çumra Karayolu’nda seyir halinde iken, … plakalı sayılı aracı kullanan ve aracının yakıtının bitmesi yada arıza yapması nedeniyle yol üzerinde durmakta olan müteveffa …’a çarparak ölümüne neden olduğundan bahisle taksirle ölüme neden olamk suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de kazanın ardından jandarma ekiplerince düzenlenen kaza tutanağında, müteveffa …y’ın taşıt trafiğini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yolunda yürümek kuralını ihlal ettiğinden 1.derecede, sürücü …’nin aracın hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden 2.derecede kusurlu olduğunun belirtildiği, hazırlık aşamasında Adli Tıp Kurumundan alınan 07.03.2014 havale tarihli raporda ;Sürücü …, mahal dışı yol şartlarına göre seyrederek geldiği çift yönlü yolun olay yeri kesiminde, sağ şeritte durduğunu gördüğü otomobil nedeniyle çarpmamak için sol şeride girdiği, ancak girdiği bu şeritte de yol içerisinde gördüğü bu aracın sürücüsüne çarpmamak için tekrar sağ şeride geçmek için bu tarafa manevra yaparken yayaya çarptığı bu oluş şartlarındaki olayda aldığı bu tedbirlerden başka alabileceği bir tedbirin bulunmadığının anlaşılmasıyla kusursuz, müteveffa yaya …, meskun mahal sınırları dışındaki çift yönlü yolun aydınlatma bulunmayan kesiminde, yakıtı bittiği için yolun sağ şeridinde duran otomobili nedeniyle yardım beklerken can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde yol içerisinde bulunduğu sırada, otomobilini gördüğünde çarpmamak için yöneldiği sol şeritte kendisini görmesiyle tekrar sağ şeride yönelmek isteyen sürücü Tahir yönetimindeki çekici tarafından çarpıldığı bu oluş şartlarındaki olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı bu hareketleri nedeniyle asli kusurlu olduğunun belirtildiği,açılan davanın yapılan yargılaması sırasında kazanın meydana geldiği yerde keşif yapılmasına karar verilmiş ve keşif sonrası düzenlenen bilirkşi raporuna göre Müteveffa …’ın asli kusurlu, Sürücü olan sanık …’nin tali kusurlu olduğu belirtilmiş, olay yeri inceleme ekibine dahil olan Tanık …’in beyanları alınmış ve hem hazırlık aşamasında alınan kusur raporları hem de yargılama aşamasında alınan kusur durumunu bildirir bilirkişi raporları arasında çelişki görüldüğünden çelişkinin giderilmesi için dosya yeniden Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş Adli Tıp Kurumundan alınan 02.12.2015 havale tarihli raporunda, Sanık sürücü …, sevk ve idaresindeki çekici ile gece vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü yolu takiben seyredip, aydınlatmanın olmadığı olay mahalline geldiğinde, ön ilerisinde, seyrettiği sağ şerit içerisinde önlemsizce duran otomobil fark edip çarpmamak için sola yönelmesiyle, üzerindeki koyu renk elbise ile kaplama içerisinde bulunan yaya …’a ve yayaya çarpmamak için sağa yönelmesiyle de otomobile çarpması sonucu meydana gelen olayda, oluşa etken hatalı tutum ve davranışı ile olayı önleme imkanı olmadığından, sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.

Müteveffa yaya …, gece vakti, meskun mahal dışında, aydınlatmanın olmadığı olay mahallindeki çift yönlü yolda, trafiğin seyir güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde hiçbir önlem almadan aracını sağ şerit içerisinde durdurduğu ve üzerinde bulunan koyu renk elbise ile kendi can güvenliğini tehlikeye atacak tarzda kaplama içerisinde bulunduğu sırada, Karkın istikametinden gelen ve korunma tedbiri almadığı sanığın kullandığı çekicinin sadmesine maruz kaldığı olayda, dikkatsiz, tedbirsiz, kurallara aykırı hareketi ile K.T.K.’nun 84/k ve K.T.Y.’nin 138/c-d Maddeleri gereğince asli kusurludur. ”şeklinde görüş belirtmiş olması karşısında, katılan ve vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi talebi reddedilmiş ve dosyada mevcut Adli Tıp raporlarının raporu veren kişilerin farklı kişiler olması da göz önüne alındığından birbirleriyle uyumlu oldukları anlaşıldığından, usul ve yasaya uygun bulunan ve bu nedenlerle hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Raporunda belirtildiği üzere sanık Sürücününün olay tarihinde meydana gelen kazada oluşa etken hatalı tutum ve davranışı ile olayı önleme imkanı olmadığından, sonuçta atfı kabil kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, üzerine atılı taksirle ölüme neden olmak suçu açısından sanığın kast veya taksirinin bulunmaması nedeniyle, CMK.nun 223/2.c maddesi gereğince sanığın atılı suçtan beraatine,karar verilmiş ve aşağıdkia şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” şeklindedir.

2.Ölü muayene tutanağında …’ın trafik kazası ile husulü mümkün künt kafa ve göğüs travmasına bağlı kafa kemiklerinde kırık beyin kanaması akciğer yaralanması ve gelişen hemotoraks sonucu öldüğü tespit edilmiştir.

3.Kaza tespit tutanağında; meskun mahal dışında, gece vakti aydınlatmasız iki yönlü il yolunda sanığın sevk ve idaresindeki çekici ile seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde yol üzerinde aracın yakıtı bitmesi nedeniyle duran …’ı fark edemeyerek çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kaza sonucu her iki aracın da hasara uğradığı, yaya …’ın yayaların yürümesine ayrılmış kısımların kullanılmasının mümkün olmadığı veya bulunmadığı hallerde taşıt trafiğini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yolunda yürümek kuralını ihlal etmesi nedeniyle 1. derece kusurlu olduğu, …’nin ise … hızını azaltmaması nedeniyle 2. derece kusurlu olduğu belirlenmiştir.

4.Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 24.02.2014 tarihli raporda kusur dağılımı;

“Sürücü …, mahal dışı yol şartlarına göre seyrederek geldiği çift yönlü yolun olay yeri kesiminde, sağ şeritte durduğunu gördüğü otomobil nedeniyle çarpmamak için sol şeride girdiği, ancak girdiği bu şeritte de yol içerisinde gördüğü bu aracın sürücüsüne çarpmamak için tekrar sağ şeride geçmek için bu tarafa manevra yaparken yayaya çarptığı bu oluş şartlarındaki olayda aldığı bu tedbirlerden başka alabileceği bir tedbirin bulunmadığının anlaşılmasıyla kusursuzdur.

Müteveffa yaya …, meskun mahal sınırları dışındaki çift yönlü yolun aydınlatma bulunmayan kesiminde, yakıtı bittiği için yolun sağ şeridinde duran otomobili nedeniyle yardım beklerken can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde yol içerisinde bulunduğu sırada, otomobilini gördüğünde çarpmamak için yöneldiği sol şeritte kendisini görmesiyle tekrar sağ şeride yönelmek isteyen sürücü Tahir yönetimindeki çekici tarafından çarpıldığı bu oluş şartlarındaki olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı bu hareketleri nedeniyle asli kusurludur.” şeklindedir.

5.11.06.2015 tarihli mahallinde keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda müteveffa …’ın asli kusurlu, sürücü olan sanık …’nin ise … hızını yol trafik yük durumuna göre uydurmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

6.Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 26.11.2015 tarihli raporda kusur dağılımı;
“Dosya kapsamındaki ifadeler, CD içerisindeki olay sonrası mahalde çekilmiş fotoğraflar ve tespit edilen diğer tüm veriler incelenip, durum değerlendirmesi yapıldığında, kazanın tamamen, müteveffa yayanın, yakıtı biten aracını gece vakti, meskun mahal dışında, aydınlatmanın olmadığı olay mahallindeki çift yönlü yolda, trafiğin seyir güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde hiçbir önlem almadan sağ şerit içerisinde durdurması, üzerinde bulunan koyu renk elbise ile kendi can güvenliğini tehlikeye atacak tarzda kaplama içerisinde bulunması ve gelen araçtan korunma tedbiri almayıp, yol içerisinde çarpılması sonucu meydana geldiği, mevcut şartlarda meydana gelen bu olayda ise sanık sürücünün oluşa etken hatalı tutum ve davranışı ile olayı önleme imkanının olmadığı görüş ve kanaatine varan heyetimizce, sanığa kusur atfında bulunulan Tutanak ve Bilirkişi Raporunun sonuçlarına, oluşa uygun bulunmayarak iştirak edilmeyip, aşağıdaki şekli ile rapor tanzimi cihetine gidilmiştir. Mevcut verilere göre;

A- Sanık sürücü …, sevk ve idaresindeki çekici ile gece vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü yolu takiben seyredip, aydınlatmanın olmadığı olay mahalline geldiğinde, ön ilerisinde, seyrettiği sağ şerit içerisinde önlemsizce duran otomobil fark edip çarpmamak için sola yönelmesiyle, üzerindeki koyu renk elbise ile kaplama içerisinde bulunan yaya …’a ve yayaya çarpmamak için sağa yönelmesiyle de otomobile çarpması sonucu meydana gelen olayda, oluşa etken hatalı tutum ve davranışı ile olayı önleme imkanı olmadığından, sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.

B- Müteveffa yaya …, gece vakti, meskun mahal dışında, aydınlatmanın olmadığı olay mahallindeki çift yönlü yolda, trafiğin seyir güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde hiçbir önlem almadan aracını sağ şerit içerisinde durdurduğu ve üzerinde bulunan koyu renk elbise ile kendi can güvenliğini tehlikeye atacak tarzda kaplama içerisinde bulunduğu sırada, Karkın istikametinden gelen ve korunma tedbiri almadığı sanığın kullandığı çekicinin sadmesine maruz kaldığı olayda, dikkatsiz, tedbirsiz, kurallara aykırı hareketi ile K.T.K.’nun 84/k ve K.T.Y.’nin 138/c-d Maddeleri gereğince asli kusurludur. ” şeklinde belirtilmiştir.

7.Sanığın savunması “Olay günü saat 22:00 – 23:00 sıralarında tırı yüklemek için Karkın kantarına giriyordum. kantara girdiğimde ölen kişi kantarın içindeydi. Arabası dışarıda duruyordu. Dörtlüleri yanıyordu. Ben pancarı yüklemeye girdiğimde, yola çıkmıştı. Kantara yaklaşık 600 metre mesafede bu olay meydana geldi. Ölen kişi aracını sağ tarafa park etmiş, ışıkları yanmıyordu. Kendisi de aracın sol tarafındaydı. Ben son anda kendisini gördüğümde, frene bastım, direksiyonu sağa kırdım. Fakat çarpmaya engel olamadım. Arabanın sol ön tarafından kendisine çarptım. Hava karanlıktı, yolda herhangi bir aydınlatma yoktu. Yine çarptığım kişi tarafından aracın ön tarafında veya yol üzerinde herhangi bir uyarı levhası veya fosforlu bir işaret bulunmuyordu. Kendi giysileri de koyu renkliydi. Hızım yaklaşık 50-60 km civarındaydı. Bu olayın meydana gelmesinde benim herhangi bir kusurum yoktur. Suçsuzum, beraatimi istiyorum. Eğer bir ceza alırsam hakkımda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul ederim. Bu olay nedeni ile müştekilerin uğramış oldukları herhangi bir zarar var ise, maddi durumum iyi olmadığı için gideremem. Duruşmadan bağışık tutulmak istiyorum, dedi.” şeklindedir.

8.Tanık …’in beyanı ” Bana anlatmış olduğunuz olayın trafik kazası tespit tutanağı ben ve diğer arkadaşım tarafından tanzim edildi. Biz olay günü saat 23:00 sıralarında kazanın meydana geldiği yere intikal ettik. Kaza yaklaşık 10-15 dk önce gerçekleşmişti. Biz kazanın meydana geldiği yola gittiğimizde ölen şahsa ait aracın herhangi bir ikaz lambasının yandığını görmedik ancak bu lambanın yanmayışının sebebinin kaza neticesinde elektrik aksamındaki sıkıntıdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilmiyoruz. Olay tarihi itibariyle mevsim kış olduğundan hava pusluydu. Yolda buzlanma vardı. Bu nedenle görüş mesafesi de oldukça azdı. Olay yerine intikal ettiğimizde kantarda çalışan kişilerin verdikleri beyanlarda ölen şahsın aracının daha öncede kantar civarında arıza yaptığını, kendisine yola devam etmemesini söylediklerini ancak ölen şahsın yola devam ettiğini beyan ettiler. Biz olay yerine gittiğimizde şahıs yaralı olarak hastaneye kaldırılmış biz şahsı görmedik. Olayı net olarak hatırlıyorum. Aracın önünde arkadasında herhangi bir ikaz levhası veya lambası yoktu. Ayrıca aracında herhangi bir şekilde lambası yanmıyordu. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir. ” şeklindedir.

9.Tanık …’ın beyanı “Olay günü ölen … ın eniştesi olan … beni arayarak eniştesinin mazotunun bittiğini bu nedenle yolda kaldığını söyledi kendisine yardım etmemi söyledi. Bende bunun üzerine önce ova kavağı mevkiine gittim orada kimseyi görmeyince tekrar telefon ile görüştüm. Çumra yolunda olduğunu söyleyince o istikamete doğru gittim. Olay yerine gittiğimde tırın ışıkları yanıyordu. Ancak önde … çarpmanın etkisiyle küçülmüş vaziyetteydi. Ancak lambalarının ya da ikaz lambalarının yanıp yanmadığını bilmiyorum. Daha sonra ben Bayramı fabrikadan almaya gittim. Ancak … fabrikadan başka bir … ile hastaneye gitmiş bu nedenle bende tekrar olay yerine dönmedim. Benim tırı ilk gördüğümde yaklaşık tır ile aramdaki mesafe 40-50 metreydi. Olay günü hava sisliydi. Hatta ben tırın ışıklarını görünce … abinin aracını sandım ancak yaklaştıkça tır olduğunu farkettim. Ancak hava görüş mesafesini sıfırlayacak mesafede sisli değildi. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi. ” şeklindedir.

10.Tanık …’nın beyanı “Ben vefat eden … ın eniştesiyim. Olay günü … beni arayarak aracının benzininin bittiğini yardım getirmemi istedi. Ancak aradan zaman geçtikten sonra tekrar arayarak gelmene gerek yok. Başka biri yardıma gelecek dedi. Ancak ben kendisiyle görüştüğümde kendisinin karkın yolu üzerinde olduğunu ve lambalarının yanar vaziyette olduğunu söyledi. Çünkü ben kendisine neredesin ben seni nerede bulacağım diye sorunca “lambalarım yanıyor görürsün yol üzerinde beni “dedi. ben o gün hava şartlarının soğuk ve don olduğunu biliyorum. Olaydan sonra kazaya karışan … benim dükkanımda durdu ben aracı incelediğimde aracın dörtlü düğmesine basılmış vaziyette idi. Ancak kaza nedeniyle akünün patladığını gördüm. Ayrıca far lambası açık değildi sadece dörtlü düğmesi açıktı. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi. ” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri ve Tebliğname Yönünden;
Dosya içeriğine göre, sanığın sevk ve idaresindeki çekici ve bağlı römork ile ile meskun mahal dışında, gece vakti, aydınlatmasız iki yönlü genişliği 7 metre olan il yolunda seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, arıza nedeniyle yol içerisinde önlemsizce park halinde bulunan otomobili görüp sola yöneldiği, o sırada kaplama içerisinde bulunan koyu renk kıyafetli yaya …’a çarptığı ve tekrar sağa manevra yaptığında aracının sağ ön kısmıyla otomobilin arka kısımlarına çarpması şeklinde meydana gelen olayda, sanığın park halindeki aracı görünce direksiyonu sola kırdığı, daha sonra yayayı görüp tekrar sağa kırdığı kurtaramayarak önce yayaya sonra araca çarptığına dair beyanları, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinin, sanığın oluşa etken hatalı tutum ve davranışı ile olayı önleme imkanı olmadığından sonuçta atfı kabil kusuru olmadığına dair tespitleri oluş ve dosya kapsamına uygun olduğundan mahkemece sanığın kusuru olmadığından beraat kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiş olup tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çumra Asliye Ceza Mahkemesinin 18.01.2016 tarihli 2014/138 Esas 2016/31 Karar sayılı kararında katılanlar vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanlar vekili temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.11.2023 tarihinde karar verildi.