Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/5153 E. 2023/5419 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5153
KARAR NO : 2023/5419
KARAR TARİHİ : 06.12.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/432 E., 2015/362 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.12.2015 tarihli 2014/432 Esas, 2015/362 Karar sayılı kararı ile sanık … Küçük hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 18.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 6 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.12.2015 tarihli 2014/432 Esas, 2015/362 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk … hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 18.09.2020 tarihli ve 2016/83373 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık müdafinin temyiz isteminin, kazanın meydana geldiği yerde yol hatası durumunun olduğu, yeniden keşif yapılması talebinin reddinin hatalı olduğuna, sanığın yönetimindeki kamyonun ağırlığı nedeniyle fren izi fazla olduğuna, alkollü ve ehliyeti olmadan motosiklet süren suça sürüklenen çocuk …’ın kusurlu olduğuna, sanığın kusursuz olduğuna ilişkindir.

2.Katılanlar … ve … vekilnin temyiz isteminin sanığın asli kusurlu olduğu ve meydana gelen kazada bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine, sanık hakkında temel cezanın az belirlendiğine ilişkindir.

3.Katılanlar …, …, … vekilinin temyiz isteminin sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine, sanık hakkında temel cezanın az belirlendiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.08.06.2014 günü saat 14.30 sıralarında sürücü belgesiz suça sürüklenen çocuk sürücü … sevk ve idaresindeki 17 TS 246 plakalı motosikletle Evciler Köyü yönünden gelip Bayramiç yönünde seyirle olay yeri kavşağa girdiğinde aracının sol yan kısımları ile, karşı yönden gelip solundaki tali yol tarafına doğru sola dönüşe geçen sanık sürücü …’ün sevk ve idaresindeki 17 SD 344 plakalı kamyonetin sol ön köşe kısımlarının kavşak içinde çarpışması sonucu sözkonusu motosiklette yolcu olarak bulunan …’ın öldüğü, suça sürüklenen çocuğun yaralandığı trafik kazası meydana gelmiştir.

2.Kaza tespit tutanağında olay yeri kavşakta trafik sinyalizasyonunun olmadığı, öncesinde viraj ve kavşak ikaz levhaları ile tali yol tarafında “DUR” levhası bulunduğu, mahalin yerleşim dışında olduğu, gündüz vakti, havanın açık, yol yüzeyinin kuru olduğu, sanık idaresindeki araca ait 11,6 metre, motosiklete ait ise 5,4 metre fren izleri tespit edildiği görülmüştür.

3.Olay yerine gelen trafik ekiplerince düzenlenmiş bulunan 08.06.2014 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda, 17 SD 344 plakalı … sürücüsü …’ün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen asli kusurlardan 84 üncü maddesinin (h) bendinde yer alan “kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” kuralını ve aynı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “araçların hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak” kurallarını ihlal ettiği, … plakalı … sürücüsü …’ın ise aynı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “araçların hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak” ve aynı Kanun’un 48 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca “0,20 promil üzerinde alkollü olarak hususi otomobil dışında kalan diğer araçları kullanmak” kurallarını ihlal ederek kusurlu oldukları belirlenmiştir.

4. Kaza ile ilgili soruşturma aşamasında yapılan keşif sonucu düzenlenen 31.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde “… plakalı kamyonet sürücüsü …’ün 2918 sayılı Kanun’un 84 üncü maddesinin (h) bendi ile 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bentleri uyarınca asli kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın 2918 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 48 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca ve 150 nci maddesini ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu, ölen yolcu konumunda …’ın 2918 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinde düzenlenen “sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyeti” kurallarını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.

5.Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi 25/03/2015 tarihli rapora göre,
a-Sanık sürücü …’ün sevk ve idaresindeki kamyonetle seyri sırasında ilk geçiş hakkını karşı yönden ve sağından gelmekte olan suça sürüklenen çocuk … idaresindeki araca vermeden sola doğru dönüşe geçerek kavşaklarda ilk geçiş hakkı kural ihlali ile neden olduğu olayda asli kusurlu olduğu,

b-Suça sürüklenen çocuk sürücü …’ın sevk ve idaresindeki motosikletle seyri sırasında kaskı olmayan yolcu taşımış ve kavşak yaklaşımında hızını düşürmemiş olup tali kusurlu olduğu,

c-Ölen …’ın kaskı (koruma başlığı) olmadan gayri nizami şekilde yolculuk yapmış olmakla kendi ölümünde alt düzeyde tali kusurlu olduğu,

d-Olayda etkenlik arzedecek bir işaretleme eksikliği, ya da yol bozukluğu olmadığından, Karayolları Genel Müdürlüğü’ nün olayda atfı kabil kusuru olmadığı belirlenmiştir.

6. Yapılan otopsi raporuna göre, kişinin ölümünün trafik kazası ile oluşması mümkün genel beden travmasına bağlı iç kanama ve beyin kanaması sonucu meydana gelmiş olduğu tespit edilmiştir.

7. Çanakkale Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 07/12/2015 tarihli raporuna göre, meydana gelen kaza neticesinde katılan …’ın vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, söz konusu yaralanmanın mağdurun hayatını tehlikeye sokmadığı, Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği ve söz konusu kemik kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (3) derecede olduğu tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak bir kişinin ölmesine ve bir kişinin orta derecede kemik kırığı oluşacak şekilde nitelikli yaralanmasına neden olan sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılarak sanık müdafinin ve katılanlar vekillerinin temyiz istemi yerinde görülmeyerek hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Kaza tespit tutanağında sanığın kullandığı araçla kavşakta sağ tarafından gelen diğer araca geçiş hakkını vermeyerek geçiş önceliği kuralı ihlali ile meydana gelen kazada kusurlu olduğunun belirlendiği, soruşturma aşamasında keşif üzerine alınan bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile sanığın kusur durumuna ilişkin kanaatin aynı olduğu, oluş ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği, denetime elverişli, yasal dayanağa haiz ve yeterli olduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerden mahkemenin uygulamasının isabetli olduğu anlaşılarak, sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görülmeyerek, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

3. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olarak, hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket edilmesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, dosya kapsamında sanığın kusur durumu ile bilinçli taksir hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafinin ve katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

5. Suça sürüklenen çocuk … hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
A.Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına Yönelik Temyiz Sebepleri Yönünden;
Gerekçe bölümünde (5) numaralı bentte açıklanan nedenle Suça sürüklenen çocuk müdafiinin kanun yolu başvurusunun itiraz merciince incelenmek üzere esası incelenmeyen dava dosyasının, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle Mahkemesine İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,

B. Sanık … Küçük Hakkında Kurulan Mahkumiyet Hükmüne Yönelik Temyiz Sebepleri Yönünden;
Gerekçe bölümünde (3) numaralı bentte açıklanan nedenle Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.12.2015 tarihli 2014/432 Esas, 2015/362 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının dördüncü paragrafı çıkarılarak yerine “Sanığın mali ve sosyal durumu nazara alınarak sanığa verilen uzun süreli hapis cezasının TCK’nın 50/4, 50/1-a maddeleri gereğince adli para cezasına çevrilmesine, 52/3 gereğince gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 910 tam gün olarak belirlenmesine; 52/2 gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2023 tarihinde karar verildi.