Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/5135 E. 2023/5083 K. 16.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5135
KARAR NO : 2023/5083
KARAR TARİHİ : 16.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/31 E. 2015/51 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Cide Asliye Ceza Mahkemesinin 14.04.2015 tarihli 2014/31 E. 2015/51 K. Sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin dördüncü, birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesine 6 ay el konulmasına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.09.2020 havale tarihli ve 2016/106165 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
Bilinçli taksir koşullarının oluştuğuna, ceza miktarının az olduğuna, hapis cezasının para cezasına çevrilmesine ve re’sen gözetilecek hususlara ilişkindir.

B.Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
Sanığın kusuru olmadığına ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
“Sanık savunması, katılan beyanları, tanık beyanları, keşif, olay yeri tespit tutanağı, olay yeri foroğraları, kolluk tutanakları, adli tıp kurumu İstanbul trafik ihtisas dairesinin 10/02/2015 tarihli raporu, adli sicil kayıtları, nüfus kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Suçtan kurutulmaya yönelik olan sanık beyanlarına, olayın oluş şekline uymayan tanıklar …, … ve …’ın beyanlarına, olayın oluş şekli ve tanık anlatımlarına uymayan 10/11/2014 tarihli (Polis memuru … taafından hazırlanan) bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Adli tıp kurumu İstanbul trafik ihtisas dairesinin 10/02/2015 tarihli denetime elverişli raporunda sanığın kazada asli kusurlu,müteveffanın ise tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

Sanık …’in … plakalı kendisine ait Cide-Bartın seferini yaptığı minübüsü ile Bartın ilinden Cide istikametine gelmekte olduğu, takriben sabah 07:30 sıralarında Cide ilçesi Gebeş köyü mevkiinden ilerlemekteyken yol kenarında Bartın yönünden Cide yönüne doğru ilerlemekte olan maktül …’a arkadan çarptığı, daha sonra direksiyon hakimiyetini sağlayarak kaza mahallinden 70-80 metre uzaklıkta bir noktada durduğu, yolcularla birlikte araçtan inerek yaralıyı aradığı ve yol üzerinde geriye doğru gittiklerinde müteveffayı buldukları kolluk ve sağlık birimlerine haber verildiği, söz konusu kaza ile ilgili olarak düzenlenen trafik suç tutanağında şüphelinin alkolsüz olduğunun olduğunun tespit olunduğu, araçtan takograf cihazının takılı ve çalışır olduğunun anlaşıldığı, cihaz bilgisinden kaza anında … hızının 80 km civarında olduğunun görüldüğü, kaza öncesinde veya anında maktulun yola çıktığına dair, yol çizgisini ihlal ederek … geçiş güzergahına geçtiğine dair veya söz konusu kaza noktasına olay yerinde bulunan sokak arasından çıktığına dair bir belirti ya da iz bulunamadığı, bu yönde ki tanık beyanınına olayın oluş şekline ve diğer tanık beyanlarına uygun olmaması nedeniyle itibar edilemeyeceği, trafik suç tutanağı, olay yeri inceleme tutanağı, olay yeri fotoğrafları ve tanık delilleri ve keşif birlikte değerlendirildiğinde kaza noktasının kayran mahallesi yolu üzerinde otobüs durağına 5 metre, yol banket çizgisine 293cm ve elektrik direğine 830 cm mesafede belirlenen nokta olduğu, Tüm soruşturma evrakı ve veriler birlikte değerlendirildiğinden sanık olayın oluşumunda …’in bilinçli taksiri bulunmasa da taksirinin bulunduğu anlaşılmakla, sanığın hız sınırı aşması, işi gereği daha fazla tedbirli olması gerekirken tedbirli davranmaması ve gerçekleşen kazada asli kusurlu olması nedeniyle suçun işleniş şekli, meydana gelen sonuç, sanığın kusur durumu, suçun işlenmesinden sonraki tutum ve davranışları ile suç saiki de nazara alınarak takdiren alt sınırdan ayrılmak suretiyle cezalandırılmasına ve işlemiş olduğu taksirli suç nedeniyle 5237 TCK ‘nın 53/6 maddesi uyarınca taktiren 6 ay süre ile sanığın ehliyetine el konulmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindedir.

2.Cide Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen ölü muayene tutanağında …’ın künt kafa travması, boyun kırığı, iç kanamaya bağlı multiple organ yaralanması sebebiyle öldüğü tespit edilmiştir.

3.Kaza tespit tutanağında, meskun mahalde, gündüz vakti, sanığın sevk ve idaresindeki otobüs ile iki yönlü karayolunda seyir halindeyken olay mahalli üç yönlü T kavşak mahalline geldiğinde yola doğru aniden çıkan …’a aracının sağ yan çamurluk ve sağ dikiz ayna kısmı ile çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, kaza mahallinin incelenmesinde yol üzerinde fren izi bulunmadığı, aracın çarpma noktasından 78 metre yol üzerinde durduğu, yayanın Kumluca- Kayran yol ayrımı üzerinden ana yola doğru yürümekte olduğu, geldiği istikamette gevşek zemin – mıcır bulunduğu, bu alanda herhangi bir teker izi kayma izi bulunmadığı, kaza mahallindeki eşya ve parçalardan ve görgü tanıklarından alınan bilgilere göre çarpma noktasının karayolu kenar sınır çizgisi üzerinde olduğunun tespit edildiği, aracın takografında yapılan incelemede kaza anındaki hızın 80 km olduğu, kaza mahallinin yerleşim yeri içi olduğu ve kaza noktasından 450 metre geride aracın geliş istikametinde 50 km hız levhası olduğu, yapılan incelemede; yaya …’ın KTK 68/1-b-3 maddesindeki ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde ve kavşaklarda yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadan veya göz önüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek kuralı ile KTKY 138/1-b-3 maddesindeki yollarda güvenli geçiş önce sola, sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yolundan geçmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır kuralını ihlal ettiği, sanığın ise hız sınırını %30 dan fazla aşmak kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.

4.30.10.2014 tarihli keşfe binaen tanzim edilen bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda sanık sürücü …’in Karayolları Trafik Kanununun 51/2-b maddesini ve aynı Kanunun 47/1-d maddesini ihlal ettiği ve %25 kusurlu olduğu,müteveffa yaya …’ın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138/a maddesini ve aynı yönetmeliğin 138/b-3 maddesini ihlal ettiği ve %75 kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.

5.İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10.02.2015 tarihli raporunda ; 17.02.2014 günü saat 07.30 sıralarında sanık sürücü … sevk ve idaresindeki 37 FF 236 plakalı otobüs ile Bartın ili istikametinden Cide ilçesi istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde seyir istikametine göre sağ tarafında kaplama çizgisine yakın konumda yürümekte olan müteveffa yaya …’a otobüs’ün sağ yan çamurluk ve sağ dikiz aynası kısmı ile çarpması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği belirtilerek kusur dağılımı;

“Mevcut verilere göre;
A)Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki otobüs ile meskun mahalde mahal şartlarına göre hızlı seyrettiği,gereken dikkatini yola vermediği,seyir istikametine göre sağında yürümekte olan yaya nedeniyle yeterli mesafeden etkili fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı,ikazda bulunmadığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile asli kusurludur.

B)Müteveffa yaya … kaplama çizgisine yakın yürüdüğü,kendisine yaklaşmakta olan sanık sürücü sevk ve idaresindeki … nedeniyle korunma tedbirine başvurmadığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile tali kusurludur.

C)30.10.2014 tarihli keşfe binaen tanzim edilen 10.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarına olayın oluş şekli,ifadeler ve dosya tümüyle incelendiğinde olayın oluş şekline uygun olmadığından iştirak edilmemiştir.” şeklinde belirlenmiştir.

6.Sanığın savunması “Olaygünü gece 12.00 de Ankara dan otobüsle Bartın a geldim. Saat 04.00 de Bartın a vardık. Otobüste ben uyudum. Bartında da 05.00 e kadar arkadaşlarla oturup dinlendim daha sonra saat 05.00 de Cide ye yola çıktım. Saat 07.30 civarında Gebeş ayrımından Cide ye doğru giderken kaza oldu. Kazadan önce yolun sağ tarfında karşıda arkadaşım Mehmet Köseoğlu ile selamlaştık. Ondan sonra yolda hiç kimse yoktu. Yolun kenarında çöp konteyner i vardı. Onu gördüğümü çok iyi hatırlıyorum çünkü biraz yola doğru koymuşlardı niye böyle koymuşlar diye düşündüm. Uykulu değildim. Konteyner i gördüğümü hatırlıyorum ama yolda hiç kimse yoktu. Maktül ün yola nereden çıktığını dahi görmedim birden çarpma sesini duydum. Çarpmadan önce hafif bir karartı gibi maktülü görebildim çarptıktan sonra araba sarsıldığı için yolcuları da korumak adına arabayı biraz ileride durdurdum. Hızım 70-80 km civarındaydı. Daha sonra maktülün yanına koştum nabzı hafif atıyordu. Hemen Ambulansı aradım. Daha sonra da jandarmayı aradım. Jandarma ve Ambulans geldikten sonra ben olay yerinden ayrıldım jandarma bana olay yerini terketmemi söyledi o yüzden ayrıldım. Olaydan sonra bir belediye otobüsü geldi yolcuların bir kısmı ona binerek gitti ben de yolcuların bagajlarını o otobüse koymak için yardımcı oldum o sırada yolculardan bir kısmı ücretlerini de verdiler ben de aldım ben kimseden ücret istemedim. Hatta ücreti daha sonra eşim cebimde bulmuş ben hatırlamıyorum bile. Ben yol şeridinin dışına çıkmamıştım bundan eminim. Benim arkamda beyaz bir otobüs vardı maktül yeni bir işe girecekmiş, o otobüse binmeye çalışıyormuş duyduğum kadarıyla. Otobüsü durdurmak amacıyla yola çıkmış olabilir. Ancak ben yola çıktığını tam olarak göremedim. Dedi” şeklindedir.

7.Ölen yakınları sanıktan şikayetçi olup davaya katılmalarına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Dosya içeriğine göre, sanık sürücünün sevk ve idaresindeki otobüs ile azami hız limitinin 50 km olduğu meskun mahalde gündüz vakti seyir halindeyken olay mahalli üç yönlü kavşak mahalline geldiğinde seyir istikametine göre sağ tarafında kaplama çizgisine yakın konumda yürümekte olan yayaya otobüsün sağ yan çamurluk ve sağ dikiz aynası kısmı ile çarpması neticesinde yayanın ölmesine neden olduğu olayda,

A.Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Bilinçli taksir koşullarının oluştuğu yönünden;
Kaza tespit tutanağında aracın takografında yapılan incelemede kaza anındaki hızın 80 km olarak tespit edildiği belirtilmiş ve mahkemece bu şekilde kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de ; trafik bilirkişi raporunda takograf kaydının incelenmesinde sanığın olay anındaki hızının 100 km’nin üzerinde olduğunun belirtildiği görülmüş olup mahkemece takograf kayıtlarının alanında uzman bilirkişi aracılığıyla incelenerek sanığın kaza anındaki hızının kesin olarak tespit ettirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2.Ceza miktarının az olduğu yönünden;
Sanığın dosyada bulunan deliller kapsamında tayin olunan eylemi bakımından, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alındığında, asli kusurlu olarak bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında belirlenen ceza miktarı bakımından isabetsizlik görülmemiş, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Hapis cezasının paraya çevrilmesi yönünden;
Mahkemenin olayda bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı yönündeki kabulüne göre uygulamada hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B.Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Dosya içeriğine göre, sanık sürücünün sevk ve idaresindeki otobüs ile azami hız limitinin 50 km olduğu meskun mahalde gündüz vakti seyir halindeyken olay mahalli üç yönlü kavşak mahalline geldiğinde seyir istikametine göre sağ tarafında kaplama çizgisine yakın konumda yürümekte olan yayaya otobüs’ün sağ yan çamurluk ve sağ dikiz aynası kısmı ile çarpması neticesinde yayanın ölmesi ile sonuçlanan olayda, sanığın oluş ve dosya kapsamına uygun İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre meskun mahalde mahal şartlarına göre hızlı seyrettiği, gereken dikkatini yola vermediği,seyir istikametine göre sağında yürümekte olan yaya nedeniyle yeterli mesafeden etkili fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı olayda asli kusurlu olduğu anlaşılmış olup mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

3.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.03.2020 tarihli ve 2018/12-399 Esas-2020/154 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saiki” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmeyerek “suç saiki” ibaresine yer verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A-1) ve (B-3) numaralı bentte açıklanan nedenle Cide Asliye Ceza Mahkemesinin 14.04.2015 tarihli 2014/31 Esas 2015/51 Karar Sayılı kararına yönelik sanık müdafinin ve katılanlar vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.11.2023 tarihinde karar verildi.