Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/5131 E. 2023/4142 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5131
KARAR NO : 2023/4142
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/644 E. 2016/22 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.01.2016 tarihli 2015/644 Esas 2016/22 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesi uyarınca 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 3 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 25.09.2020 havale tarihli ve 2016/95259 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
Süre tutum dilekçesi vererek kararı temyiz eden sanık müdafi, sanığın mahkumiyetine dair kararın bozulmasını talep etmiş olup gerekçeli karar tebliğine rağmen gerekçeli temyiz dilekçesi sunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü:
“Sanık …’ın 03/09/2015 günü saat 20.30 sıralarında kullanmış olduğu … plaka sayılı aracı ile Gazi Bulvarı üzerinden hal Kavşağı yönünden Düden Kavşağı yönüne seyir ederken olay yerine geldiğinde yaya geçidinden yolun karşısına geçmekte olan yaya …’a aracının ön kısmı ile çarpması sonucunda ölümüne neden olduğu, olayın eğimsiz, düz , kuru asfalt kaplama yolda meydana geldiği, uygulanması gereken hız limitinin saatte 50 km olduğu, yolun sağ ve sol tarafında yaya geçidi trafik levhalarının mevcut olduğu, ayrıca yol ortasındaki refüjde yer alan yaya geçidi trafik levhasında gece far ışığı altında görünürlüğü sağlayıcı sarı reflektif çerçeve bulunduğu ve çarpma noktasının sol şerit üzerinde refüje 3 metre mesafede yaya geçidi levhasının 4,70 metre ilerisinde meydana geldiğinin anlaşıldığı, sanığın kullandığı aracın ise yaya geçidi levhasından 18 metre ileride durduğunun belirlendiği, dosyada mevcut CD kapsamında da araçların yaya geçidinden hızlarını azaltmaksın geçtiklerinin tespit edildiği anlaşıldığından sanığın kullandığı … ile yaya geçidini kullanarak karşıdan karşıya geçmekte olan …’a ilk geçiş hakkını vermemek suretiyle …’ın ölümüyle sonuçlanan olayda asli kusurlu olduğu, yaya geçidinden geçmekte olan …’ın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı Mahkememizce kabul edilmiş, kaza tespit tutanağı ile adli tıp kurumundan alınan rapor birbirini teyit ettiğinden ve oluşa uygun olduğu değerlendirilmiş , sanığın olayda asli kusurlu oluşu nedeniyle asgari hadden uzaklaşılmak suretiyle ceza tayini yoluna gidilmiş, müştekilerin şikayetten vazgeçmiş olması dikkate alınarak sanık hakkında takdiri indirim hükümleri uygulanmış ve verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş ancak daha önce de taksirli yaralama suçuna karıştığı tespit edildiğinden kişiliği değerlendirilmek suretiyle erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemiş ve sanığın cezalandırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindedir.

2. 04.09.2015 tarihli ölü muayene tutanağı ile …’ın ölümünün trafik kazası ile bağlantılı genel beden travmasına bağlı, kırık ve göğüs içi organ yaralanmasıyla gelişen iç kanama sonucunda meydana geldiği belirlenmiştir.

3. Kaza tespit tutanağında, Albulkadir Kabak’ın ölümü ile sonuçlanan olayda sanık …’ın asli kusurlu olduğu, yayanın kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.

4.Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 26.11.2015 tarihli raporda kusur dağılımı,
“Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve Krokisi ile dosyada yer alan tüm bilgi, belge ve ifadeler ile fotoğraflar ve CD incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında; olay yerinde yaya geçidi olduğunu sürücülere bildirir reflektif özellikli “Yaya geçidi” trafik levhasının bulunduğu, yaya geçidine hız azaltarak yaklaşmayan sürücü … yönetimindeki otomobilin, yaya geçidini kullanarak yolun karşısına geçmekte olan yayaya ilk geçiş hakkını bırakmamış olması sonucu meydana gelen ölümlü kazada, yayaya kusur atfı heyetimizce de oluşa uygun bulunmamış, Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki kusur değerlendirmesine katılmak suretiyle, aşağıdaki şekliyle rapor tanzim edilmiştir.
Sürücü …, yönetimindeki otomobil ile seyri sırasında yola gereken dikkatini göstermemiş, dikkatsiz seyri nedeniyle seyrettiği yolun sağ ve sol tarafında yer alan reflektif özellikli yaya geçidi trafik levhalarını fark etmeyip, yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmamış olmakla, olay yeri yaya geçidine geldiğinde, sağ taraftan yola girip sol şeride kadar gelmiş olan yayaya, aracının ön kısmı ile sol şerit üzerinde önlemsiz çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle asli kusurludur.

Yaya …, yaya geçidi üzerinden yolun karşısına geçtiği sırada, ilk geçiş hakkına riayet etmeyen sürücü yönetimindeki aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda, atfı kabil kusuru yoktur.” şeklinde belirlenmiştir.

5. Sanığın mahkemece alınan savunması; “Olay tarihinde Alanya yolundan Havalimanı istikametinden Antalya merkez allı kavşağı istikametine doğru ana yolda seyir halindeydim, hal kavşağını geçtim, hızım 60-80 km saat civarındaydı, saat 20.10 sıraları olabilir ve yolun en son şeridinde seyir halindeydim, kaza yerine 10-15 metre kala öleni gördüm, zira yolun sağından soluna doğru yaya olarak geçmekte olduğunu gördüm, geçtiği noktada yaya geçidi işareti yoktu, çizgiler yoktu ve ışıklı levha yoktu , kornaya bastım, frene basma fırsatım olmadı, çarpma anıyla frene bastım, aracımın sağ ön far kısmından ölen Abdulkadir Kabak’a çarptım, yaklaşık 10 metre fren mesafesiyle birlikte durdum, ölen yaşlı olduğu için korna sesini duymamış olabilir, araçta yalnız seyir ediyordum, olay tarihinde yağmur yoktu, hava karanlıktı ancak yolda aydınlatma mevcuttu, ölenin üzerinde ne tür kıyafet olduğunu şuan itibari ile hatırlamıyorum, kaza anında trafik yoğundu, akıcı bir trafik vardı dedi.

Soruldu, ben yolda seyir ederken sol şeritteydim, aynı zamanda kavşaktan varsak tarafına geçecektim, yani yaklaşık 500 metre ileriden sağa dönüş yapacaktım bu nedenle sağa şeride geçebilmek için dikiz aynasına bakıyordum, gelen araçlar vardı, o esnada yayanın yola giriş yaptığını başlangıçta fark etmedim, ayna kontrolünü tamamladığımda yayanın sağdan sola geçmekte olduğunu gördüm ve kaza bu şekilde meydana geldi, ben yaya geçidi levhası olduğunu kazadan sonra tespit ettim , normalde yaya geçidi olmayan kısımlarda gidiş geliş yönleri arasında tel örgüler mevcuttur dedi. ” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Dosya içeriğine göre, sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, gece vakti, aydınlatmanın bulunduğu bölünmüş üç şeritli caddede en sol şeritte seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde istikametine göre yolun sağından yaya geçidinden yolun karşısına geçmekte olan ve yolun büyük bölümünü tamamlamış olan yaya …’a aracının ön kısmı ile çarpması sonucu asli kusurlu olarak yayanın ölümüne neden olduğu anlaşıldığından sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş olup sanık müdafinin bu yöndeki temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2.Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin (50/4) gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanunun 232 nci maddesinin altıncı fıkrası ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket edilmesi hukuka aykırı bulunmuş olup bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.01.2016 tarihli 2015/644 Esas 2016/22 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının üçüncü paragrafı çıkarılarak yerine “Sanığın mali ve sosyal durumu nazara alınarak sanığa verilen uzun süreli hapis cezasının TCK’nın 50/4, 50/1-a maddeleri gereğince adli para cezasına çevrilmesine, 52/3 gereğince gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 910 tam gün olarak belirlenmesine; 52/2 gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.10.2023 tarihinde karar verildi.