Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/5061 E. 2023/5205 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5061
KARAR NO : 2023/5205
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/364 E., 2015/986 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kandıra 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.10.2015 tarihli ve 2015/364 Esas, 2015/986 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasının atfıyla birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları gereğince 12.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 29.09.2020 tarihli ve 2016/100885 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Vekilinin Temyiz İsteği; sanık hakkında verilen kararın hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğuna, henüz 12 yaşındaki maktul çocuk …’a asli kusur verilmesi isabetsiz olduğu gibi sanık sürücü …’ın yerleşim yerinde 50 km/saat hızı aşmaması gerekirken kendi beyanı ile 70-80 km, bilirkişi raporuna göre ise 68, 64 km/saat hızla aracı kullanması ve “hızını görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” kuralını ihlal etmesi sebebiyle asli kusurlu olduğunun açık olduğuna, bu nedenle kusur değerlendirmesine ilişkin bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyulması gereken trafik kurallarıyla bağdaşmadığına, sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının paraya çevrilmesi ile 12 eşit taksitte tahsiline karar verilmesi sanığın mevcut sabıka kayıtları karşısında hakkaniyet ve nesafetle bağdaşmadığına, zira sabıka kayıtları incelendiğinde sanığın; taksirle yaralama, kasten yaralama, suçluyu kayırma, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, belgede sahtecilik gibi suçlardan mahkumiyetleri bulunduğuna, hal böyle iken sanık hakkındaki ceza tayin edilirken sabıka kayıtları gözardı edilerek, alt sınırdan ceza tayini, tayin edilen hapis cezasının paraya çevrilerek, taksitlendirilmesi yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği; bu kazanın oluşumunda müvekkilinin bir kusurunun olmadığına, kusur incelemesi yapılırken kaza anında havanın alacakaranlık olduğu hesaba katılmamış olduğuna, eksik inceleme ile karar verildiğine, müteveffanın iki kuralı birden ihlal ettiği ve kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğine, müvekkile kusur atfı ile ceza verilmesinin yerinde olmadığına, müvekkilin eski sabıkalarının göz ardı edildiğinden söz edilmiş ise de, bunun doğru olmadığına, yargılamaya konu olay açısından tekerrüre esas bir durumun söz konusu olmadığına, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1.Kandıra 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.10.2015 tarihli ve 2015/364 Esas, 2015/986 Karar sayılı kararı ile;

“Olay günü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile asfalt kaplama, tek şeritli ve iki yönlü platform genişliği 8 metre olan yolda, açık/alacakaranlık havada kuru zeminde Kefken Köyü yönünden Kandıra İlçesi yönüne seyir halinde iken yolun 55+300 m.sine geldiğinde gidiş yönüne göre yolun sol tarafından karşıya geçmek isteyen …’a çarpması sonucunda …’ın Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tanzim edilen ölü muayene ve otopsi tutanağında belirtildiği üzere geçirdiği trafik kazasına bağlı genel beden travması, pelvis kemik kırığı ile müterafık beyin kanaması, iç organ yaralanması ve iç kanama sonucu yaşamını yitirdiği, 02/03/2015 tarihli trafik kaza tespit tutanağına, Soruşturma aşamasında bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/03/2015 tarihli rapora ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 31/07/2015 tarihli raporuna bakıldığında her üç raporda da sanık sürücünün tali kusurlu, maktul yaya …’ın asli kusurlu olduğunun tespit edildiği sabit olmakla sanığın üzerine atılı taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu işlediği hususunda mahkememizde tam bir vicdanı kanı oluşmakla sanığın cezalandırılması yoluna gidilmiş, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, sanığın taksire dayalı kusurunun ağırlığı, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 85/1. maddesi hükmü gereğince takdiren 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sanık hakkında TCK’nın 62/1. maddesi tatbik edilerek 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanığın kasıtlı suçlardan mahkumiyetinin bulunması nedeniyle CMK’nın 231/5. maddesi tatbik edilmemiş, sanığın hakkında mahkumiyet kararı verilmesi halinde adli para cezasına çevrilmesini de talep ettiği gözönüne alınarak hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmamış, TCK’nın 50/1-a, 4 ve 52. maddeleri uyarınca, sanık hakkında hükmedilen süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine, meydana gelen kazanın oluş şekli ve sanığın taksire dayalı kusurunun derecesi dikkate alınarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/6 gereğince sürücü belgesinin geri alınmasına takdiren yer olmadığına” şeklinde gerekçelerle sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasının atfıyla birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları gereğince 12.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Olay günü saat 17:55 sıralarında, sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile Kefken istikametinden Kandıra istikametine meskun mahalde, 8 metre genişliğindeki 50 km/s hız sınırı olan iki yönlü asfalt kaplama yolda alacakaranlık vakti seyir halinde iken, olay mahalline geldiği esnada aracının ön kısmıyla; seyir istikametine göre sol tarafında karşıdan karşıya geçiş yapan 2003 doğumlu yaya …’a çarpması sonucu ölümüne neden olduğu anlaşılmaktadır.

3. Maktulün kesin ölüm sebebini belirleyen, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2015 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında, …’ın kesin ölüm nedeninin trafik kazasına bağlı olduğu bildirilen genel beden travması, pelvis kemik kırığı ile müterafik beyin kanaması, iç organ yaralanması ve iç kanama olduğu tespiti yapılmıştır.

4.Kaza tespit tutanağında; sanık sürücü 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı kanun) 52/1-b (aracın hızlarını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) kuralını ihlal ettiğinden ikinci derecede kusurlu, maktul yaya … aynı Kanunun 68/1.b.3 maddesinde yazılı “ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde ve kavşaklarda, yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadan veya göz önüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek”ten birinci derecede kusurlu olduğunun belirtildiği; soruşturma aşamasında düzenlenen 13/03/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre de; maktul yaya …’ın 2918 sayılı Kanun’un 68/1.b.3 maddesinde açıklanan “Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını gözönüne alarak uygun zamanda geçmek zorundadırlar. Ancak 100 metre kadar mesafede yaya geçidi, okul geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir zorluk veya engel yaratmamak şartıyla ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yoluna geçebilirler” denildiğinin, dolayısıyla …’ın bu kuralı ihlal ettiğinin ve asli kusurlu olduğunun, … plakalı otomobil sürücüsü şüpheli …’ın, 2918 sayılı Kanun’un 52/1.b maddesinde “Araçların hızlarını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak” ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101 inci maddesinin b bendinde “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun getirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu, ayrıca …’ın, kazanın meydana geldiği yerin yerleşim yeri olduğundan hız sınırının 50 km. olduğu göz önünde bulundurulursa; kaza yerinde ölçülen 30,7 m fren izi olduğunun, dolayısıyla V=16 km/sn hesaplaması sonucu V16.√30,7.0,60 = 68,64 km/sn hızı olduğuna ilişkin tespitin de belirtildiği görülmektedir.

5. Yargılama aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesine ait 31.07.2015 tarihli raporunda;

“…Mevcut bulgulara göre;
A)Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki otomobili ile iki yönlü görüşün açık olduğu yol bölümünde hızını mahal şartlarına düşürerek kontrollü ve tedbirli bir şekilde seyretmesi gerekirken bu huslara riayet etmeyip süratli bir şekilde seyredip yolun büyük bölümünü kat etmiş yaya karşı ikazda bulunup zamanında etkili tedbir almadığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile gerçekleşen kazada tali kusurludur.

B) Maktul yaya … taşıtların harket halinde olduklarını ve bu taşıtların hız ve mesafesini gözeterek gerekli ve yeterli kontrollerini yapıp tedbirli bir şekilde geçişini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüz bir şekilde geçiş yaparak çarpışmanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, ilk geçiş hakkını seyir halinde olan araca vermediği, dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde geçiş yaparak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü olayda yaşı nedeniyle davranış faktörleri sonuç üzerine asli derecede etkendir…” şeklinde görüş bildirilmiştir.

6.Sanığın aşamalarda verdiği ifadelerinde, atılı suçlamaları kabul etmediği ve savunmasında özetle;
“Olay kazayla meydana gelmiştir. Ben Kefken’den Kandıra istikametine doğru kullanmakta olduğum … plakalı aracımla akşam vaktinde seyir halindeyken karşı tarafından Kandıra’dan Kefken istikametine doğru istikamette bulunan ya da seyir halinde bulunan minibüsün arkasından maktul yola çıktı. Ben onu görmeden çarptım. Ben kendisini görmedim. Olayın olmasında herhangi bir kusurum yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.

7.Kaza tespit tutanağı, olay yeri inceleme raporu, olay yeri görgü tespit tutanağı, olay yeri genel ve özel krokileri, sanığın alkolsüz olduğuna ilişkin alkolmetre sonucu ve tutanaklar dava dosyasında bulunmaktadır.

8.Ölen …’ın babası …’ın soruşturma aşamasında alınan 16.03.2015 tarihli ifadesinde ve Başsavcılığa hitaben yazdığı dilekçede sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği; ölenin annesi …’ın (Böyük) da soruşturma aşamasında alınan 06.03.2015 tarihli ifadesinde ve Başsavcılığa hitaben yazdığı dilekçede sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği, ancak duruşmada alınan savunmasında;

“Mağdur … benim daha önce boşanmış olduğum eşim … ile ortak çocuğumuzdur, …’in velayeti bana verildi ancak durumum olmadığı için eğitim alabilmesi gerektiğinden babası olan …’ın yanına Kandıraya gönderdim, orada trafik kazasında oğlum ölmüş, beni oraya çağırdılar, gittiğimde muhtar ve dayım olan … okuma yazma bilmediğim için evrakları getirdiler imzaladım, ancak benim oğlumun ölmesi sebebiyle büyük maddi zararım vardır, ayrıca şikayetten vazgeçmenin yada vazgeçmemenin sonuçlarını bilmediğim için de şikayetim yoktur gibi beyanda bulundum, ancak ben şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum, mahkemenizden maddi yada manevi zarar talebimiz yoktur, ancak Hukuk mahkemesindeki tazminat haklarımızın saklı tutulmasını istiyoruz.” şeklinde beyanda bulunduğu ve Mahkemece 16/06/2015 tarihinde hakkında katılma kararı verildiği anlaşılmaktadır.

9. Sanık …’ya ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel Mahkeme kararında yapılan incelemede neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

A. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Kusur Durumu Yönünden
Soruşturma aşamasında kolluk tarafından düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı ile uyumlu trafik bilirkişi raporu ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 31/07/2015 tarihli raporunun oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, katılan vekilinin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2. Temel Cezaya İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.10.2020 tarihli ve 2017/12-833 Esas, 2020/415 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; taksirle işlenen suçlarda, 5237 sayılı Kanun’un “Taksir” başlıklı 22 nci maddesinin dördüncü ve aynı Kanun’un “Cezanın belirlenmesi” başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeler birlikte göz önüne alınarak, failin kusur durumu öncelikle değerlendirilip, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin taksire dayalı kusurunun ağırlığı ölçütleri dikkate alınarak temel cezanın belirlenmesi gerektiği, buna göre bir kişinin ölmesine neden olan ve tali kusurlu olduğu Mahkemece kabul ve tespit edilen sanık hakkında, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedildiği anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, katılan vekilinin tayin edilen cezaya ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

3. Sonuç Cezanın Hapis Cezası Olması Gerektiği Yönünden;
Dosya içeriğine göre sanığa atılı 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen taksirle öldürme suçunda aynı Kanunun 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince süreye bakılmaksızın paraya çevirme hükümlerinin uygulamasının mümkün olduğu, mahkemece takdiren tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, katılan vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

A.Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1. Eksik İnceleme İle Hüküm Kurulduğu Yönünden
Oluş, dosya kapsamı, sanığın savunması, ölen hakkında tanzim olunan adli muayene raporları ile otopsi tutanağı, Olay ve Olgular başlığı altında açıklanan bilirkişi raporları karşısında Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafinin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2. Kusur Durumu Yönünden
Soruşturma aşamasında kolluk tarafından düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı ile uyumlu trafik bilirkişi raporu ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 31/07/2015 tarihli raporunun oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

C. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafii ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Kandıra 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.10.2015 tarihli ve 2015/364 Esas, 2015/986 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2023 tarihinde karar verildi.