Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/4880 E. 2023/4869 K. 09.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4880
KARAR NO : 2023/4869
KARAR TARİHİ : 09.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/389 E., 2016/44 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden sanık müdafiinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü;

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.02.2016 tarihli ve 2015/389 Esas, 2016/44 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 4 ay hapis…, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve dördüncü fıkrası uyarınca, takdiren günlüğü 20,00 TL den paraya çevrilerek, neticeten 24.300,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 9 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 18.09.2020 tarihli onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
Kusura, cezanın fazla olduğuna ve resen tespit edilecek hususlara
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü
1.”… olay günü saat 13:45 sularında Diyarbakır-Bingöl Karayolunun üçyol kavşağı mevkiinde sanığın sevk ve idaresindeki aracın içerisinde, sanık …’ın kardeşi olan …, sanığın halasının çocukları olan …, …, … ve sanığın halasının torunu olan …’ın bulunduğu sırada tek taraflı trafik kazası meydana gelmesi sonucu, …, …, …’ın yaralandığı, … ve …’ın ise vefat ettikleri, mağdurların olay nedeniyle sanıktan şikayetçi olmadıkları, Adli Tıp Kurumu raporuna göre, sanığın üzerine atılı tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu, taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme eyleminin bu haliyle sübut bulduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, sanığın sabit olan ve eylemine uyan TCK nın 85/2, 53/6 maddeleri gereğince, olayda asli kusurlu olması dikkate alındığında alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle, cezalandırılmasına, sanığa verilen hapis cezasının sanığın kişiliğine sosyal ve ekonomik durumuna, suçun işlenmesindeki özelliklere göre 5237 sayılı TCK. nın 50/4 maddesi yollaması ile TCK. nın 50/1-a ve 52/2 maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” şeklindedir.

2. Sanık savunmasında “Olay günü Ramazan Bayramı için inşaat işçisi olarak çalıştığım Urfa’dan memleketimiz olan Patnos ‘a gidiyorduk. Araçta …, …, …, …, … vardı. Ben aracı kullanıyordum. Diyarbakır’ı yaklaşık 30-40 km geçtikten sonra ben sağ şeritte ilerlerken beyaz bir … arabayı önüme kırdı. Bu şekilde sağ şeride önüme geçti. Sanırım … ilerdeki kavşaktan dönecekti. Bu sebeple hızını baya azaltmıştı. Ben de bunun üzerine sol şeride geçtim. Bahsettiğim beyaz … bu sefer sol şeridin yaklaşık % 80 nin kaplayacak şekilde sol şeride girdi. Ben de ondan kurtulmak için arabayı biraz daha sola kırdım. Bu esnada yolun bu kısmı mıcır olduğundan direksiyon hakimiyetimi kaybettim. Ve bariyerlere girdik. Olay anında orada bir minibüs olup olmadığını hatırlamıyorum. Beraatimi talep ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Kaza tespit tutanağının incelenmesinde; sanığın idaresindeki kamyonet ile olay günü, saat 12:40 sıralarında, hız limitinin 110 km/s olduğu meskun mahal dışında ve tek yönlü yolda, kamyonet içinde 5 kişi ( akrabası ve arkadaşları) ile birlikte seyir halinde iken, sanığın ifadesine göre olay yeri kavşağa geldiğinde sağ şeritten plakası alınamayan beyaz renkli bir aracın sol şeride yaklaşması nedeni ile direksiyonu sola kırdığı ve aracın mıcıra kapılması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje çarpması neticesinde takla attığı ve orta refüj üzerinde durduğu; … içerisinde bulunan sanığın halasının torunu … ve …’ın aracın içinden yola fırlayarak öldükleri, şikayetçi olmayan 3 kişinin ise yaralandığı olayda; sanığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “…kavşaklara yaklaşırken aracın hızını azaltmak gerektiği…” kuralını ihlal etmesi nedeni ile kusurlu olduğu kanaatine karar varılmıştır.

4.Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığınca tanzim edilen kusur raporunda, sanık …’ın asli kusurlu olduğu şeklende görüş verilmiştir.

5. Ölenlerin mirasçıları sanıktan şikayetçi olmamışlardır.

6.Sanığın güncel adlî sicil kaydı dava dosyasına eklenmiş ve sabıkasız olduğu görülmüştür.

IV. GEREKÇE
Tebliğname Yönünden;
1.Sanık …’ın savunmasının talimat yoluyla alındığı, talimat mahkemesinde iddianamenin okunduğu, sanığın da haklarını anladığını, müdafii talebinin olmadığını beyan ederek savunmasını yapacağını beyan ettiği, karar duruşmasında ise hükmün sanık müdafiinin yüzüne karşı verildiği, sanık müdafiinin mütalaaya karşı diyecekleri ve esas hakkındaki savunmasını yaptığı görülmekle; tebliğnamedeki sanığın duruşmadan vareste tutulmayı isteyip istemediği sorulmadan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 196 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

2. Sanığın idaresindeki kamyonet ile olay günü, saat 12:40 sıralarında, hız limitinin 110 km/s olduğu meskun mahal dışında ve tek yönlü yolun sol şeridinde seyir halinde iken, olay yeri T kavşağa geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje çarpması neticesinde takla attığı ve orta refüj üzerinde durduğu; … içerisinde bulunan sanığın halasının torunu … ve …’ın aracın içinden yola fırlayarak öldükleri, şikayetçi olmayan 3 kişinin ise yaralandığı olayda; sanığın asli ve tam kusurlu olduğu yönündeki Kaza Tespit tutanağı ve Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi kusur raporunun, oluşa ve tüm dosya kapsamına uygun olduğu görülmekle; Mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.02.2016 tarihli ve 2015/389 Esas, 2016/44 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2023 tarihinde karar verildi.