YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4870
KARAR NO : 2023/5063
KARAR TARİHİ : 16.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1118 E., 2016/162 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Van 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.02.2016 tarihli ve 2015/1118 Esas, 2016/162 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 62 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezanın ertelenmesine ve iki yıl süre ile denetim altında bulundurulmasına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 21.09.2020 tarihli bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
1-Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine,
2-Sanığın kusurunun bulunmadığına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü
1.”… sanığın olay günü sevk ve idaresinde bulunan aracı ile Hakkari Caddesi’nden Van ili Gürpınar ilçesi istikametine seyir halinde iken, Kurubaş mevkiinde geldiğinde, anılan yoldan karşıdan karşıya geçmeye çalışan maktule çarparak aracının altına aldığı ve onu sürüklediği, söz konusu kaza nedeni ile maktulün hayatını kaybettiği, olayın meydana gelmesinde sanığın aracını yük ve teknik özelliğine görüş yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu, bu bakımdan kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporunun olaya ve oluşa uygun olduğu, bu şekilde sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmıştır. Sanık hakkında hükmolunan cezanın 2 yılın altında olması, sanığın adli sicil kaydının bulunmamasına rağmen müştekilerin zararının karşılanmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için zararın giderilmesi gerektiği, müştekilerin zararının karşılanmadığı anlaşıldığından sanık hakkında CMK. 231. Maddesinin uygulanmamıştır…” şeklindedir.
2. Sanık savunmasında ” Ben olay tarihinde Van ilinden Gürpınar ilçesine yanımda bulunan … ile birlikte geliyorduk. Kurubaş mevkiine geldiğim sırada önümde bulunan kamyonu solladım. Daha sonra kurubaş mezarlığını yüz metre geçtikten sonra yolun sağ tarafında bulunan kayısı bahçesinin içinde bir çocuğun aniden yola çıktığını gördüm. Daha sonra ben kornaya bastım ve frene basarak sol şeride geçmeye çalıştım, o anda çocukta sol şeride yönelince çocuğa çarptım. Benim hızım 70-80 km civarındaydı. Olay nedeni ile çok üzgünüm, olayda bir kastım yoktur. Suçsuzum, beraatimi istiyorum, üzerime atılı suçlamayı bu hali ile kabul ediyorum. Mahkemece hakkımda ceza verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istiyorum,” şeklinde savunmada bulunmuştur.
3.Ölen çocuğun anne ve babası beyanlarında, şikayetçi olmadıklarını, sanıktan maddi zarar taleplerinin olmadığını beyan etmişlerdir.
4. Tanık …’in alınan beyanında; “Olay günü evimin önünde bulunduğum esnada maktül aniden ana yola çıktı, o esnada Van istikametinden Gürpınar istikametine gitmekte olan … biraz hızlı olduğundan maktüle çarptı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
5.Tanık …’ın talimat ile alınan beyanında; “Ben daha önce verdiğim ifadelerimi aynen tekrar ederim. Olay günü arkadaşım ….’in kullandığı … ile Van ilinden Gürpınar ilçesine doğru seyir halindeyken. Kurubaş mezarlığını yaklaşık 100 metre geçtikten sonra yoldan bir çocuğun koştuğunu gördüm arkadaşım kornaya ve frene bastı. Çocuk aracı görünce duraksadı. … direksiyonu sağa sola çevirdi ancak yinede vurdu. …’in hızı yaklaşık 70-90 Km deydi. Ancak çocuk yola aniden çıktığı için kurtaramadı. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6. Kaza Tespit Tutanağında, 27.05.2015 tarihinde, saat 16:20 sıralarında, hız limitinin 70 km/s olduğu meskun mahalde ve tek yönlü yolun sağ şeridinde seyir halinde iken, seyrine göre yolun sağ tarafındaki kayısı bahçesinden çıkarak yola giren yayaya, aracının sol ön ve yan tarafı ile sol şeritte çarptığı, çarpmadan önce 32.5 metre fren izini yer aldığı, çarptıktan sonra 22.5 metre fren izi ile durduğu, toplamda aracın 55 metre fren izi yaptığı, otomobil sürücüsünün mahal hız sınırlarının üstünde seyretmesi nedeni ile kusurlu olduğu görüşü verilmiştir.
7. Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda, şüphelinin tali kusurlu, yayanın ise asli kusurlu olduğu yönünde görüş verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Tebliğname Yönünden;
5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği, Mahkemenin hükümde, “Sanığın asgari ücretle geçimini sağlıyor olması, sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alınarak sanık hakkında TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına..” şeklindeki gerekçesinin dosya ile uyumlu ve yasal olduğu görülmekle, tebliğnamedeki TCK’nın 50/1-a ve 50/4.maddelerinin tartışılmadan hüküm kurulduğu nedeni ile bozma isteyen görüşüne iştirak edilmemiştir.
B.Sanık müdafiinin temyizi yönünden;
1.Kusur yönünden;
Sanığın idaresindeki otomobil ile olay tarihinde, saat 16:20 sıralarında, hız limitinin 70 km/s olduğu meskun mahalde ve tek yönlü yolun sağ şeridinde seyir halinde iken, seyrine göre yolun sağ tarafındaki kayısı bahçesinden çıkarak yola giren 5 yaşındaki yayaya, aracının sol ön ve yan tarafı ile sol şeritte çarptığı, çarpmadan önce 32.5 metre fren izini yer aldığı, çarptıktan sonra 22.5 metre fren izi ile durduğu, toplamda aracın 55 metre fren izi yaptığı, otomobil sürücüsünün mahal hız sınırlarının üstünde seyretmesi nedeni ile tali kusurlu, 2918 sayılı Karayolları Krafik Kanunu’nun 68 inci maddesine göre, yaya geçidi, okul geçidi ve kavşak olmayan yerlerde, yayaların yolu kontrol ederek geçmesi gerektiği, yaklaşan taşıtlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda oldukları kuralının yer aldığı, bu kurala riayet edemeyecek kadar küçük olan 5 yaşındaki ölenin asli kusurlu olduğu anlaşılmakla; Mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
2.Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Hükümlerinin Uygulanması Gerektiği Yönünden;
CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemesi için öngörülen koşulların, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte denetime olanak verecek şekilde, somut gerekçeler gösterilmek suretiyle değerlendirildikten sonra, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken; dosya içeriğine göre, 09.02.2016 tarihli duruşmada sanığın, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiği, aynı tarihli duruşmada ölenin annesi ve babasının sanıktan şikayetçi ve herhangi bir maddi zarar talebinin olmadığını beyan ettikleri, ayrıca sabıkası ve duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz davranışı bulunmayan, hakkında belirlenen cezada takdiri indirim uygulanan sanık hakkında ”… sanığın adli sicil kaydının bulunmamasına rağmen müştekilerin zararının karşılanmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için zararın giderilmesi gerektiği, bu koşulun arandığı, Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 08/12/2010 tarih ve 2010/11026 Esas, 2010/12427 Karar sayılı ilamınında bu doğrultuda olduğu, müştekilerin zararının karşılanmadığı anlaşıldığından sanık hakkında CMK. 231. Maddesinin uygulanmasına yer olmadığına…” şeklindeki gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmamasına karar verildiği;
Sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde, ölenin mirasçılarının maddi ve manevi zararlarını giderdiklerini 30.000,00 TL civarında para verdikleri ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmekle; müştekilerin ifadeleri alınarak, sanık tarafından kendilerine ödeme yapılıp yapılmadığını, zararlarının giderilip giderilmediği hususunun açıklığa kavuşturulduktan sonra, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin tartışılması gerekirken, sanığın zararı gidermediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmaması hukuka aykırı bulunmuştur.
3.Re’sen Gözetilecek Sebepler Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün “B-2” bölümünde açıklanan nedenle Van 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.02.2016 tarihli ve 2015/1118 Esas, 2016/162 Karar sayıl kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.11.2023 tarihinde karar verildi.