Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/4846 E. 2023/2024 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4846
KARAR NO : 2023/2024
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Edremit 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.12.2015 tarihli ve 2015/297 Esas, 2015/759 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci maddeleri gereğince 15.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 19.09.2020 tarihli ve 2016/85830 sayılı gerekçesiz hüküm kurulmasının ve taksirli suçlarda temel cezanın belirlenmesinde, ”failin kastı” ve ”failin güttüğü amaç ve saik” gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle bozma görüşü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, eksik inceleme sonucu hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğuna, erteleme ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

Yerel Mahkemenin Kabulü;
1. Mahkemece, ”Mahkememizce yapılan yargılama, sanık savunması, müşteki ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıklar …ve … in üzerine atılı taksirle öldürme suçu yönünden yapılan araştırmada soruşturma aşamasında iç güvenliği uzmanı tarafından rapor temin edilmiştir. İncelenen raporda sanık …Firma sahibi … in davaya konu iş ile ilgili herhangi bir bağlantısının olmadığı ancak dosyada yer alan belge ve bilgilere göre iş veren sıfatının sanık … olduğu tespit edilmiştir. Dinlenen tanık beyanı ile her ne kadar ölen …ile sanık … arasında yazılı olarak sözleşme gerçekleştirilmese de sanığın tanık Doğan ile birlikte ölen …in asansör işini birlikte gerçekleştireceğini bildiği kabul edilmiştir. Sanığın asansörün yapım aşamasında kontrol ettiği ölen şahsın bu işte görev aldığı anlaşılmıştır. Kusur yönünden yapılan araştırmada sanık … ün iç güvenliği, işçi sağlığı ile ilgili gerekli tedbirleri almadığı gerekli gözetim ve denetimleri yaptırmadığı ve bu nedenle asli kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak sanık … hakkında üzerine atılı suçö yönünden yeterli delil olmadığından beraat kararı verilmiş diğer sanık … hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermekten üzerine atılı suçu inkar etmesi, dosyaya yansıyan gerekli dikkat ve tedbiri göstermemesi ile kusurunun ağırlığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanık hakkında teşdiden 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş takdiri indirim uygulanarak 2 yıl 1 ay hapis cezası hükmedilmiş sanığın ekonomik durumuda gözetilerek sonuç ceza adli para cezasına çevrilmiştir. Kanun gereği şartlar oluşmadığından TCK 51 ve CMK 231 maddeleri uygulanmamıştır ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.”

Biçimindeki gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.

2. Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi 16.12.2014 tarihli otopsi raporunda,
”…2-Kişinin ölümünün yüksekten düşme ile oluşması mümkün kafa kemiklerinde kırık, beyin dokusunda harabiyet, iç ve dış kanama sonucu meydana geldiğini,

3-Ölümü üzerinde etkili başkaca bir nedenin tespit edilemediğini bildirir kanaat raporudur”.

Denilmektedir.

3. Edremit Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan 16.01.2015 tarihli makine mühendisi ve iş güvenliği, iş sağlığı uzmanı bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, sanığın çalışanının uygun ekipman kullanarak çalışmasını, kişisel koruyucu donanım olmaksızın işi sürdürmemesini, eğitim almasını sağlaması ve üzerinde bulunduğu platformun iş güvenliği kurallarına uygunluğunu denetlemesi gerekirken aksine davranışlarıyla, asli kusuruyla neticeye sebebiyet verdiği bildirilmiştir.

4. Olay yeri inceleme tutanağı ve olay yeri inceleme raporu dosyada mevcuttur.

5. Havran Kaymakamlığınca tutulan ihaleye ilişkin belgeler dosyada bulunmaktadır.

6. Ölenin eşi müşteki … aşamalarda, şikayetçi olmadığını dile getirmiştir.

7. Sanık aşamalarda, Havran ilçesi hükümet konağının asansör yapım ihalesini alan …’in işi kendisine verdiğini, kendisinin de götürü biçiminde işin yapımı için … ile anlaştığını, …’nın yanında ölen Selahaattin’i getirdiğini, olayda kendisinin kusuru olmadığını ileri sürmüştür.

IV. GEREKÇE
Havran Kaymakamlığı tarafından yapılan ihale sonucu akdedilen sözleşme ile yetkilisinin temyiz dışı sanık …’in olduğu … İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne, temyiz dışı sanık … temyiz dışı sanık Hükümet Konağı binasının engelli asansörü yapımı, kazan değişimi, fotoselli otomatik kayar kapı yapımı ve görme engelliler için hissedilebilir yüzey yapımı işinin verildiği, anılan şirketin de işin yapımı için alt yüklenici olarak anlaştığı Gün Lift firması sahibi sanığın, asansör yapım işi için götürü usulüyle ölen …ve tanık …’yı tuttuğu, asansör yapımı için kurulan metal iskelenin üzerinde bulunan ahşap palete basarak çalışmakta olan…’in, paletin dengesinin bozulması neticesi 7,80 metre aşağıya düşmesi şeklinde gerçekleşen ve sanığın, çalışanın uygun ekipman kullanarak çalışmasını sağlamayarak, eğitim almasını temin etmeyerek, yüksekte çalışma sırasında, kişisel koruyucu donanım emniyet kemeri takarak işe devam edilmesini ehil bir kimsenin gözetimi altında faaliyetin devam edilip edilmediğini denetlemeyerek asli kusuruyla neticeye sebebiyet verdiği olayda mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

A)Tebliğname Yönünden;
1.Hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterildiği, bunun nitelendirmesinin yapıldığı, hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtildiği ve bunun dayanaklarının gösterildiği gözetildiğinde, hükmün yeterli gerekçeye dayandırılmadığından bahisle bozma öneren tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

2.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.10.2020 tarihli ve 2017/12-833 Esas, 2020/415 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; taksirle işlenen suçlarda, 5237 sayılı Kanun’un “Taksir” başlıklı 22 nci maddesinin dördüncü ve aynı Kanun’un “Cezanın belirlenmesi” başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeler birlikte göz önüne alınarak, failin kusur durumu öncelikle değerlendirilip, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin taksire dayalı kusurunun ağırlığı ölçütleri dikkate alınarak temel cezanın belirlenmesi ve temel ceza belirlenirken kasıtlı suçlarda uygulanması mümkün olan 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin (f) bendindeki “failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı” ve (g) bendindeki “failin güttüğü amaç ve saik” ölçütlerine dayanılmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuşsa da, aykırılığın Yargıtay tarafından giderilmesi mümkün görülmüştür.

B)Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2.5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmuş ve altmışbeş yaşını bitirmemiş olanların iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilmeleri hâlinde cezalarının ertelenebileceği yapılan yargılama sonunda 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, sözü geçen kişiselleştirme kurumlarının yasal engelden dolayı uygulanamayacağı anlaşıldığından, sanık müdafiinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması, erteleme hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde bu nedenlere dayalı hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde A-2 numaralı kısımda açıklanan nedenle Edremit 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.12.2015 tarihli ve 2015/297 Esas, 2015/759 Karar sayılı kararına yönelik temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün birinci fıkrasında yer alan ”sanığın kastına dayanan kusurun ağırlığı” ve ”suç sebep ve saikleri” ibarelerinin kaldırılması suretiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.