Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/4834 E. 2023/1819 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4834
KARAR NO : 2023/1819
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/245 E., 2015/296 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2015 tarihli 2015/245 Esas 2015/296 Karar sayılı kararı ile
sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 63 üncü maddesi uyarınca 15.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 23.09.2020 havale tarihli ve 2016/106364 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
Katılanlar vekili süre tutum dilekçesi vererek kararı temyiz etmiş olup kararın tebliğine rağmen gerekçeli temyiz dilekçesi sunmamıştır.

B.Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Sanığın yol çalışması olduğuna dair uyarıcı levha, ışık olmaması nedeniyle şerit sayısının düştüğünü tahmin edemediğinden yol hakkının kendisinde olduğunu düşündüğüne, olayda 3. kişinin kusurunun olabileceği düşünülmeden eksik inceleme yapılarak hüküm verildiğine,

2.5237 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin altıncı fıkrası uygulanmadan hüküm kurulduğuna,

3.Re’sen gözetilecek hususlara
ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
Olay günü mağdur sanık …’ın sevk ve idaresindeki … ile İslahiye istikametinden Nurdağı istikametine seyir halindeyken; Kozdere Mahallesi tali yolundan ana yola kontrolsüz bir şekilde çıkış yapan müşteki sanık …’in sevk ve idaresindeki … ile çarpışması neticesinde …’in vefat ettiği, meydana gelen kaza sebebiyle İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan 30.11.2015 tarihli rapora göre; sanık sürücü …’in olayda asli kusurlu, sanık sürücü …’ın olayda tali kusurlu olduklarının belirtildiği, katılan sanık …’in taksirli eylemi sonucu eşi olan …’in hayatını kaybettiği, … ve …’ın vücudunda kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı, katılan …’ın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, katılan sanık …’in bu suretle üzerine atılı taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçunu işlediği sabit kabul edilmiştir.

2.Islahiye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 09.11.2014 tarihli ölü muayene tutanağında …’in gerçekleşen trafik kazası sonucunda travmaya bağlı beyin kanaması sonucu öldüğü tespit edilmiştir.

3.Olay nedeniyle …, …, …, … ve …’un basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, … ve … ‘nın basit tıbbi müdahale ile giderilemez hayati tehlike geçirecek şekilde, …’ın hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derece etkileyecek nitelikte kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandıklarına dair raporları dosya içerisindedir. Mağdurlar …, …, … ve … olay nedeniyle şikayetçi değillerdir. … ve … yaşı küçük çocukları adına sanıktan şikayetçi olmuşlardır.

4.Kaza tespit tutanağında, 09.11.2014 günü, 15.40 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobiliyle Islahiye istikametinden Nurdağı istikametine seyir halindeyken tali yoldan ana yola kontrolsüz şekilde çıkış yapan sürücü … idaresindeki aracın sağ orta kapı kısmına kendi aracının ön kısmı ile çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, sürücü …’in kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kurallarını ihlal ettiği , sürücü …’ın … hızını kavşağa yaklaşırken azaltmak kuralını ihlal ettiği belirlenmiştir.

5.Trafik bilirkişi tarafından düzenlenen 15.04.2015 tarihli raporda, sürücü …’in kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kurallarını ihlal etmesi nedeniyle asli kusurlu, sürücü …’ın … hızını kavşağa yaklaşırken azaltmak kuralını ihlal etmesi nedeniyle tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.

6.İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 30.11.2015 tarihli raporda kusur dağılımı;

“A)Mağdur sanık sürücü … yönetimindeki otomobil ile tali yoldan çıkıp ana yola girmeden evvel ana yolu takiben gelen … sürücüsüne ilk geçiş hakkını vermediği,kavşak içerisinde … plaka sayılı araçla çarpıştığı olayda dikkatsiz ve özensiz davrandığından asli kusurludur.

B)Mağdur sanık sürücü … yönetimindeki otomobil ile seyrini mahal şartlarına göre ayarlamadığı,kavşak olan mahalden geçerken hızını azaltmadığı,yol çalışması nedeniyle 1 platformu kapatılmış yoldaki çalışmayı dikkate alıp kontrollü seyretmediği olayda dikkatsiz ve özensiz davrandığından tali kusurludur.

C)15/04/2015 tarihinde tanzim edilmiş bilirkişi raporunda izafe edilen kusur durumu isabetli bulunmuştur.” şeklinde belirlenmiştir.

7.Sanık …’in savunması;
“Olay yerinde Kozdere Köyü civarında ben tali yoldan ana yola çıkacaktım, yolda herhangi bir uyarı levhası yoktu, eşim yanımda oturuyordu, kazada hayatını kaybetti, arkada ise düğün sahibinin misafirleri …, … ve … oturuyordu, ben sağımı solumu kontrol ettim bir şey yoktu, orada yol çalışması varmış, ancak herhangi bir uyarı levhası yoktu, hızım 10 km hızla seyrediyordu, bana Nurdağı tarafından gelen … çarptı, ben hastaneye kaldırıldım, benim bu olayda asli kusurlu olduğuma dair rapor verilmiş, ben bunu kabul etmiyorum, yola çıkarken yol çalışması olduğuna dair işaret levhası yoktu, orası çift yol olmasına rağmen teke düşürmüşler diğer yolda yol çalışması olduğu için, ben bu nedenle sağdan … geleceğini düşünmeden çıktım, yine de ona rağmen kontrol etmiştim, kaza bu şekilde oldu, suçlamaları kabul etmiyorum, ben eşimi kaybettim, aracın 7000-8000 TL idi, sigortadan 3500 TL aldım, … pert oldu, geriye kalan zararım karşılanmadı, şikayetten vazgeçme olursa kabul ederim, benim zararım ödenirse ben de şikayetimden vazgeçerim, suçsuzum beraatime karar verilmesini talep ederim, mahkeme aksi kanaatte ise lehe olan kanun maddelerinin ve CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasını talep ederim dedi. ” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Mahkemece sanık hakkında hükmolunan cezada isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

A.Katılanlar … Ve … Vekilinin Temyizi Yönünden
Katılanların suç ve karar tarihi itibarıyla on sekiz yaşını doldurmamış olması nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 234 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 239 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca mahkemenin istemi üzerine Baro tarafından katılanlara vekil tayin edildiği, katılanların bu vekile ayrıca bir vekalet verdiğine ilişkin vekaletnameye dosyada rastlanılmadığı anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı Kanunla değişik 13 üncü maddesi gereğince Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2015 Yılı Tarifesine göre 613,00 TL zorunlu vekillik ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

B.Sanık Müdafinin Temyizi Yönünden
1.Kusur Durumu Ve Eksik İnceleme Yönünden
Dosya içeriğine göre, 09.11.2014 günü, saat 15:40 civarında temyiz dışı sanık …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal dışında, yol çalışması nedeniyle bölünmüş yolun iki yönlü olarak kullanıldığı karayolunda seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde istikametine göre solundaki tali yoldan ana yola kontrolsüz şekilde giriş yapan sanık sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobil ile çarpışmaları neticesinde …’in öldüğü, … ve …’ın yaralandıkları olayda, kaza tespit tutanağı, trafik bilirkişi raporu ve İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporlarında sanık sürücü …’in tali yoldan çıkıp ana yola girmeden evvel ana yolu takiben gelen … sürücüsüne ilk geçiş hakkını vermemesi nedeniyle asli kusurlu, sürücü …’ın ise kavşak mahallinde hızını azaltmaması nedeniyle tali kusurlu olduğunun belirlendiği, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından incelenen CD içeriğinde mahal şartlarını gösterir fotoğraflarda azami hız sınırlamasını gösterir levhalar, yolu ayıran dubalar, yolun tek yöndeki taşıt trafiğine kapalı olduğunu bildiren işaret levhası olduğunun görüldüğü, anılan raporda CD görüntüleri, trafik işaretleme tutanağı, mevcut veriler ve tüm dosya kapsamında sanık …’in asli, …’ın ise tali kusurlu olduğunun bildirildiği ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, sanık müdafinin kusur durumuna, eksik inceleme yapıldığına yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2.Re’sen Gözetilecek Hususlar Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A) numaralı bentte açıklanan nedenle Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2015 tarihli 2015/245 Esas 2015/296 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine ilişkin paragrafa; “Yaşı küçük katılanlar … ve …’a 5271 sayılı Kanunun 234 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 239 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca baro tarafından vekil atanmasından dolayı 5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı Kanunla değişik 13 üncü maddesi gereğince Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2015 Yılı Tarifesine göre tespit edilen 613,00 TL zorunlu vekillik ücretinin yargılama gideri olarak sanıktan tahsil edilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2023 tarihinde karar verildi.