Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/4751 E. 2023/2061 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4751
KARAR NO : 2023/2061
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli 2015/72 Esas, 2015/378 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık … hakkında; taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapsine ve sürücü belgesinin 6 ay geri alınmasına karar verilmiştir.
b)Sanık … hakkında; taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 63 üncü maddesi, uyarınca 24.300, 00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 6 ay geri alınmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri
Geçiş önceliğinin sanıkta olduğuna, illiyet bağının kesildiğine, ölenin emniyet kemeri takmayarak kusurlu olduğuna ve sair hususlara ilişkindir.

B.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Sanığın kusurlu olmadığına,

2.Bilinçli taksir koşullarının oluşmadığına,

3.Nişanlısının annesinin ölümüne neden olan sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanması gerektiğine ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü:
“Kaza nedeniyle hayatını kaybeden maktul … Nazilli(Okumuş) müşteki sanık …’ın nişanlısı …’nin annesidir. Olay tarihinde müşteki sanık …’in kullandığı … plakalı araçta nişanlısı olan müşteki …ve maktul … …olduğu halde seyir halindeyken, sanık …’nin kullandığı … plakalı belediye otobüsü ile çarpışarak yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir.” şeklindedir.

2.Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen ölü muayene ve otopsi tutanağında … ‘un trafik kazası ile husulü mümkün kafatası kaide kemik kırıkları ve çoklu kot kırıkları ile kafa içi kanama ve hemopnömotoraks (göğüs içi kanama ve hava çıkışı) sonucu öldüğü tespit edilmiştir.

3.Olay nedeniyle … ve … (…)’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıklarına dair doktor raporları dosya içerisindedir. …olay nedeniyle …’dan şikayetçi değildir. … ve … (…) yaralanmaları nedeniyle sanık …’den şikayetçidir.

4.10.02.2015 tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre “kazanın oluşumunda … plakalı … sürücüsü …’nin 2918 sayılı KYTK’nun 84/ H: Kavşaklarda geçiş üstünlüğüne uymamak (madde 57/1a kavşaklara yaklaşırken kavşaklardaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek) kuralını ihlal ettiği; 20 PS 681 plakalı oto sürücüsü …’ın ise aynı kanun diğer kusurlarından 52/1a: Kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiği” sonucuna varılmıştır.

5.Olayla ilgili olarak alınan 13.02.2015 tarihli bilirkişi raporuna ve ek bilirkişi raporuna göre;
a-)… plakalı belediye otobüs şoförü olan …’nin kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı ve sağdan gelen araca yol vermediği bu nedenle asli kusurlu olduğu,

b-)… plakalı … sürücüsü …’ın havanın yağışlı, zeminin ıslak olduğu halde hız kuralına uymadığı, kavşağa yaklaşırken hız kuralına uymadığı, bu nedenle tali kusurlu olduğu anlaşılmıştır.

6.Mahallinde keşif sonucu düzenlenen 27.05.2015 tarihli raporda otobüs sürücüsü sanık …’nin asli kusurlu, otomobil sürücüsü sanık …’ın tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

7.İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 20.07.2015 tarihli raporda kusur dağılımı
“-Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki otobüsle seyri sırasında ilk geçiş hakkını sağ taraftan gelmekte olan diğer sanık idaresindeki araca vermeden kavşağa girerek kavşaklarda ilk geçiş hakkı kural ihlali ile neden olduğu olayda asli kusurludur.
-Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında kavşağa yaklaştığında hızını asgari düzeye düşürüp müteyakkız olması, ikazda bulunup sert fren tatbiki ve uygun direksiyon manevrası ile kazayı önlemeye çalışması gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş olup tali kusurludur.
-… (…) araçta yolculuğu sırasında emniyet kemeri takmamış olmakla kendi ölümünde alt düzeyde tali kusurludur.” şeklinde belirlenmiştir.

8.Sanık …’nin savunması ” Olay tarihinde Denizli Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş’de şehiriçi yolcu otobüsü şoförü olarak çalışıyordum, Yenişehir Belkon güzergahında çalışıyordum, saat 24.00’da son sefer için hareket ettim, kepez durağı denen yerden iki yolcu aldım, kazanın olduğu yere yaklaştığımda oradaki durakta yolcu olmadığı için yoluma devam ettim, hızım saatte 30 – 40 km civarındaydı, kazanın olduğu caddeye geldiğimde diğer sanık aracıyla birden bire önüme çıktı, kazanın olduğu yere yaklaştığımızda kavşak olduğuna dair herhangi bir uyarı işaret yoktur, benim seyir ettiğim cadde dolmuşların ve otobüslerin kullandığı ana caddedir, trafiğin dağıldığı ana caddedir, 11 tane bağlantı yolu vardır, diğer … sürücüsü çok süratli bir şekilde önüme çıktı, frene bastım ancak yapacak birşey yoktu, sanığın aracına çarptım, araçtan indim yaralı olduğunu görünce 112 yi ve 155’i aradım, olay günü mesaiye 14.50’de başlamıştım, 24.00’da son seferime başlıyordum, alkol ya da benzeri bir madde kullanmadım, herhangi bir rahatsızlığım veya uykusuzluğum yoktu, ilk tutuklama için geldiğinden diğer … sürücüsü ile görüştüğümde benim geldiğini görmediğini, rahmetli kayınvalidesinin kendisinin ve kızının adını bağırdığını, sonrasını hatırlamadığını beyan etmiştir, kullandığımız belediye otobüsleri 50 km hız ile sınırlıdır, 51 km bile yapılamaz, kullandığım belediye otobüsü 2014 model Otokar marka araçtır, savunmam bundan ibarettir dedi. ” şeklindedir.

9.Sanık …’ın savunması “Müşteki …nişanlım olur, olay sırasında ölen … de nişanlımın annesi idi, olay akşamı nişanlımın evine yemeğe gitmiştim, saat 21.00 sıralarında az miktarda alkol almıştım, iki kadeh şarap içmiştim, eve nişanlımın akrabası olan … geldi, saat 24.00’e kadar evde oturduk, o saatte ulaşım vasıtası kalmadığı için kendisini evine bırakmak için nişanlım, kayınvalidem ile birlikte bana ait olan … plakalı araçla yola çıktık, kendisini eve bıraktık, dönüşte kazanın olduğu kavşağa geldiğim, kavşakta sağımı solumu kontrol ettim, … olmadığını görünce geçtim, otobüsün hızlı gelip bize çarpacağını düşünemedim, kavşağı geçmiştik, kavşağın başında durduğumda otobüsü görmüştüm ancak bize 50 – 100 metre mesafede olduğu için geçerim diye düşünmüştüm, kavşakta yol hakkının kimde olduğunu bilmiyorum ancak otobüs uzakta olduğu için ben devam ettim, 1 yıllık sürücü belgem vardır, iki bardak şarap içmiştim ancak sarhoş değildim, suçsuzum dedi.” şeklindedir.

10.Katılan … (…) ın beyanı “Sanık … nişanlım, ölen … annem olur, olay tarihinde akrabamız olan … ve nişanlım … bize yemeğe gelmişlerdi, … bizde bulunduğu sırada bir iki bardak şarap içmişti, daha sonra … abiyi bırakmak için çıktık, Yenişehir mevkiine gittik, … abiyi evine bıraktık, aracı … kullanıyordu, kavşağa girdik, otobüs sol arkadan aracımıza çarptı, … yeni dönüş yaptığı için yavaş bir şekilde gidiyordu, otobüsü çarpmadan önce görmedim, herhangi bir korna duymadım, selektör görmedim, kaza yaptığımız anda bile fren sesi duymadım dedi. ” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

A.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Dosya içeriğine göre gece vakti 00.10 sıralarında, yağmurlu havada, meskun mahalde, sanık …’nin sevk ve idaresindeki otobüs ile cadde üzerinde seyir halindeyken olay mahalli kontrolsüz dört yönlü kavşağa geldiğinde istikametine göre sağındaki sokak üzerinden gelip kavşağa giriş yapan sanık …’ın sevk ve idaresindeki otomobilin sol yan kısımlarına çarpması neticesinde bir kişinin öldüğü, iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre, sanığın ilk geçiş hakkını sağ taraftan gelmekte olan araca vermeden kavşağa girmesi nedeniyle asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu tespitin oluş ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından sanık müdafinin temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

3.Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin üçüncü fırkası ve 5271 sayılı Kanunun 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı hareket edilmesi hukuka aykırı bulunmuş olup bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

4.Taksirli suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı hususu dikkate alınarak, yargılama giderinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin sanıklardan eşit olarak tahsiline karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş olup, bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

B.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Sanığın kusurlu olmadığı yönünden
Dosya içeriğine göre gece vakti 00.10 sıralarında, yağmurlu havada, meskun mahalde, sanık …’nin sevk ve idaresindeki otobüs ile cadde üzerinde seyir halindeyken olay mahalli kontrolsüz dört yönlü kavşağa geldiğinde istikametine göre sağındaki sokak üzerinden gelip kavşağa giriş yapan sanık …’ın sevk ve idaresindeki otomobilin sol yan kısımlarına çarpması neticesinde bir kişinin öldüğü, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre, sanığın idaresindeki otomobille seyri sırasında kavşağa yaklaştığında hızını asgari düzeye düşürüp müteyakkız olması, ikazda bulunup sert fren tatbiki ve uygun direksiyon manevrası ile kazayı önlemeye çalışması gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemesi nedeniyle tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu tespitin oluş ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından sanık müdafinin bu yöndeki temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2.Bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı yönünden
Sanığın 106 promil alkollü olduğu halde sevk ve idaresindeki araçla tali kusurlu olarak neden olduğu trafik kazası neticesinde bir kişinin ölümüne neden olduğu olayda bilinçli taksir koşullarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece kurulan hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

3. 5237 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanması gerektiği yönünden;
5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanabilmesi için taksirle hareket sonucu neden olunan neticenin, münhasıran sanığın kişisel ve ailevi durumu bakımından artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açması gerektiği, dava konusu olayda olay tarihinde nişanlısı olan kişinin annesinin ölümüne neden olan sanık hakkında bu maddenin uygulanma şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
A.Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A-3) ve (A-4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli 2015/72 Esas, 2015/378 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereğince hükmün 1 numaralı bendinin üçüncü paragrafı hükümden çıkarılarak yerine “Sanığın kişiliği, ekonomik ve sosyal durumu nazara alınarak, sanığa verilen hapis cezasının TCK’nın 50/4 maddesi yollamasıyla 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, TCK’nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 1215 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK’nın 52/2 maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri gözönünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 24.300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi; hükmün 4 numaralı bendindeki “eşit olarak” ibaresinin çıkarılarak yerine “sebebiyet verdikleri oranda” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

B.Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli 2015/72 Esas, 2015/378 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,07.06.2023 tarihinde karar verildi.