Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/4606 E. 2023/211 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4606
KARAR NO : 2023/211
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

IN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

1.Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Yönünden;
Sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği ön inceleme neticesinde anlaşılmakla, gereği düşünüldü:

2.Taksirle Öldürme Suçu Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
… (Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26/04/2016 tarihli ve 2015/541 Esas, 2016/328 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında;

1.Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5271 sayılı Kanunu’nun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2.Taksirle Öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 26/04/2016 tarihli ve 2016/224647 sayılı, sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebi yönünden bozma, taksirle öldürme suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz talebi yönünden onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
1.Eksik inceleme sonucunda maddi gerçekle örtüşmeyen tanık beyanları ve bilirkişi raporları doğrultusunda kusuru bulunmayan sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2.Olayda bilinçli taksir koşullarının bulunmadığına ve fazla cezaya hükmedildiğine,

3.Diğer temyiz nedenlerine,

ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Görüşü
Sanığın suç tarihinde yanında bulunan bayan arkadaşları ile bir restorantta alkol aldıktan sonra, kız arkadaşının evine gidip tekrar restorana dönmek üzere … istikametinden Davultepe istikametine doğru yolda seyir halinde olduğu saat 22:00 sıralarında, aracı süratli kullandığı, makas atarak ve zikzak yaparak tanık …’in beyanlarından anlaşıldığı üzere tanığın aracını soldan müsait taraftan geçmek yerine tanığın aracının sağından zikzak çizerek yaparak tehlikeli şekilde … kullandığı, araçta tanık olarak bulunan …’ın sanığın uyardığı, sanığın tehlikeli sürüşüne devam ettiği, … sitesi önüne geldiğinde iki şeritli yoldan çıkarak yolun en sağından ilerlediği ve burada yaya kaldırımı bulunmadığından yürümekte olan …’e çarptığı, belirtilmiştir.

2.Sanık … aşamalardaki savunmalarında, kusurunun bulunmadığını, kaza öncesi hızının 70-80 km civarı olduğunu, orta şeritten seyri esnasında soldan kendisini sıkıştıran bir … nedeni ile sağa manevra yaptığını ve bir iki metre kala kaplama üzerinde yürüyen şahısları gördüğünü fren yaptığını ancak çarpmak zorunda kaldığını, kaza sonrası olay mahallini terk ettiğini, kusurunun bulunmadığını ve suçlamaları kabul etmediği beyan etmiştir.

3.Katılanlar, dosya içerisinde mevcut bulunan 24/11/2015 tarihli sulh protokolünde belirtildiği üzere zararları karşılandığından 25/11/2015 tarihli celse şikayetlerinden vazgeçmişlerdir.

4.Aşamalarda tanık olarak dinlenen, olay anında sanığın kullandığı araçta yolcu olarak bulunan … ve … kolluk aşamasında sıcağı sıcağına verdikleri beyanlarında sanığın çok süratli ve diğer araçlara makas atarak … kullandığını beyan etmişler, tanıklardan … bu hususa ek olarak ayrıca sanığın kaza öncesi oturdukları mekanda alkol aldığını, tehlikeli seyri nedeni ile kendisini uyardığında sanığın aracın … olduğundan frene basınca durur dediğini beyan etmiştir.

5.Dosya içerisinde mevcut bulunan olay yeri inceleme tutanağına göre kazanın 22.00 sıralarında meydana geldiği, olay mahallinden ayrılan sanığın ise yaklaşık 4 saat sonra yakalandığı, yakalanmasının akabininde hastaneye yapılan sevki üzerine düzenlenen … Devlet Hastanesinin 11/09/2015 tarihli doktor raporunda sanığın alkol oranının 0.15 promil olduğunun saptandığı ve kovuşturma aşamasında düzenlenen 30/11/2015 tarihli Adli Tıp uzmanı bilirkişi raporunda her saat için 0.15 promil eklenmek suretiyle sanığın kaza anındaki alkol oranının 0.60 promil olduğu, belirtilmiştir.

6.Keşif sırasında dinlenen tanık … ise, olay yerinin aydınlık olduğunu, sanığın kullandığı aracın hızının yaklaşık 120-130 km civarı olduğunu, sağ şeritten giderken sanığın aracının zikzak yaparak kendi aracının yanından geçtiğini, banket kısmında yürüyen şahsa çarptığını, durmayıp yola devem ederek kaçtığını ve kendisinin sanığın aracının takip ettiğini, sanığın bir restoran önünde indiğini içki koktuğunu ve zar zor ayakta durduğunu, sol şerit müsait olduğu esnada neden sağ tarafından geçtiğini bilmediğini beyan etmiştir.

7.Dosyada mevcut bulunun ve kovuşturma aşamasında yapılan keşif üzerine düzenlenen 16/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda, kaza saatinin gece, kaza mahallinin meskun mahal içerisinde, bölünmüş, tek yönlü, asfalt kaplama cadde olduğu, kaza mahallinde aydınlatmanın bulunduğu, banket dahil yol genişliğinin 11 metre olduğu, yolun düz ve eğimsiz olduğu, alkollü olarak karayoluna çıkması, tanık beyanlarına göre yerleşim yeri için ön görülen hız sınırlarının çok üzerinde seyretmesi, dikkatini yola vermemesi, geçme kurallarına uymayarak önünde seyreden aracın sağından banket üzerinden geçmesi nedenleri ile sanık sürücünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 48. 51 ve 54/a-3 kurallarını ihlal ettiğinden meydana gelen kazada asli ve tamamen kusurlu bulunduğu, yaya …’ün ise ihmal ve kusurunun bulunmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.

8.Adli Tıp Kurumu … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 03/03/2016 tarihli raporunda, görüşü engelleyecek unsurun bulunmadığı ve aydınlatması bulunan meskun mahal sınırları içerisindeki yolda gece vakti alkollü vaziyetteki seyrini yola gereken dikkatini vermeden ve mahal şartlarına uygun olmayan hızla sürdürüp, olay yerinde önünde seyreden aracı sağ tarafından geçmek suretiyle girdiği bankette yaya …’e aracın sağ ön kısmından çarpması şeklinde meydana gelen olayda sanık sürücünün dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri ile asli kusurlu bulunduğu, yaya …’ün atfı kabil kusurunu bulunmadığı, görüş ve kanaati bildirilmiştir.

9.Maktulün kesin ölüm sebebini belirleyen, … Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2015 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında, kişinin ölümünün trafik kazası ile husulü mümkün genel beden travmasına bağlı etraf kemik kırıklarıyla müterafik iç organ yaralanması ve beyin kanaması sonucu meydana geldiği görüş ve kanaati belirtilmiştir.

10.Sanık, …’e ait güncel adli sicil ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1.Eksik İnceleme Sonucunda Maddi Gerçekle Örtüşmeyen Tanık Beyanları ve Bilirkişi Raporları Doğrultusunda, Kusuru Bulunmayan Sanık Hakkında Koşulları Bulunmamasına Rağmen Bilinçli Taksir Hükümleri Uygulanmak Suretiyle Mahkumiyet Kararı ve Fazla Ceza Verilmesinin Hukuka Aykırı Olduğuna İlişkin Temyiz Talebi Yönünden,
Olay ve olgular kısmında yer verilen bilirkişi raporları doğrultusunda asli ve tamamen kusurlu bulunan, kaza anında 1.00 promilin altında alkollü olduğu saptanan ve aşamalarda dinlenen tanık beyanları ile de mahal şartlarının üzerinde seyrettiği anlaşılan, sanık sürücü … hakkında tayin edilen temel cezanın bilinçli taksirle artırılması sırasında, bilinçli taksir oluşturan ihlalin tanık beyanlarına göre yerleşim yeri için ön görülen hız sınırlarının çok üzerinde seyretmesinden ibaret olduğu gözetilmeksizin, 5237 sayılı Kanun’un 22/3. maddesi uyarınca temel cezanın 1/3 oranı yerine, 1/2 oranında artırılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.

2.Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden,
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
1.Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçundan Sanık Hakkındaki Mahkumiyet Hükmüne Yönelik Temyiz Talebi Yönünden;
Sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmakla, dava dosyasının, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,

2. Taksirle Öldürme Suçundan Sanık Hakkındaki Mahkumiyet Hükmüne Yönelik Temyiz Talebi Yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … (Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26/04/2016 tarihli ve 2015/541 Esas, 2016/328 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.01.2023 tarihinde karar verildi.