Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/4549 E. 2023/818 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4549
KARAR NO : 2023/818
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİAsliye Ceza Mahkemesi

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1..7. Asliye Ceza Mahkemesinin,12/01/2016 tarihli ve 2015/330 Esas, 2016/19 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, beraat kararı verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 29/09/2020 tarihli ve 2016/91900 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri;
1.Eylemin nitelik itibari ile taksirle öldürme suçuna değil ihmali davranışla kasten adam öldürme suçuna vücut verdiği bu nedenle görevsizlik kararının yerinde olmadığına ve sanık hakkında Beraat verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2.Diğer temyiz nedenlerine,

ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Görüşü
Sanık …’nın sevk ve idaresindeki arkasında tarım ekme makinesi mibzer takılı vaziyette normal seyri sırasında olay mahalli … üstüne geldiğinde, seyir istikametine göre karşı istikametten sola yönelmiş haliyle şerit ihlalinde bulunarak gelen müteveffa motosiklet sürücüsünün görüş alanı dışında olan traktörün arkasına takılı tohum ekme makinesinin ayaklık kısmına çarptığı olayda, olayı önlemek bakımından alabileceği bir önlem ve tedbir bulunmadığından dolayı atfı kabil kusuru olmadığı, müteveffa sürücü … alkollü şekilde sevk ve idaresindeki motosiklet ile yola gereken dikkatini vermediği, mahal şartların üzerinde aşırı hızıyla olay mahalli … üstüne yaklaştığı, kural gereği … üstlerine geldiğinde hızını asgari hadde düşürmediği seyrini kendi seyri içerisinde sürdürmeye özen göstermediği, hatalı ve tehlikeli biçimde sola yönelmiş haliyle şerit ihlalinde bulunarak karşı yön yol bölümüne geçip bu istikamette normal seyrini sürdüren sanık idaresindeki traktörün arkasına takılı bulunan tohum ekme makinesine çarparak olayın meydana gelmesine sebebiyet vermiş olduğu, belirtilmiştir.

2.Sanık aşamalardaki savunmalarında, kazanın bulunduğu yere uzaklığı yaklaşık 1,5 km olan tarlada olay günü traktör ile çalıştığını saat 20:00 civarında buradan ayrılarak ikametine doğru Yassıören istikametine seyri esnasında dikilitaş mevkiinde karşı istikametinden motosiklet geldiğini hatırladığını ancak çarpma olayını bilmediğini, traktörün sesinden duymamış olabileceğini, kusurunun bulunmadığını beyan etmiştir.

3.Katılanlar sanıklardan şikayetçi olduklarını ve davaya katılmak istediklerini beyan etmiş olup mahkemece haklarında katılma kararı verilmiştir.

4.Kaza tespit tutanağında, kaza mahallinin meskun mahal dışı, bölünmemiş, iki yönlü, aydınlatmanın bulunmadığı köy yolu olduğu, çarpma noktasının tespit edilemediği ve motosiklet sürücüsü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 52/1-b maddesinde düzenlenen (sürücülerin araçların hızlarını, yük, teknik özellik, görüş, yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak) kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.

5.Dosyada mevcut bulunan ve kovuşturma aşamasında yapılan keşif üzerine düzenlenen 10/12/2011 tarihli, makine mühendisi trafik teknik bilirkişisi ve adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden oluşan heyet raporunda, motosikletin çok hızlı seyrettiği ve traktör ile kamyonete göre 6 kat hızlı olduğu, motosiklet sürücüsünün kendi şeridini ihlal ederek karşı yönden gelen … şeridine tecavüz ettiği, mevcut bilgi belgeler dikkate alındığında motosikletin mibzere çarptığına dair bulgu bulunmadığı ancak çarpma gerçekleştiği kabul edilirse de bu halde traktör sürücüsünün kusursuz, motsiklet sürücüsünün kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.

6.Emniyet Genel Müdürlüğü, … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 20/12/2011 tarihli ekspertiz raporu ile motosiklet sürücüsünün kaskından alınan numune parça örneği ile mibzerin civatasının üzerinden alınan yağ örneklerinin uyuştuğu, ayrıca motosikletin depo kısmı üzerindeki 15 cm çizik izinin de traktörün arkasına takılı bulunan mibzerin alt demir ayaklık kısmına çarpma sonucu oluştuğu, buradan alınan örneklerin de uyuştuğu tespit edilmiştir.

7.Kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii ile düzenlenen, 02/08/2012 tarihli bilirkişi raporu ile 28/04/2014 tarihli Karayolları Genel Müdürlüğünün kusur tespitine ilişkin raporunda, yönetimindeki traktörün arkasında takılı tarım makinesi ile normal seyrini sürüdüğü sırada, olay mahalli … üstüne geldiğinde, seyir yönüne göre karşı yönden gelen molosiklet sürücüsünün görüş alanı dışında kalan traktörün arkasına takılı tarım makinesinin ayaklarına çarptığı olayda sanığın kusurunun bulunmadığı, alkollü şekilde yönetimindeki motosikletle olay mahalline geldiğinde aşırı hızla seyrettiği yolda hatalı şekilde şerit ihlali nedeniyle karşı yönden gelen traktörün arkasındaki mibzere çarptığı olayda motosiklet sürücüsü …’in tamamen kusurlu olduğu, görüş ve kanaati bildirilmiştir.

8.Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi Acil Toksiloji Laboratuvarının 16/11/2011 tarihli raporunda …’in 0.73 promil (73mg/etanol) alkollü olduğu tespit edilmiştir.

9.Maktulün kesin ölüm sebebini belirleyen, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 23/11/2015 tarihli otopsi raporunda, kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, klavikula, ekstremite, kot ve yüz kemik kırıklarıyla iç organ yırtılmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği, görüş ve kanaati belirtilmiştir.

10.Sanık, …’ya ait güncel adli sicil ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Olay günü, sanık sürücü … sevk ve idaresindeki arka kısmında mibzer takılı bulunan traktör ile meskun mahal dışında, yol şerit çizgisinin ve aydınlatmanın bulunmadığı toplamda 6.80 metre genişliğe sahip iki yönlü asfalt kaplama köy yolu üzerinde gece vakti yolun sağından Yassıören istikametine doğru seyri esnasında, karşı istikametten gelen 0.73 promil alkollü motosiklet sürücüsü …’in diğer istikamet yönüne doğru taşkın seyri sırasında motosikleti ile traktörün arkasında bulunan mibreze çarpması sonucu kendi ölümüne sebebiyet verdiği olayda,

Somut olayda kusuru bulunmayan sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223/2-c maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi gerekirken, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçe gösterilerek dayanak kanun maddesi belirtilmeden beraat kararı verilmesi, hukuka aykırı bulunmuş olup Yargıtay tarafından düzeltilmiştir.

Katılanlar Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden Yapılan İncelemede;
1.Eylemin Nitelik İtibari ile Taksirle Öldürme Suçuna Değil İhmali Davranışla Kasten Adam Öldürme Suçuna Vücut Verdiği Bu Nedenle Görevsizlik Kararının Yerinde Olmadığına ve Sanık Hakkında Beraat Verilmesinin Hukuka Aykırı Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden,
5237 sayılı TCK’nın “Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” başlıklı 83 üncü maddesinde;
“(1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.

(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,

b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması gerekir.

(3)Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir” hükmüne yer verilmiştir.

Başkasının yaşamını korumak bakımından hukuki yükümlülük altında bulunan garantör konumundaki kişi, bu yükümlülüğünü ölüm neticesinin gerçekleşeceğini bilerek yerine getirmezse, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesinden söz edilebilecektir ancak olay ve olgular kısmında yer verilen olayın oluş biçimine dair mahkemenin anlatımı ve kabulü hukuka uygun bulunmakla sanığın eylemi 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki taksirle öldürme suçuna vücut vermiştir, ayrıca ilgili kısımda bahsedilen bilirkişi raporları ile olayda kusurunun bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında beraat kararı verilmesine ilişkin esas mahkemenin kararı hukuka uygun olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle . 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12/01/2016 tarihli ve 2015/330 Esas, 2016/19 Karar sayılı kararına yönelik katılanlar vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği, hüküm fıkrasının birinci paragrafında yer alan “sanığın atılı suçu işlediğine, olayda kusurunun bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak tam bir kanaat uyandıran kesin ve yeterli delil bulunmadığından sabit bulunmayan atılı suçtan sanığın BERAATİNE,” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “meydana gelen olayda kusuru bulunmadığından, 5271 sayılı Kanun’un 223/2-c maddesi uyarınca atılı suçtan sanığın BERAATİNE,” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.03.2023 tarihinde karar verildi.