Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/4442 E. 2023/2058 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4442
KARAR NO : 2023/2058
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Dinar Ağır Ceza Mahkemesi 20.01.2016 tarihli 2015/69 Esas 2016/8 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 4 yıl 5 ay 10 gün hapsine ve sürücü belgesinin iki yıl geri alınmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.09.2020 havale tarihli ve 2016/126827 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
1.Ceza miktarının az olduğuna,

2.Takdiri indirim uygulanmasına,

3.Sürücü belgesinin daha uzun süre ile geri alınması gerektiğine,

4.Re’sen gözetilecek hususlara ilişkindir.

B.Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Eksik inceleme yapıldığına, kusur durumuna, alkolün kazanın meydana gelmesine etken olmadığına,
2.Sanığa fazla ceza verildiğine,

3.Bilinçli taksir koşullarının oluşmadığına,

4.5237 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının değerlendirilmesi gerektiğine,

5.Re’sen gözetilecek hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
“Katılan ve mağdur beyanları, sanığın savunmaları, tanık beyanları, adli raporlar ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, sanık … ile ölen …’nin Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulunda öğrenci oldukları, arkadaş olan sanık ile ölenin izne çıktıkları, sanık …’ın Sandıklı İlçesine ölen …’nin ise Afyon il merkezine geldikleri, 29/05/2015 günü sanığın kullanmakta olduğu 60 KV 303 plakalı … ile Afyon il merkezine gittiği, sanığın ölenin evine gittiği, burada yemek yedikten sonra evden beraber ayrıldıkları, ölen …’nin arkadaşları olan katılan … ve mağdur … ile buluştukları, sanık …’a ait araca binerek Afyon il merkezinde bulunan Hıdırlık mesire yerine giderek alkol aldıkları, hep birlikte Denizli il merkezine gitmeyi kararlaştırdıkları, sanık …’ın kullanmakta olduğu 60 KV 303 plakalı … ile Sandıklı-Keçiborlu istikametinde seyir halinde iken Uluköy kavşağına yaklaştığı sırada bir aracı solladığı, kavşağa girdiğinde ise aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek sağdan yol dışı kaldığı, aracın levhalara çarparak takla atması sonucunda kazanın meydana geldiği, meydana gelen kazada araçta yolcu olarak bulunan …’nin vefat ettiği, katılan … ve mağdur …’ında yaralandıkları anlaşılmıştır.”

“… Sanığın 158 promil alkollü bir vaziyette idaresindeki araçla seyrederken aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybettiği, tespit edilen alkol miktarı dikkate alındığında sanığın almış olduğu alkolün etkisi ile güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği kabul edilerek sanığın istemediği ancak öngördüğü sonucun meydana gelmesini engelleyecek olan objektif özen yükümlülüğüne uygun davranmayarak meydana gelen ölüm ve yaralama olayında bilinçli taksirle hareket ettiği değerlendirilmiştir. ” şeklindedir.

2.Dinar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 30.05.2015 tarihli ölü muayene tutanağında …’nin trafik kazası ile husülü mümkün kafa travmasına bağlı beyin hasarı sonucu dolaşım ve solunum durması nedeniyle öldüğü tespit edilmiştir.

3…. hakkında Dinar Devlet Hastanesi Baştabipliğince düzenlenen 30.05.2015 tarihli raporda; mağdurda meydana gelen yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak nitelikte olduğu belirtilmiştir.

4.Katılan … hakkında Afyon Kocatepe Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesince düzenlenen Engelli Sağlık Kurulu raporunda; nörojenik mesane spinal şok döneminde (1 yıl sonra ürodinami tekrarı) + opere t8busrt t9 kompresyon fraktürü (post fiksasyon 5 seviye) + paraparezi, yürüme güçlüğü teşhisi konulduğu, katılan hakkında Dinar Devlet Hastanesi Baştabipliğince düzenlenen raporda mevcut yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin bildirildiği görülmüştür.

4.Kaza tespit tutanağında, 30.04.2015 günü, meskun mahal dışında, gece vakti, yağmurlu havada, aydınlatmasız bölünmüş karayolunda sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile Sandıklı istikametinden Keçiborlu istikametine seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre yolun sağından yoldan çıkarak yaya geçit levhası ile dönüş adası levhasına çarparak takla atması neticesinde kazanın meydana geldiği, sürücü …’ın araçların hızlarını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması nedeniyle kusurlu olduğu belirlenmiştir.

5.Trafik bilirkişi tarafından düzenlenen 09.06.2015 tarihli raporda sanığın,
a-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/a ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/a maddesi “Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, zorundadırlar.” şeklindeki hükmü ihlal ettiğinin,

b-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 48. ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. Maddesi “Yasal sınır üzerinde alkollü şekilde … kullanmak” şeklindeki hükümlerin ihlali nedeniyle ASLİ KUSURLU olduğu belirtilmiştir.

6.Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 11.11.2015 tarihli raporda kusur dağılımı;
“A-Sanık sürücü … seyri sırasında, yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, hızını mahal şartları ve yolun geometrik özelliğine göre ayarlamayıp, direksiyon hakimiyetine özen göstermemiş, gece vakti, aydınlatmanın bulunmadığı alan ve yola gerekli işaretlemeleri bulunan ve olay mahalli özelliklerinin fark edildiği alanda, kendi sevk ve idare hatasıyla, aracını şeridi ve yol içinde tutamayıp, direksiyon hakimiyetini kaybederek sağdan yol dışı kalmasıyla ve takla atması sonucu sebebiyet verdiği kazada; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle asli ve ağırlıklı derecede kusurlu olduğu,

B-Olaya karışan ve aracın içinde bulunan mağdur ve müteveffaların, zikredilen araçlarında ki sürücünün alkollü olduğunu bildikleri halde vasıtaya binerek yolculuk ettikleri kendilerinin yaralanmaları ve ölümleri ile sonuçlanan olayda; alt düzeyde tali kusurlu oldukları” şeklinde belirlenmiştir.

7.Sanığın savunması “Kaza esnasında vefat eden … ile biz aynı okulda okumuştuk. Çok samimi arkadaştık. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Farklı yerlerde staj gördük staj sonrasında birbirimizi görmek için ben Sandıklı’dan onun ikamet ettiği Afyonkarahisar’a gittim. Evlerinde yemek yedim yemekten sonra ikimiz dışarıya çıktık. … benim daha önceden tanımadığım kendi arkadaşlarım … ve …’ı da çağırdı. Hep birlikte oturduk. Dolaştık Hıdırlık Mevkiinde alkol aldık. Saat 01,00 sıralarında ben alkol aldığımdan dolayı Sandıklı’ya dönemeyeceğimi söyledim. …’a onlarda kalabilirmiyim diye sordum O da kabul etti. O geceki planımız …larda beraber kalmaktı. Ancak arabaya binerken bir kaç tane de bira almıştık. Arabanın içindeyken … okuldan ortak arkadaşımız olan … ile telefonla konuştu. Denizli’ye onun yanına gidebileceğimizi söyledi. Ancak … vaktin geç olduğunu başka zaman gelebileceğimizi söyledi. Biz yine de Denizli’ye gitmeye karar verdik. Bu kararı dördümüz birlikte verdik. Ben kimseyi Denizli’ye gelin diye zorlamadım. Afyonkarahisar’dan kaza mahalli olan mevkiye kadar 100 km kadar … kullandım. Gelinceye kadar sadece ben aracı kullanmıştım. Bu 100 km’lik yolda alkolün benim … kullanmama bir etkisi yoktu. Kendimdeydim. Kaza mahalline yaklaştığımızda … telefonla selfi çekmeye başladı. Arka arkaya üç dört sefer resim çekti. Bu yüzden benim dikkatim dağıldı. …ın çektiği fotoğrafları mahkemeye delil olarak ibraz ediyorum. (ibraz edilen 4 adet fotoğraf alındı dosya kapsamına dahil edildi) fotoğraf çekilmesinden sonra bombeli bir kavşak farkettim. Oldukça uzun bir kavşaktı, zeminde hava yağmurlu olduğu için kaygandı. Kavşakta ilerlerken … sağa savruldu. O esnadaki hızımı bilemiyorum. … kayınca kum birikintisine çarptık. Buraya çarptıktan sonra da kontrolümü kaybettim. Sabahleyin gözümü hastanede açtım. Benim emniyet kemerim takılıydı. Diğerleri emniyet kemerini takmamıştı. Kazada …’ın vefat etmesinde bu hususunda önemli olduğunu düşünüyorum. Yolda alkol almamıştık. Yanımıza aldığımız biraları açmamıştık. Öncesinde alkol almıştık. Daha öncede söylediğim üzere … benim en samimi arkadaşımdı. Onun ölümüyle sonuçlanan kaza neticesinde ben depresyona girdim. Ayakta ilaçlar sayesinde durabiliyorum. Çok üzgünüm keşke böyle bir olay olmasaydı. …’ın kardeşleri benim kendi kardeşlerimdir. Her ay maaşımdan belli bir miktarı onlara havale ediyorum, dedi.” şeklindedir.

8.Katılan …’ın beyanı “Olay günü olan 29/05/2015 günü saat 20:30 sıralarında işten çıktıktan sonra meydana gelen kazada ölen arkadaşım … ile çarşıda buluşmak için anlaşmıştık. Çarşıya gittiğimde … bulunduğum yere okulundan arkadaşı olan ve benim önceden tanımadığım sanık … ve ortak arkadaşımız … ile birlikte araçla geldiler. Aracı sanık … kullanıyordu. Bir müddet dolaştıktan sonra hep birlikte Hıdırlık mevkisine gittik, burada dördümüz birlikte alkol aldık. Sanıkta alkollüydü. Daha sonra ben evime gidecektim, beni evime bırakmak için yine hep birlikte sanığın yönetimindeki araca bindik, ancak araçta iken sanık Denizli’de bulunan askeri okuldan bir arkadaşını ziyarete gitmeyi teklif etti. Hatta ısrar etti. Ben de diğer arkadaşlarımla birlikte bu teklifi kabul ettim ve sanırsam 23:00 – 24:00 zaman aralığında Denizli’ye gitmek üzere yola çıktık. Sanık … alkollü olmasına rağmen aracı çok hızlı kullanıyordu. 180-190 km.hızla kullandığını gördüm. Hatta yavaş kullanması için defalarca sanığı uyardım. Ben o sırada aracın sağ arka koltuğunda oturmaktaydım. Kazanın meydana geldiği Sandıklı Dinar arasındaki Uluköy Kavşağı civarında da yine aracı çok hızlı kullanmaktaydı, yolda da herhangi bir … yoktu. Sol şeritte ilerlerken birden aracın orta refüje sürttüğünü ve ardından sanığın kontrolü kaybettiğini görmemle birlikte o anda şuurumu kaybetmişim. Kendime geldiğimde ters vaziyetteki araçta sıkışık pozisyonda olduğumu gördüm. Daha sonra olay yerine gelen ambulanslar bizi hastaneye götürdüler. Kaza nedeniyle omuriliğim kırıldığından dolayı halen yürüyemiyorum. Bir daha da yürüyememe riskim de vardır. Olay bu şekilde meydana gelmiştir dedi.” şeklindedir.

9….’nin beyanı “Meydana gelen olayda vefat eden … benim oğlumdur. Sanık … ise oğlumun en iyi arkadaşlarından biridir. Oğlum olay tarihinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu öğrencisi olması nedeniyle staj yaptığı İzmir’den ziyaret için Afyonkarahisar’a gelmişti. O gün oğlumun sanık ve diğer arkadaşlarıyla birlikte buluştuğunu biliyordum. Zira olay gecesi saat 22:30 sıralarında ben de yanlarında olmak üzere hepimiz Afyonkarahisar’da okuyan diğer oğlum …’yi okul gezisi için birlikte otobüse bindirerek uğurladık, daha sonra da hepsi birlikte beni evime bıraktılar. Hatta beni bıraktıktan sonra birlikte Hıdırlık Mesire yerine gideceklerini söylediler ve yanımdan ayrıldılar. Daha sonra oğlumdan haber alamadım, bilahare sabah saat 05:00 sıralarında jandarmanın arayarak kazayı haber vermesi üzerine olaydan haberdar oldum. Oğlum, sanık ve diğer iki arkadaşının olay gecesi Denizli’ye gideceklerinden de haberim yoktu. Meydana gelen kaza sonucu oğlum vefat etmiştir. Sanığın ise olay esnasında yüksek alkollü olduğunu sonradan öğrendim. Soruşturma sırasında sanıktan şikayetçi olmadığımı beyan etmiştim. Ancak sanık hakkında maddi ve manevi tazminat davası açacağımdan, yine tazminat haklarımı saklı tutmak kaydıyla ceza davası yönünden sanıktan şikayetim yoktur dedi.” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yerel Mahkeme kararında yapılan incelemede neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

A.Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Ceza miktarının az olduğu yönünden;
Sanığın dosyada bulunan deliller kapsamında tayin olunan eylemi bakımından, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik bulunmamıştır.

2.Takdiri indirim uygulanması yönünden;
5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu mahkeme hakiminin takdirinde olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Sürücü belgesinin daha uzun süre ile geri alınması gerektiği yönünden;
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasında, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği husunun hakimin takdirinde bulunduğundan, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Re’sen gözetilecek hususlar yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

B.Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Eksik inceleme, kusur durumu, alkolün kazanın meydana gelmesine etken olmadığı yönünden;
Dosya içeriğine göre, gece vakti, yağmurlu havada, meskun mahal dışında, aydınlatmasız bölünmüş karayolunda 158 promil alkolllü olan sanık …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken kaza mahalline kontrolsüz ve hızlı yanaşması neticesi direksiyon hakimiyetini kaybedip, sağdan yol dışı kalarak levhalara çarpıp takla atarak yolun sağını dik kesecek şekilde son konumunu alması sonucu aracın içinde bulunan …’nin ölümü ile … ve …’ın nitelikli şekilde yaralanmalarıyla neticelenen olayda sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafinin eksik incelemeye, kusur durumuna, alkolün etken olmadığına yönelik temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2.Ceza miktarı yönünden;
Sanığın dosyada bulunan deliller kapsamında tayin olunan eylemi bakımından, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik bulunmamıştır.

3.Bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı yönünden;
Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği ve olay anında 158 promil olduğu anlaşılan sanığın, almış olduğu alkolün verdiği etki ile emniyetli bir şekilde … kullanamayacak olmasına rağmen … kullandığı anlaşıldığından mahkemece bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasında isabetsizlik görülmemiştir.

4.5237 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının değerlendirilmesi gerektiği yönünden;
Sanığın sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halindeyken asli kusurla neden olduğu trafik kazasında arkadaşı olan …’nin ölümüne, arkadaşı …’ın yaralanmasına neden olduğu anlaşılmakla, mahkemece 5237 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanılmamasında isabetsizlik görülmemiştir.

5.Re’sen gözetilecek hususlar yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Dinar Ağır Ceza Mahkemesi 20.01.2016 tarihli 2015/69 Esas 2016/8 Karar sayılı kararında sanık müdafii ve katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde karar verildi.