YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4131
KARAR NO : 2022/3425
KARAR TARİHİ : 27.04.2022
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle öldürme
Hüküm :TCK’nın 85/2, 62, 58/6, 63. maddeleri gereğince
mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Dosya içeriğine göre; 27/09/2015 günü saat 14:20 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki motosiklet ile meskun mahal içi, 50 km/saat hız sınırının bulunduğu, refüjle bölünmüş, tek yönlü, 9 metre genişliğindeki düz ve eğimli yolda seyir halindeyken, refüj aralığından yolun karşısına geçmek için kaplamaya giren yayalar … ve …’na çarpması neticesinde …’nun öldüğü, …’nun ise basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek ve vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda;
Kaza tespit tutanağında: sanığın, aracın hızlarını kavşaklara yaklaşırken azaltmak kuralını ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olduğu, yayaların ise, karşıdan karşıya geçişlerde yayalar taşıt yolunu yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışlarından geçmek zorundadır, kuralını ihlal etmeleri sebebiyle kusurlu olduğu belirtildiği,
Adli Tıp Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 04/11/2015 tarihli raporda: sanığın yönetimindeki araç ile seyri sırasında aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamaması, yolun karşısına geçmekte olan iki yaşlı yayayı gördüğünde, olayı önlemek için aracının yüksek manevra gücünü kullanmaması sebebiyle eşdeğer derecede kusurlu olduğu, yayalar ise yakın mesafede yer alan ışık kontrollü kavşakta yaya geçidini kullanarak yolun karşısına geçmeleri Kanun ve Yönetmelik gereği olduğu halde, ilerlemiş yaşlarına rağmen can güvenliklerini tehlikeye düşürecek şekilde, ışıklı yaya geçidi bulunmayan yol bölümünden olay yeri taşıt yolunun karşısına geçmek istediklerinde, yol üzerinde seyir halinde bulunan sanığın idaresindeki aracın hız ve yakınlığını dikkate almamaları sebebiyle eşdeğer derecede kusurlu oldukları belirtildiği, hükme esas alınan bu raporların oluş ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, yapılan incelemede;
1-CMK’nın ”Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK’nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre; sanığın sabıkasının olmaması, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmaması, iyi hali nedeniyle cezada TCK’nın 62. maddesi gereğince indirim yapılması ve sanık müdafinin lehe hükümlerin uygulanması talebinin bulunduğu dikkate alındığında, sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesinin düzenlendiği TCK’nın 50. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması suretiyle, CMK’nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması,
2-Sanığın sürücü belgesinin geri alınmasına geri alınmasına karar verilirken, TCK’nın 53/6. maddesi yerine TCK’nın 58/6. maddesi olarak yazılması,
3-5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlendiği; mesleki şoför olan sanığın sürücü belgesi bilgilerinin incelendiğinde, ayrı tarihli ancak aynı belge numarası adı altında hem ”B” sınıfı, ”E” sınıfı ve ”A2” sınıfı sürücü belgesinin bulunduğu, sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, yargılamaya konu kazayı idaresindeki motosiklet ile yaptığı ve bu nedenle sanığın somut olaya konu taksirle öldürme suçu sebebiyle B ve E sınıfı sürücü belgesinin geri alınamayacağı gözetilmeden, sanığa ait sürücü belgesinin sınıfı belirtilmeyerek en üst sınırdan 3 yıl süreyle geri alınmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.