Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/3942 E. 2020/6197 K. 18.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3942
KARAR NO : 2020/6197
KARAR TARİHİ : 18.11.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : TCK’nın 66/1-e, CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşme, CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ve kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Katılan vekilinin düşme kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 14.12.1974 tarih ve 8176 sayılı kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu kabul edilen ve koruma grubu 2. grup olarak belirlenen, … ili, … ilçesi, … caddesi, … pafta, … ada, … sayılı parsel ve bitişiğindeki tescilli olmayan 21 sayılı parsel arasındaki duvarı kaldırma ve 9 parsele ilave mekan yapma şeklindeki müdahalelerin bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda keşif tarihinden 14-15 yıl öncesinde 2001-2002 yıllarında yapıldığının belirtilmesi karşısında suça konu müdahalelere ilişkin eylem tarihinin lehe olan 2001 yılı olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında açılan kamu davasının, zamanaşımı süresinin karar tarihi itibariyle dolduğu, gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, katılan vekilinin, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, davanın düşmesine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Katılan vekilinin beraat kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanık hakkında tescilli 9 nolu parselin bitişiğinde yer alan tescilsiz 21 nolu parselde izinsiz tadilat ve onarım yaptığı iddiası ile ilgili olarak; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05/11/1999 tarih ve 664 sayılı ilke kararında, “Koruma alanı belirlenmemiş sit alanı dışındaki tescilli parsellerde, bu parsele komşu olan veya aralarından yol geçse dahi bu parsele cephe veren parsellerin koruma alanı olarak kabul edilmesine, bu alanlarda gelecekte yapılacak uygulamalarda aksaklıklara neden olunmaması için Koruma Kurulundan karar alınmadan herhangi bir uygulama yapılamayacağı” yönündeki ilke kararının uygulama alanı bulacağı kabul edilerek yapılan değerlendirmede,
İstanbul II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne hitaben uzmanlar tarafından yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda; 676 ada 21 nolu parsel sayılı taşınmazın zemin katındaki mağazada boya-badana işlemleri için müracaatın yapılarak izin alındığı, ancak 2. katında izinsiz olarak pencere sövelerinin sökülerek iç mekanda da inşai faaliyetler ile ruhsata tabi olmayan basit tadilatların yapıldığının belirtildiği, bunun üzerine İstanbul II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 07.12.2011 tarih 101 sayılı kararı ile suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda, Şişli Belediyesinden izin alınarak 21 nolu parselde yapılan basit onarım kapsamındaki tadilatın 2011-2012 yılları arasında yapılmış olduğu, basit onarım kapsamındaki boya, badana, döşemeve tavan kaplamaları gibi binanın mevcudiyetini koruma ile ilgili iyileştirmelerin binanın orijinal yapısı ile uyumlu olup yapıda zarar meydana getirmediğinin belirtilmesine karşın 21 nolu parselin 2. katındaki izinsiz uygulamalar ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla,
Belediyeye ibraz edilen izin talep dilekçesi, verilen izin belgesinin aslı ya da onaylı örneği, dosya içerisine getirtilip, mahallinde inşaat mühendisi bilirkişiler refakatinde yeniden keşif icra edilerek, verilen iznin zemin kat ve 2. kat yönünden ayrı ayrı dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığı, dava konusu yere ilişkin ise; sanık tarafından yapılan müdahalelerin izin belgesinde bahsedilen kriterlere uygun olup olmadığı, bahsedilen ölçüleri aşar nitelikte olup olmadığı hususlarının tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespiti ile, verilen iznin dava konusu yeri kapsayıp izin kapsamını aşmadığının anlaşılması halinde manevi unsur yokluğu nedeniyle sanığın beraatine, izin kapsamını aştığının tespiti halinde ise zarar olup olmadığı, iddianameye konu edilen uygulamaların niteliklerinin (basit – esaslı) tereddütsüz şekilde belirlenmesi, sonucuna göre, zararın varlığı halinde, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesi; zarara neden olmayan inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunun tespiti halinde ise taşınmazın bulunduğu yerin bağlı olduğu idari birimin (belediye – il özel idaresi-büyükşehir belediyesi) bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılarak, anılan büronun varlığı halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi; yokluğu halinde ise aynı Kanunun 65/1-2.cümlesi uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde beraat kararı tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.