YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3611
KARAR NO : 2022/3097
KARAR TARİHİ : 19.04.2022
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından ihale edilen, Gaziantep Şehit Kamil 500 seyirci kapasiteli spor salonu inşaatı işinin yüklenicisi … inşaat firması olup, 23/12/2010 tarihli taşeron sözleşmesine göre spor salonu inşaatı kapsamında prefabrik karkas iskeletin imal, nakil ve montaj işinin taşeron firma olan Kambeton Ltd. Şti’ye verildiği, taşeron firma olan Kambeton Ltd. Şti. ile … İnş. ve End. A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanının temyiz dışı … olduğu ve herhangi bir yazılı sözleşme olmaksızın montaj işi kapsamında çalıştırılmak üzere … İnş. ve End. A.Ş.’den işçi temin edildiği, olay tarihinde bu suretle taşeron firma olan Kambeton Ltd. Şti.’nin üstlendiği montaj işi kapsamında çalıştırılan ve fiili olarak alt taşeron konumundaki … İnş. ve End. A.Ş.’nin çalışanı olan işçi …, kriş montajı için vince bağlı olan krişin üzerinde yerden yükselerek vinç operatörünü yönlendirdiği esnada boşta bulanan yedek taşıma kancası ve makarasının bağlı olduğu halatın koparak kanca ve makaranın …’ya çarpması sonucu yüksekten zemine düşerek yaralanması akabinde hastaneye kaldırıldığı ve yapılan tüm müdahalelere rağmen 27/03/2011 tarihide vefat ettiği, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 27/03/2011 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında şahsın kesin ölüm nedeninin, yüksekten düşmeye bağlı çoklu travma ve dalak rüptürü nedeni ile gelişen solunum ve dolaşım durması sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği olayda;
Dosya kapsamında mevcut olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 31/01/2012 tarihli yazısında ilgili iş kapsamında sözleşme gereği alt taşeron çalıştırılamadığı bildirilmekle, oluşa uygun bulunarak mahkemece hükme esas alınan 27/04/2015 tarihli, kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine, talimatla aldırılan, iş güvenliği uzmanlarının meydana getirdiği üç kişilik heyetten oluşan bilirkişi raporunda, yüklenici firma olan … İnşaat firmasının çalışanı olan inşaat mühendisi sanık …’in ilgili iş kapsamında şantiye şefi ünvanı ile görev yaptığı, bu hususun Gaziantep 8. Noterliğinin 34919 yevmiye nolu taahhütnamesi ile sabit olduğu, sanık …’in sözleşme gereği bu işte taşeron çalıştırılamayacağını bilmesine rağmen sözleşmeye aykırı davranarak taşeron firma işçisi çalıştırması, işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili çalışma yaptırmaması, yüksekte çalışan taşeron firma elemanlarının uygun olmayan çalışma biçimine müdahale etmemesi ile iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak şekilde iş organizasyonunu tam olarak yaptırmamasından dolayı meydana gelen kazada asli kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin olayın oluş şekline, kusur durumuna, hükmedilen cezanın fazla olduğuna ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken dayanak madde olan 50/4 ve 50/1-a. maddeleri ile sonuç ceza olan adli para cezasının günlük miktarının takdir edilmesinin dayanak maddesi olan 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2- TCK’nın 50/6. maddesinde bulunan ”yaptırım” ibaresinin, 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26.02.2008 tarihli ve 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ”tedbirin” olarak değiştirilmesi ile, sözü edilen maddenin birinci fıkrasının ”a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK’nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün (4) numaralı bendi hükümden çıkarılarak yerine, “Sanığa verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının TCK 50/4-1.a. maddesi gereğince, sanığın sosyal ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak adli para cezasına çevrilmesine, TCK’nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 910 tam gün olarak belirlenmesine; TCK’nın 52/2. maddesi gereğince bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.