Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/2239 E. 2020/5688 K. 04.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2239
KARAR NO : 2020/5688
KARAR TARİHİ : 04.11.2020

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK’nın 134/1-1, 134/1-2, 62/1, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sübuta yeter delil bulunmadığına ve eylemin mağdurun rızasıyla gerçekleşmesinden dolayı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına; katılan vekilinin sanık hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanmaması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dosya kapsamına göre, sanık …’ın, işlettiği markete müşteri olarak gelmesinden dolayı tanıdığı 14 yaşındaki mağdur …’a facebook sosyal paylaşım sitesi üzerinden “…” ismi ile arkadaşlık isteği göndererek, kendisini dizi yapımcısı olarak tanıtıp, kandırdığı mağduru, bir öğrenci dizisinde rol alacağına ve bu amaçla bir kadın yönetmenle görüşeceğine inandırdıktan bir süre sonra, kadın ismiyle açtığı facebook hesabından gönderdiği mesajlarla kadın yönetmen algısı oluşturup, MSN’de kamerasını açmaya ikna ettiği mağdura, dizide oynayabilmesi için fiziğini görmesi gerektiğini ifade etmesinin ve bu yöndeki ısrarının ardından, bir kadınla iletişim kurduğunu zanneden mağdurun üst kısmındaki tüm giysileri ile altındaki pantolonunu çıkarmasını ve yalnızca alt iç çamaşırı kalacak şekilde soyunmasını sağlayıp, aynı zamanda mağdura ait yarı çıplak görüntüyü cep telefonuna kaydettiği olayda;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.2015 tarihli, 2014/14-603-2015/66 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 14 yaşındaki mağdurun fiziksel mahremiyetine ilişkin yarı çıplak görüntüsünü cep telefonu ile kaydeden sanığın cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadına yönelik eylemlerinde, TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve aynı Kanunun 105/1. madde ve fıkrasında düzenlenen cinsel taciz suçlarının yanı sıra toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki müstehcen görüntüyü içeren ürünün üretiminde 18 yaşından küçük mağdur çocuğun yer almasından dolayı TCK’nın 226/3-1. madde, fıkra ve cümlesinde tanımlanan müstehcenlik suçunun da oluştuğu gözetilerek, sanığın, TCK’nın 44. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerekirken, mağdurun yaşı ve kaydedilen görüntünün özellikleri dikkate alınmaksızın, eylem sadece görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilerek, sanığın TCK’nın 134/1. madde ve fıkrası gereğince mahkumiyetine dair yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
A) Sanık hakkında uzlaştırma kapsamında olmayan çocukların cinsel istismarı ve şantaj suçlarından dava açılmasından dolayı soruşturma evresinde uzlaştırma yoluna gidilmediği; ancak, kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu eylemin 5560 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1-a madde, fıkra ve bendi gereğince uzlaşma kapsamında olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Yaşı küçük mağdura CMK’nın 239. maddesi uyarınca baro tarafından vekil atanmasından dolayı 5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı Kanunla değişik 13. maddesi gereğince Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2019 Yılı Tarifesi’ne göre tespit edilecek zorunlu vekillik ücretinin yargılama gideri olarak sanıktan tahsil edilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.