YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2078
KARAR NO : 2020/6424
KARAR TARİHİ : 25.11.2020
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın sevk ve idaresindeki çekici ve çekiciye takılı silobas (yarı römork) ile meskun mahal dışında, gece saat 04:45 sıralarında, aydınlatma bulunmayan sert virajlı iniş eğimli iki yönlü Devlet yolunda seyir halindeyken çekiciye takılı dorsenin yan yatarak devrilip açılan üst kapakların karşı istikametten gelen katılan sürücü … yönetimindeki minibüse çarpması sonucu 10 kişinin yaralanmasına neden olduğu, iki kişinin yargılama sırasında şikayetinden vazgeçtiği olayda, mahkemece tarafsız tanık beyanı bulunmaması nedeniyle şüpheden sanık yaralanır ilkesi gereğince olayın sanığın beyanlarında belirttiği şekilde meydana geldiği kabul edilerek İstanbul Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinin 08.09.2014 tarihli alternatifli düzenlenen raporu doğrultusunda tali kusurlu olduğunun kabulu ile mahkumiyet kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik incelemeye, erteleme hükümlerinin uygulanmamasına, beraat kararı verilmesi gerektiğine, CMK’nın 231. maddesinin tartışılmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği; sanığın sürücü belgesi bilgileri incelendiğinde aynı belge numarası adı altında E, D, G ve B sınıfı sürücü belgesinin bulunduğu, sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken yargılamaya konu kazayı idaresindeki çekici ile yaptığı göz önüne alındığında, sanığın somut olaya konu taksirle yaralama suçu sebebiyle D sınıfı sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, B sınıfı sürücü belgesinin ilgili madde hükmünün amacına aykırı şekilde geri alınmasına karar verilmesi;
2-Meydana gelen olay nedeniyle yaralanan ve katılmalarına karar verilen Nursen Kaşıkçı ve …’ın 10.06.2015 tarihinde talimat ile alınan beyanlarında şikayetlerinden vazgeçtiklerini belirttikleri halde mahkemece sanığın 8 kişinin yaralanmasına neden olduğu kabul edilerek cezalandırılması yerine 10 kişinin yaralanmasına neden olduğu kabul edilerek hüküm kurulması,
3-Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (1) nolu bendinde yer alan “10 kişiyi” ibaresi çıkarılarak yerine “8 kişiyi” yazılması, hükmün (6) nolu bendinde yer alan “TCK’nın m.50/1-a bendi gereğince” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK’nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 350 tam gün olarak belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi ve hükmün (8) nolu bendinde yer alan “14/11/2006 tarihli B sınıfı” ibaresi çıkarılarak yerine “D sınıfı” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.