Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/172 E. 2020/7523 K. 24.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/172
KARAR NO : 2020/7523
KARAR TARİHİ : 24.12.2020

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme, Suç üstlenme
Hüküm : 1-Sanık … hakkında TCK’nın 85/1, 22/3, 62/1, 53/1, 63, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Suça Sürüklenen Çocuk … hakkında TCK’nın 270, 31/3, 62, 50/1-a, 50/3, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın, suç üstlenme suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii, suça sürüklenen çocuk müdafii ile mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin sanık … hakkında kurulan hükümle sınırlı olduğu kabul edilerek dosya incelendi gereği düşünüldü;
1-Suça sürüklenen çocuk hakkındaki temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk müdafinin lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA;
2-Sanık hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafi ile mahalli Cumhuriyet Savcısı’nın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
24.01.2013 günü saat 12.20 sıralarında, Şanlıurfa ili, Merkez Esemkulu Köyü, Keklik Mevkiinde birbirine sınır tarlaları bulunan ve öncesinden tarla sınırı sebebiyle husumetli olan iki aile arasında çıkan kavgada sanık …’in ablası, suça sürüklenen çocuk … …’in ise halası olan …’ın ateşli silahla vurularak götürüldüğü hastanede, ateşli silah mermi çekirdeği yaralanması sonucu iç organ ve büyük damar yaralanması ile gelişen iç kanama sebebiyle vefat ettiği, olay akabinde köy muhtarı … tarafından jandarmaya yapılan ihbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekiplerinin olay yerinde bulunduğunu tespit ettikleri sanık …’in jandarmaya olay yerini göstermek için beklediğini beyan ettiğinin belirlendiği, sanık …’in olaydan sonra tutuklandığı, olaydan yaklaşık 3 ay sonra 24.04.2013 tarihinde suça sürüklenen çocuk …’in, olay günü evde bulunan dede yadigarı ruhsatsız 7,65 mm çapındaki tabancayı alarak olay yerine geldiğini, karşı taraf olan müşteki … ve oğullarına silahı doğrulttuğu sırada yere düşmesi sebebiyle kazaen silahının 1 el ateş aldığını, yanında bulunan ninesinin “Ne yaptın sen halanı vurdun” demesi üzerine yerde yatan halası …’ı gördüğünü beyan ederek jandarmaya teslim olduğu, yapılan uzmanlık incelemesi sonucunda ölenin vücudundan çıkarılan 7.65 mm çapındaki 1 adet mermi çekirdeğinin, suça sürüklenen çocuğun teslim ettiği 809599 numaralı 7.65×11 mm. çap ve tipinde fişek atar yarı otomatik tabancanın namlusundan çıkmış olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02.07.2019 tarihli ve 2019/1-121 Esas-2019/518 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere: Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür. Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, failin neticeyi istememekle beraber neticenin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu bilmesine rağmen duruma kayıtsız kalarak hareketini sürdürmek suretiyle muhtemel neticeyi kabullenmesi durumunda olası kast, failin neticeyi öngörmesine rağmen becerisine, şansına, tecrübesine ya da başka bir etkene güvenip neticenin meydana gelmeyeceğine inanarak gerektiğinde muhtemel neticenin gerçekleşmemesi için gerekli önlemleri de almak suretiyle hareketini sürdürmesi hâlinde ise bilinçli taksir söz konusu olacaktır.
Dosya içeriğinde mevcut sanığın ve suça sürüklenen çocuk ile inceleme dışı sanıkların savunmaları, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilenler ile olay yerinde taraflar arasındaki kavgayı ayırmak için bulunan tanıkların ve müştekilerin beyanları ve tüm dosya içeriğindeki deliller değerlendirildiğinde; her ne kadar taraflar arasında çıkan kavga sırasında iki aile arasındaki mesafenin ne kadar olduğu ve silahla ateş edilen yer ile ölenin bulunduğu mesafenin ne kadar olduğu net olarak tespit edilememiş ise de, mevcut beyanlardan iki aile arasındaki mesafenin yaklaşık 100 metre civarında olduğunun, kavga sırasında sanık … ve yakınlarının bulunduğu taraftan karşı tarafa ateş açıldığının ve bu sırada sanığın annesi … ile kardeşi ölen …’ın karşı tarafta bulunan “Çiftçi” soy isimli aile mensuplarına yaklaşık 25-30 metre mesafede bulunduklarının, dolayısıyla her iki grubun arasında yer aldıklarının anlaşıldığı, aynı zamanda mevcut beyanlardan, olay günü olay yerinde bulunduğu ve olaydan 3 ay sonra suça sürüklenen çocuk tarafından teslim edilen silahla kavga sırasında karşı tarafa ateş ettiği sabit olan sanık …’in, her iki taraf arasında çıkan çatışmada arada kalan kardeşini ateşli silahla vurduğunun, suça sürüklenen çocuğun olaydan üç ay sonra amcası olan sanığı suçtan kurtarmak için olayda kullanıldığı tespit edilen silahla teslim olduğunun tüm dosya içeriği ile sabit olduğu;
Tüm bu açıklamalar karşısında, sanığın kavga sırasında yaklaşık 100 metre mesafede bulunan şahıslara silahla ateş ederken, dosya içeriğine göre kavgayı ayırmaya çalışanlar dahil yaklaşık 20 kişinin yer aldığı kalabalık bir ortamda, her iki grubun ortasında ve karşı tarafa yaklaşık 25-30 metre mesafede bulunan kardeşinin ölümüne sebebiyet vermek şeklindeki eyleminde, sanığın kalabalık olduğunu bildiği bir ortamda karşı tarafa doğru birkaç el ateş ederken, arada bulunan kişilerden veya kavgayı ayırmak üzere olay yerinde bulunan kişilerden bir veya birkaçına kurşun veya kurşunların isabet edebileceğini öngörmesine rağmen, netice olarak kardeşini öldürmek amaçlı ateş etmemekle birlikte, gerçekleşmesini istemediği ancak öngördüğü neticenin gerçekleşmemesi için herhangi bir çaba sarf etmeden, neticeyi göze alıp kabullenmek suretiyle hareketine devam ettiği, bu şekilde gerçekleştirdiği eyleminde olası kast unsurlarının oluştuğu ve sanığın sübut bulan olası kastla öldürme suçundan cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması;
Kabul ve uygulamaya göre de;
Taksirli suçlarda TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanamayacağının gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 24.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.