Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/1349 E. 2020/7152 K. 16.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1349
KARAR NO : 2020/7152
KARAR TARİHİ : 16.12.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hükümler : Sanıklar hakkında CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince ayrı ayrı beraat

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılana yokluğunda verilen 21.01.2016 tarihli kararın tebliği için katılanın istinabe mahkemesi olan İstanbul Anadolu 56. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.10.2015 tarihli duruşmasında beyanı alınırken bildirdiği en son adresi esas alınarak bila tebliğ iade edilen tebligat bulunmadığı halde, duruşmada bildirilenden farklı bir adres esas alınıp, doğrudan “Mernis Adresi” ibareleri ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, 03.02.2016 tarihinde, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olması nedeniyle katılanın bilinen en son adresine yapılan 15.03.2016 tarihli tebliğ üzerine öğrendiği hükümlere yönelik katılan tarafından verilen 22.03.2016 tarihli temyiz dilekçesi süresinde kabul edilip, temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Kayseri Cumhuriyet savcısı olan katılan … hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından verilen soruşturma izni kararına istinaden görevlendirelen Sivas Cumhuriyet Başsavcısının, katılanla ilgili yürütülen soruşturma esnasında, katılana ait GSM hattının 2012 yılının Nisan-Aralık aylarını kapsayan geçmişe ait görüşme detay bilgilerinin Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini, “HSYK İŞİ-İVEDİ” ve “Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan incelemeye esas olmak üzere; 0 505 … numaralı talefon hattının Nisan 2012 tarihinden Aralık 2012 tarihine kadar telefon görüşme detaylarının çıkartılarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur. Yüksek takdir ve tensiplerinize arz olunur.” ibarelerini içeren 20.05.2013 tarihli yazıyla istemesinin ardından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında iletişim uzmanı olarak görevli sanıklardan Latif tarafından hazırlanıp, Vedat tarafından paraflanarak, hukuk daire başkanı vekili sıfatıyla Adil tarafından onaylanan 14.06.2013 tarihli yazıda, talep yazısında soruşturma numarası belirtilmemesinin ve talep yazısına eklenen hâkim/mahkeme kararı bulunmamasının eksiklik olup, gönderilmesi gerektiği vurgulandıktan sonra, “… Bununla birlikte evrak evveliyatının BAKANLIK İŞİ olması ve talebin niteliği dikkate alınarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında talep edilen ‘iletişimin tespiti’ bilgileri ekte yer almaktadır. Bilgi ve gereğini arz ederim.” şeklinde cevap verilerek, katılanın kullanımındaki cep telefonu hattının HTS dökümünün Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini müteakip, katılanın, adına kayıtlı ve bir dönem fiilen kullandığı GSM hattının geçmişe ait görüşme detay bilgilerinin mevzuata aykırı şekilde Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesinden dolayı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının ilgili görevlileri hakkında şikayetçi olduğuna dair 09.09.2014 tarihli dilekçesine dayalı olarak başlatılan adli soruşturma sürecinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı tarafından yaptırılan soruşturma sonunda sanıklar hakkında verilen “soruşturma izni verilmemesine” ilişkin karara yönelik katılanın itirazı üzerine dosyayı inceleyen Danıştay Birinci Dairesinin 21.01.2015 tarihli ve 2015/43-2015/12 sayılı; “…Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığında görevli olan ilgililere isnat olunan eylem, kanun dairesinde kendisinden istenen adli bir görevin ifasına ilişkin olduğundan ve bu eylem nedeniyle 5271 sayılı Kanunun 161/5 inci maddesi uyarınca Ankara Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından doğrudan soruşturma yapılması gerektiğinden, şikayetçi itirazının kabulü ile Adil …, Latif … ve Vedat … haklarında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanının 24.11.2014 tarih ve 75212 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına…” biçimindeki kararının ardından, sanıklar Latif, Vedat ve Adil hakkında TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kamu davalarının açıldığı olayda;
Cumhuriyet Başsavcısının 5271 sayılı CMK’nın 160 ve 161. maddelerinde düzenlenen genel soruşturma ve kanıt toplama yetkisi çerçevesinde, katılanın ismini ve görevini açıkça belirtmeyip, yalnızca GSM numarasını yazdığı ve ivedi olduğunu da vurguladığı talep yazısına, kayıtsız kalmaları halinde, haklarında aynı Kanun’un 161/5. madde ve fıkrası gereğince soruşturma başlatılması olasılığı bulunan sanıkların, 5271 sayılı CMK’nın 161/4. madde ve fıkrası uyarınca yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri temin edip, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin göndermekten ibaret eylemlerinde, sanıklara yüklenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun kasıt unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle sanıklar hakkında beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların kastının bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın, görevlerini kötüye kullanarak verileri hukuka aykırı olarak verme eylemleri sübut bulan sanıklar hakkında yasal ve yeterli olmayan gerekçelere ve eksik incelemeye dayalı olarak beraat kararı verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 16.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.