YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/12104
KARAR NO : 2023/1962
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : Beraat
Sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/562 Esas, 2016/597 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 20.11.2020 tarihli, 2016/289018 sayılı ve onama görüşlü Tebliğname ile dava dosyası Dairemize tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemenin Kabulü
“Her ne kadar sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan cezalandırılması talebiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de, olay sırasında herhangi bir usulüne uygun arama kararı olmamasına rağmen sanıkların bulunduğu araçta arama yapılarak söz konusu amphoraların bulunduğu usulüne uygun arama kararı olmadan arama yapılması nedeniyle hukuka aykırı olarak delil elde edildiği ve bu suretle söz konusu amphoraların bulunduğu dolayısıyla söz konusu amphoraların hukuka aykırı olarak elde edilmiş olmasıyla delil olarak değerlendirilemeceği bu nedenle sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği ve yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Anayasa’nın 38/6, CMK 119 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca sanıkların beraatine karar verilmiştir.”
2. Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince kültür ve tabiat varlıkları kaçakçılığını önlemeye yönelik yapılan istihbari çalışmalarda olay günü Küçükçekmece Gölü civarında *** kod plaka sayılı rakam grubu bilinmeyen Doblo tarzı … içerisinde tarihi eser niteliğinde çömlek – amphora tarzı eserlerin olabileceği bilgisi üzerine bahse konu plaka sayılı araca yönelik yapılan çalışmalarda saat 15.00 sıralarında Avcılar ilçesi, Gümüşpala Mahallesi, İskeçe Caddesi üzerinde … plakalı gri renkli camlı Doblo tarzı aracın görüldüğü, araca üç şahsın binerek aracın harekete geçmesi üzerine durdurulan araçtan şahısların indirildiği, polis tanıtma kartlarının gösterildiği, yapılan kimlik kontrolünde Mehmet Can Türköz, sanık … ve sürücü koltuğundan inen sanık … olduklarının tespit edildiği, şahısların yapılan kaba üst aramasında herhangi bir suç ve suç unsuru olmadığının tespit edildiği, … içerisinde gözle yapılan kontrolde bagaj kısmında dışarıdan görünür vaziyette battaniyeler arasında iki adet her biri 80 x 40 cm ebatlarında iki kulplu amphora görüldüğü anlaşılmıştır.
3. Sanık … savunmasında, sanık …’in arkadaşı olduğunu, İstanbul’a gittiğinde sık sık kendisini ziyaret ettiğini, suça konu amphoraların yapılan aramada kendisinin kullandığı araçta ele geçirildiğini, tarihsel bir niteliklerinin olmadığını düşündüğü için emniyet görevlilerine kendi rızası ile incelenmek üzere teslim ettiğini, sanık …’e hediye etmek için yanında getirdiğini, maddi çıkar sağlamak gibi bir amacının olmadığını beyan etmiş, sanık … de sanık … ile benzer mahiyette savunmada bulunmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince kültür ve tabiat varlıkları kaçakçılığını önlemeye yönelik yapılan istihbari çalışmalarda olay günü Küçükçekmece Gölü civarında *** kod plaka sayılı rakam grubu bilinmeyen Doblo tarzı … içerisinde tarihi eser niteliğinde çömlek – amphora tarzı eserlerin olabileceği bilgisi üzerine bahse konu plaka sayılı araca yönelik yapılan çalışmalarda saat 15.00 sıralarında Avcılar ilçesi, Gümüşpala Mahallesi, İskeçe Caddesi üzerinde … plakalı gri renkli camlı Doblo tarzı aracın görüldüğü, görevlilerce … içerisinde gözle yapılan kontrolde bagaj kısmında dışarıdan görünür vaziyette battaniyeler arasında görülen iki adet amphoranın ele geçirildiği olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23.10.2018 tarihli, 2016/20-758 Esas, 2018/471 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 2559 sayılı PVSK’nın Ek 4 üncü maddesi uyarınca, bir suçla karşılaştığında hizmet branşına bağlı olmaksızın suça el koymak ve delilleri tespit edip, muhafaza altına almak ile görevli ve yetkili olan kolluk görevlilerin, istihbari bilginin doğruluğunu araştırmak için belirtilen yere gittikleri, edinilen bilgi ile uyumlu aracı görüp yanına yaklaşıp sanıkları araçtan indirdikleri, PVSK’nın 4/A maddesinin verdiği yetkiye istinaden alınması gereken tedbirler kapsamında aracın dışarıdan bakıldığında içerisi görünen kısımları kontrol edildiğinde, bagaj kısmında dışarıdan gözle görülür şekilde bulunan suç konusu eserlerin ele geçirildiği, görevlilerce araçtaki eserlere bu şekilde elkonulmasının; “Gizlenmiş bir şeyi bulmaya çalışma ve araştırma” anlamlarına gelen arama işlemi olarak değerlendirilemeyeceği, sanıkların açık kimlik bilgilerini içermeyen istihbari bilginin genel ve soyut nitelikte olup başkaca herhangi bir somut emare ile desteklenmediği, işlendiği iddia edilen suça ilişkin yeterli bilgiye sahip olmayan kolluk tarafından yapılan çalışmaların geldiği aşama dikkate alındığında, istihbarat içeriğinin adli aramayı gerektirecek boyuta ulaşmadığı, dolayısıyla 5271 sayılı Kanun’un 116 ve devamı maddeleri uyarınca adli arama kararı ya da yazılı arama emri alınmasını gerektiren bir durumun söz konusu olmadığı, bu şekliyle aracın içerisinin kontrol edilmesi önleyici nitelikte bulunduğundan adli nitelik taşımadığı, bu bilgiler çerçevesinde adli arama ya da yazılı arama emri bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerekmediği, kolluk görevlilerinin, özelliği gereği bagaj bölümü camlı olduğu için araca dışarıdan bakıldığında battaniyeler arasında görünür şekilde duran suç konusu eserleri fark etmeleri sonucu işlenmekte olan bir suçla diğer bir anlatımla “suçüstü” hali ile karşılaştıkları ve buna bağlı olarak da suç işlerken rastlanan sanıkları 5271 sayılı Kanun’un 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile PVSK’nın 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi ile Ek 6 ncı maddesi gereğince yakaladıkları, görevlilerin bu şekilde ele geçirdikleri suç konusu eserleri muhafaza altına aldıktan sonra, uyguladıkları tedbirler ile somut olay hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verdikleri, müteakiben emirleri doğrultusunda soruşturma işlemlerinin sürdürüldüğü, yine PVSK’nın Ek 6 ncı maddesini açıklayıcı nitelikte olan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 8 inci maddesinin (f) bendindeki düzenlemeye göre de; suçüstü halinde ayrıca bir arama emri ya da karar alınmasına gerek bulunmadığı, dolayısıyla suçun delili ve konusunu oluşturan eserlerin ele geçirilip muhafaza altına alınmasının hukuka uygun olduğu ve hukuka aykırı bir delilden söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
2. Dava konusu eserler üzerinde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlıkları olup olmadıkları tespit edilerek, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Dava konusu eserlerin, 2863 sayılı Kanun’un 75 inci maddesi gereğince müzeye teslimine karar verilmesi yerine, 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi, hukuka aykırı görülmüştür.
4. Gerekçeli karar başlığında, suç tarihinin “28.01.2015” şeklinde gösterilmesi, isabetli görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/562 Esas, 2016/597 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden beraat hükmünün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2023 tarihinde karar verildi.