Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/11785 E. 2023/4906 K. 09.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/11785
KARAR NO : 2023/4906
KARAR TARİHİ : 09.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/422 E., 2016/194 K.
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Milas 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.04.2016 tarihli ve 2015/422 Esas, 2016/194 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.11.2020 tarihli ve 2016/283108 sayılı bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan vekilinin temyiz isteği;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

2. Sanığın eylemi ne zaman gerçekleştirdiğinin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğine,

3. Diğer temyiz sebeplerine,İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Yerel Mahkemenin Kabulü;
1. “Her ne kadar Milas Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen iddianamede sanığın 2863 sayılı yasaya muhalefet suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın üzerine atılı eylemin Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/457 esas sayılı dosyası içeriğine göre durdurma tutanağından sonra üst katın tabliye betonlarının dökülmesi olduğu; sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine dair savunması ve tanık olarak beyanları tespit edilen …’ın” yapının üst katının kalıplarının çakılırken mührün olmadığına, üst katın betonu döküldükten sonra kuruması için 5-6 gün beklendiğine, bu süre geçtikten sonra kalıpları sökmek için inşaat alanına geldiğinde mührü gördüğüne ilişkin beyanları ve Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/457 esas sayılı dosyası içeriğinde bulunan bilirkişi raporunda göre durdurma tutanağından sonra üst katın tabliye betonlarının döküldüğü yönünde görüş bildirilmiş olması karşısında; sanığın üst katın tabliye betonlarının dökülmesi şeklindeki cezalandırılması istenilen eylemini gerçekleştirdiği zamanın yeni bir keşif yahut bilirkişi raporu ile tespitinin mümkün bulunmadığı, dosya kapsamında sanığın söz konusu eylemini iddianame düzenleme tarihi olan 02/11/2014 tarihinden sonra gerçekleştirdiğinin tespit edilmesi halinde atılı eylemin suça vücut vereceği ancak eylemin durdurma tutanağı tarihi olan 22/04/2014 ile iddianame düzenleme tarihi olan 02/11/2014 tarihleri arasında mı, yoksa iddianame tanziminden sonra mı gerçekleştirildiği yolunda her türlü şüpheden uzak, somut ve kesin bir delil elde edilemediği anlaşılmış, bu nedenlerle şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanığın sabit görülmeyen suçtan beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmektedir.

2. Sanık savunmasında; “Daha önce verdiğim ifademi tekrar ederim, ekleyecek bir husus yoktur söz konusu yapı mühürlendikten sonra söz konusu yapıya çivi dahi çakılmadı savcılığı iddiasını kabule etmiyorum öncelikle beraatimi talep ediyorum mahkeme aksi kanaatte ise lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum.” demiştir.

3. Tanık … beyanında; “Bana okunan iddianameyi ve hangi konu hakkında beyanda bulunacağımı anladım. Ben sanık … ile tanıdıklarımız vasıtasıyla tanıştım. Kendisi bana arazisine iki katlı bir inşaat yaptırmak istediğini söyledi ve kendisiyle anlaştık. İnşaatın kısa sürede tamamlanmasını istediğinden hemen işe başladım. Kısa sürede zemin katın betonunu döktüm ve ilk katın inşaasını tamamladım. Daha sonra üst katın kalıbını yaptıktan sonra özel işlerim sebebiyle memlekete döndüm ve burada yaklaşık 1 hafta kadar kaldım. Akabinde de Milas’a döndüm. Burada üst katın betonunun attırdıktan sonra kuruması için 5-6 gün bekledim. Üst katın betonunu attırdığımız sırada çalışırken daha önce inşa ettiğimiz zemin katın kolonunda mühür olduğunu gördüm ancak üst katta herhangi bir mühür yoktu. Daha sonra inşaatın durdurulduğunu öğrenince inşaatta üst katta bulunan kalıpları söktüm ve başka inşaatta kullanmak üzere oradan kaldırdım. Benim olaya ilişkin söyleyeceklerim bundan ibarettir dedi. Lüzum üzerine tanığa dosya içerisinde mevcut yapının fotoğrafları gösterilerek yeniden soruldu: Az önce söylediğim gibi ben üst katın kalıplarını çaktıktan sonra memlekete gittim yeniden döndüğümde üst katın betonunun attırdım. Bu sırada birinci katın kolonlarında mührü gördüm. Dedi. Sanık müdafiinin talebi üzerine tanıktan yeniden sorulduğunda benim az önceki beyanlarımın zapta yanlış geçildiğini düşünüyorum ben üst katın kalıplarını yaptıktan sonra memlekete gittim. Ben memlekete gittiğimde işçilerim betonu döktüler. Milas’a döndüğümde inşaat alanına gittiğimde zemin katta mührü gördüm. Daha sonra da kalıpları söktüm. Zemin kat inşa edilirken mühür yoktu. Kalıplar çakılırkende mühür yoktu. Üst katın betonu dökülürken ben memleketteydim. İşçilerim beton dökülürken mühür vurulduğuna ilişkin bana herhngi bir şey söylemediler. Beton döküldükten sonra kuruması için 5-6 gün beklendi. Daha sonra ben inşaata kalıbı sökmek ve malzemeleri çekmek için gittiğimde bu mührü gördüm.” demiştir.

4. Tanık … beyanında; “Bana okunan iddianameyi ve hangi konu hakkında beyanda bulunacağımı anladım, bana göstermiş olduğunuz tutanak altındaki imza bana aittir, içeriğini aynen tekrar ederim. O tarihte olay yerinde tutanak tuttuğumuz tarihte söz konusu yapının zemin katının kolonlarının dökülmüş ve tuğlası örülmemiş vaziyette bulunduğunu yine üst katın kolonlarının dökülmüş ve üst katının kalıbının çakılmakta olduğunu tespit ettik. Tutanağa da bunu yansıttık. Tutanak tuttuğumuz ve mühürleme yaptığımız tarihte üst katın kalıbı çakılmış vaziyetteydi ancak kesinlikle beton dökülmemişti. Bunu bizzat tespit ettiğimizi hatırlıyorum. Benim olaya ilişkin söyleyeceklerim bundan ibarettir.” demiştir.

IV. GEREKÇE
1. 22.04.2014 tarihli durdurma tutanağı ile 844 parselde izinsiz olarak zemin ve zemin üstü 1 kat inşaatı yapılmakta olduğu, zemin kat kolonların dökülmüş, tuğlası örülmemiş, üst kat kolonlar dökülmüş, tuğlalarının çakılmakta olduğunun tespit edildiği, sanık hakkında 02.11.2014 tarihli iddianame ile 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kamu davası açıldığı , dosyanın Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/457 sayılı esasına kaydedildiği, mahkemece bahse konu dosyada 05.03.2015 tarihinde keşif icra edildiği, keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ile dava konusu yerin 2. derece arkeolojik sit alanında kaldığı, durdurma tutanağından sonra inşaata devam edilerek birinci katın tabliye betonlarının döküldüğünün tespit edildiği, mahkemece 13.04.2015 tarihinde sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, durdurma tutanağından sonra eylemine devam etmesi nedeniyle de suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, suç duyurusu üzerine sanık hakkında devam eden eylemi nedeniyle eldeki kamu davasının açıldığı, sanığın savunmasında, mühürleme işlemi sonrasında eylemine devam etmediğini ileri sürdüğü dosya kapsamında, sanığın eylemine ilk iddianame tarihinden önce mi yoksa sonra mı devam ettiğinin kesin şekilde tespit edilemediği anlaşılmakla, mahkemece sanığın beraatine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Milas 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.04.2016 tarihli ve 2015/422 Esas, 2016/194 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2023 tarihinde karar verildi.