Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/11059 E. 2023/2188 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/11059
KARAR NO : 2023/2188
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kadirli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2016 tarihli ve 2015/374 Esas, 2016/182 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, beraatine karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 07.11.2020 tarihli ve 2016/276872 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;

1. Beraat kararının kanuna ve hukuka aykırı olduğuna,

2. Yeterli derecede inandırıcı delil mevcut olduğuna,

ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Yerel Mahkemenin Kabulü
1. ” Olay tarihinde sanıklar …, … ve ….’in sanık …’ya ait dedektör ve emanette kayıtlı kazma, kürek gibi eşyalar ile izinsiz kazı yapmak üzere İlbistanlı Köyü Topcular Mahallesinde bulunan alana gittikleri, ihbar üzerine kolluk görevlilerinin olay yerine gittiği, sanık …’nın kolluk görevlilerini görünce olay yerinde kaçtığı, sanıklar … ve …’in de olay yerinde yakalandıkları, olay yerinde bulunan dedektör, kazma, çapa ve küreğin adli emanete alındığı, dedektöre ait çanta içerisinde yapılan aramada bir adet dairesel içi çukur bir metal parçasının bulunduğu, bu maddenin Müze Müdürlüğüne teslim edildiği, mahkememizce yapılan keşifte aldırılan bilirkişi raporuna göre sanıkların kazı yaptıkları alanın sit alanı olmadığının anlaşıldığı, yine ele geçirilen metal cismin de 2863 sayılı Yasa gereğince bildirimi gerekli taşınır kültür varlıklarından olduğu, sanık … ele geçirilen objeyi olaydan bir gün önce bulduğunu, resmi sıfatla kolleksiyonerlik yaptığını, müzeye henüz bildirimediğini, beyan ettiği, 2863 sayılı Yasanın 4/1. maddesine göre deniz kabuğu biçimli objenin taşınır kültür varlığı olduğu, ancak bulunduğu andan itibaren 3 gün içerisinde ilgili yerlere bildirme zaruriyetinin olduğu, sanık …’nın da olaydan bir gün önce bu objeyi bulduğunu beyan ettiği, bu noktada sanığın savunmasının aksi yönünde mahkumiyetini gerektirir ölçü ve yeterlilikte kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği gibi sanık …’nın kendine ait olduğunu beyan etiği objeyi bulduğundan beri 3 günden fazla süre geçtiğine ilişkin bir delil bulunmadığı anlaşılmakla sanık … hakkında 2863 Sayılı Yasanın 4/1, 67/1. maddesi gereğince açılan kamu davası nedeniyle sanık …’nın MCK 223 maddesi gereğince beraatine, her ne kadar tüm sanıklar izinsiz kazı yapmadıklarını, özetle tesadüfen orada olduklarını beyan etmiş iseler de; olayın bir ihbar üzerine kolluğun gitmesiyle, ihbara uygun biçimde sanıkların yakalanmış oldukları, olay anına ilişkin kolluk tutanağı birlikte değerlendirildiğinde sanıkların savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilmekle sanıkların izinsiz kazı yapma suçunun 2863 sayılı Yasanın 74/1, 74/1-2. Fıkra, TCK 62. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına, koşulları oluştuğundan ve kanaat edinildiğinden ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar vermek gerekmiş ve buna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmektedir.

2. Sanık … savunmasında; “Ben 2006 yılında beri resmi olarak koleksiyonerlik yaparım. Adana Müze Müdürlüğünden koleksiyoner belgesi almıştım. Olay günü amcam … ‘yu ziyarete gittim. … da amcam …’ın oğludur. Ben yalnız başıma sağlık için faydalı otlar toplamak için araziye çıktım. Bir tane iddianameye konu oval biçiminde tarihi eser olabileceğini değerlendirdiğim birşey buldum. Bu türlü eserleri ben bulduğumda müze müdürlüğüne bildirmek suretiyle envander defterime kaydederek kolleksiyonerlik yapıyorum. Bu jandarma tarafından durdurulduğumun günün bir gün öncesinde oldu. Olay günü yani bir gün sonrası amcamın oğlu …ile birlikte maden arama dedektörümü de yanıma alarak bir akrabamızın arazisine toprak üzerinde maden (krom, demir gibi ) örneği görmek için gittik. Ancak maden örneği bulamadık. Sonra bir ağacın gölgesinde dinleniyorken jandarma tarafından yakalandık. Üzerimde jandarma geldiğinde dedektör dışında başka bir malzeme yoktu. Ancak bir gün önceki gün ve tarihi eser olabileceğini düşündüğüm şey dedektörün kılıfında kalmıştı. Jandarma bunu buldu. Dedektör kılıfını da …taşıyordu. … yanımızda değildi. Arazinin sit alanı olmadığını düşünüyorum. Ben hiç kazı yapmadım. Jandarmanın bulduğu kazı alanı da tarafımızdan kazılmamıştır. Ben izinsiz sondaj veya kazı yapmış değilim. Bulmuş olduğum tarihi eseri de müze müdürlüğüne bildirerek kolleksiyoner envanter defterime işletecektim. Bunda 30 günlük süre vardır. Suç kastım yoktur. Beraatime karar verilsin. Şahsen araştırdığımda bu jandarmanın bulduğu kazı alanının ilbistanlı köyünden …tarafından kazıldığını öğrendim. Okunan beyan bana aittir, doğrudur, aynen tekrar ederim . Doğrudur, bana aittir . Aleyhe olan hususları kabul etmem. Hakkımda beraat kararı verilmeyecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin tatbikine muvafakatım vardır .” demiştir.

3. Temyiz dışı sanık … savunmasında; “Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum. Olay gününden bir gün evvel … köye yanıma gelmişti. Şifalı ot toplarken küçük bir maden parçası bulmuş, bana gösterdi. Götürüp müzeye vereceğini söyledi. Ben üstünde durmadım. Ertesi gün oğlum …de yanıma geldi. …ve … dışarda dolaşmaya maden cevheri aramaya gittiler. Daha sonra ben de dolaşmak için dışarı çıktım. Oğlum Ümmet’i bir ağaç altında oturur görünce ben de yanına gittim. Bu sırada jandarma görevlileri yanımıza geldiler ve teslim olmamızı söylediler. Kazı yaptığımızı bildirdiler. Olay yerinde bulunan kazı alanı ve kazma, kürekle bizim bir ilgimiz yoktur. İzinsiz kazı yapmış değiliz. Suçlamaları kabul etmiyoruz. Beraatime karar verilsin .Okunan beyan bana aittir, doğrudur, aynen tekrar ederim . Doğrudur, bana aittir . Aleyhe olan hususları kabul etmem . Hakkımda beraat kararı verilmeyecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin tatbikine muvafakatım vardır. ” demiştir.

4. Temyiz dışı sanık … savunmasında; “olay günü ben izne gelen yiğenimi ziyaret için köye babam … Topçunun yanına gitmiştim. Amcamın oğlu …’nun da orda olduğunu gördüm. Bir süre oturduktan sonra birlikte arazide dolaşmayı teklif etti. Kendisi toprak üzerinde krom madeni araştıracakmış. Amacımız tarihi eser değil sadece maden cevheri bulmaktı. Sanık … yanında dedektör götürmüştü. Ben yorulunca bir yere oturdum. Sanık … da dedektörün kılıfını yanıma bırakarak biraz uzaklaştı. Bir müddet sonra babamın sesimizi duymasıyla yanımıza geldiğini gördüm. Daha sonra jandarma görevlileri yanımıza geldi. Kesinlikle izinsiz kazı yapmış değiliz. Suçlamayı kabul etmiyoruz. Hazırlıkta verdiğim ifadeler de aynen geçerlidir. Kazı alanı etrafında bulunan kazma, kürek bize ait değildir. Okunan beyan bana aittir, doğrudur, aynen tekrar ederim . Doğrudur, bana aittir. Aleyhe olan hususları kabul etmem . Hakkımda beraat kararı verilmeyecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin tatbikine muvafakatım vardır.” demiştir.

5. Tanık … beyanında; “Kazı yapıldığı iddia edilen arazi benim tapulu malımdır. Bir dut ağacım vardır. Yabani hayvanlar geldiği için olay tarihinde bu dut ağacının kökünden sökmek istedim. Bu amaçla dut ağacının kökünü açtım. Hazine bulmak için kazı yapmadım. Bu kazma, çapa, kürek, ayakkabı ve mont bana aittir. Ben sanıkları olay mahallinde görmedim. İzinsiz kazı yaptıkları veya define aradıklarından haberim yoktur. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” demiştir.

6. Tutanak mümzii… tanık sıfatıyla beyanında; “Ben Kadirli merkez karakolunda uzman jandarma olarak görev yapmaktayım. Olay tarihinde karakola ihbar yapılmış, sanıkların izinsiz kazı yapmakta olduğu bildirilince olay yerine geldik. Sanıkların üçüde olay mahallinde idi. Yaklaşık birkaç metrelik mesafe çalıların arkasında oturmuş dinleniyorlardı. Malzemeleri, montları, kazma , kürek gibi aletleri yanlarındaydı. Olay yerine geldiğimizde sanıklardan …, ( dedektör elinde bulunan) bizi görünce elindeki dedektör ile birlikte kaçtı. Kısa bir kovalamacadan sonra sanığı elindeki dedektor ile birlikte diğer jandarma görevlisi Muhammet Tatlısever yakaladı. İhbarın isimle yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum. Olay yerine geldiğimizde etraf tamamen kazılmıştı. Derinliği fazla değildi. Şuanda gördüğünüz üzere olay yeri mahalli tamamen sürülmüş. Sanıkları suç üstü yakaladık. Hemen kazı yapılan birkaç metre yakınındaki çalılıkların gölgesinde dinleniyorlardı. Bana sormuş olduğunuz tutanak içeriği doğrudur, aynen tekrar ederim. Altındaki imza bana aittir.” demiştir.

7. Tutanak mümzii Muhammet Tatlısever tanık sıfatıyla beyanında; “Ben Kadirli Jandarma Komutanlığında astsubay olarak görev yapıyorum. Olay tarihinde 156 ihbar biriminden ismini vermek istemeyen bir şahıs suç konusu yerde izinsiz kazı yapıldığı konusunda bilgi almamız üzerine olay mahalline gittik. Her üç sanık da kazı yapılan yerin birkaç metre yakınında çalıların altında gölgede dinleniyorlardı. Yanlarında kazma kürek, su bidonu , montları da vardı. Kazılan yerleri fotoğraflandırdık. Olay yerine geldiğimizde sanıklardan … elinde dedektörü ile kaçmaya başladı. Peşinden bizzat ben gittim. Elinde dedektör ile birlikte yakaladım. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir. Tutanak altındaki imza bana aittir. İçeriğini aynen tekrar ederim. Tanıklık ücreti istiyorum. ” demiştir.

8. Mahkemece mahallinde icra edilen keşif neticesinde alınan arkeolog bilirkişi raporunda; dava konusu alanın sit alanı ya da 2863 sayılı Kanun kapsamında yerlerden olmadığı belirtilmiştir.

9. Sanık adına düzenlenen, 23.02.2006 tarihinden itibaren geçerli “korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları koleksiyonu yapanlara ait belge” örneği dosya kapsamındadır.

10. Müze Müdürlüğü uzmanları tarafından düzenlenen 07.10.2015 tarihli raporda, dava konusu 1 adet bronz deniz kabuğu biçimli objenin 2863 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesi kapsamında değerlendirilen taşınır kültür varlığı niteliğinde tarihi eser olduğu belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Olay günü saat 15.30 sıralarında kaçak kazı yapıldığı yönündeki ihbar üzerine kolluk ekiplerince olay yerine intikal edildiği, 3 şahsın görüldüğü, “dur” ihtarı üzerine sanık …’nın kaçtığı, olay yerine 150 m mesafede ağaçların arasında saklanır halde dedektörü ile birlikte yakalandığı, diğer iki şahsın temyiz dışı sanıklar … ve …olduğu, yanlarındaki dedektör çantasının cebinde 1 adet deniz kabuğu şeklinde obje ele geçirildiği, sanık …’nın savunmasında koleksiyonerlik belgesi olduğunu, dava konusu objeyi olay gününden bir gün önce arazide bulduğunu, bu tür eserleri bulduğunda Müze Müdürlüğüne bildirmek suretiyle envanter defterine kaydederek koleksiyonerlik yaptığını beyan ettiği, koleksiyonerlik yaptığına dair belgeleri dosyaya sunduğu, temyiz dışı sanık …’ın da savunmasında, olay gününden bir gün önce sanık …’nın şifalı ot toplarken küçük bir maden parçası bulduğunu söyleyerek kendisine gösterdiğini ve Müze Müdürlüğüne götüreceğini söylediğini beyan ettiği, tüm dosya kapsamında, sanığın dava konusu eseri, olay gününden bir gün önce bulduğuna dair savunmasının aksine delil mevcut olmadığından, 2863 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen üç günlük bildirim süresi içerisinde eserin ele geçirilmesi nedeniyle 67 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “bildirim yükümlülüğüne aykırılık” suçunun kanuni unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; mahkemece sanığın beraatine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanık hakkında, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile beraat hükmü tesis edilirken ve dava konusu eserin Müze Müdürlüğüne teslimine karar verilirken ilgili yasa maddesinin gösterilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) nolu bendinde açıklanan nedenle Kadirli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2016 tarihli ve 2015/374 Esas, 2016/182 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının (B) nolu bendindeki ” CMK.nın 223 maddesi gereğince BERAATİNE” ibaresinin çıkartılarak yerine “5271 sayılı Kanun’un 223/2-a maddesi gereğince beraatine” ibaresinin eklenmesi, hükmün (C-1) nolu bendindeki “Sanık …’da ele geçirilen bir adet deniz kabuğu biçimindeki objenin Müze Müdürlüğüne teslimine,” cümlesinin çıkartılarak yerine “Sanık …’da ele geçirilen, 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğindeki bir adet deniz kabuğu biçimindeki objenin 2863 sayılı Kanun’un 75. maddesi gereğince Müze Müdürlüğüne teslimine” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2023 tarihinde karar verildi.