Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/11003 E. 2022/3459 K. 09.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/11003
KARAR NO : 2022/3459
KARAR TARİHİ : 09.05.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 1-Sanık … hakkında; TCK’nın 85/1, 22/3, 62/1, 53/6.
maddelerine göre mahkumiyet
2-Sanık … hakkında; TCK’nın 85/1, 22/3, 62/1. maddelerine göre mahkumiyet
Te
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık … müdafii ile sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, her ne kadar sanık … duruşmalı inceleme isteminde bulunmuş ise de, talep uygun görülmeyip duruşma açılmaksızın dosya üzerinde yapılan incelemede:
23.10.2011 tarihinde 13:41 sıralarında, merkez üssü Kasımoğlu Köyü civarı olan değeri değişik kuruluşlara göre 7,1 ile 7,3 arasında değişen, odak derinliği 19,02 km olan depremin meydana gelmesi üzerine Latifiye mahallesinde bulunan Dervişoğlu Apartmanının yıkılması ve çökmesi sonucu …’ün göçüğe (depreme) bağlı olarak öldüğü olayda;
Dervişoğlu Apartmanının yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 28.12.1999 tarih ve 99/234 numaralı yapı ruhsatı, muvafakat yazıları ve noter evraklarından binanın 1997 yılından sonra yapıldığı, apartmana ait imzasız mimari ve statik projelerin mevcut olup, elektrik tesisat projesi, zemin etüt raporu ile statik hesap raporlarının bulunmadığı, yapım yılına göre 1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik kapsamına girdiği, 28.12.1999 tarih ve 99/234 sayılı yapı ruhsatına ve mimari projeye göre bina, dükkân olarak kullanılan zemin ve konut olarak kullanılan 3 normal olmak üzere toplam 4 kattan oluştuğu, ancak 23.11.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre binanın zemin ve 4 normal kat olmak üzere toplam 5 kattan oluştuğu ( son katın ruhsata aykırı olarak kaçak yapıldığı), dosya kapsamında binaya ait elde edilen yapı ruhsatı ve projelerde belirtilen kat sayıları birbiriyle uyumlu olup, bilirkişi raporunda belirtilen kat sayısı farklı olduğu, yapı ruhsatında belirtilen zemin ve normal kat yüksekliklerinin mimari ve statik projeler ile uyumlu olduğu,
Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığına bağlı İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından Temmuz 2012 tarihinde hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda özetle; “…1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğin “7.2 Genel Kurallar” bölümünde deprem bölgelerinde kullanılacak binalarda dikkate alınması gereken minimum beton sınıfları hakkında bilgiler verilmektedir. Dervişoğlu Apartmanına ait statik projede malzeme ve donatı sınıfı belirtilmemiştir. Ayrıca binaya ait hesap raporları da mevcut değildir. Dervişoğlu Apartmanına ait karot numuneler üzerinde gerçekleştirilen merkezi basınç deneyi sonucunda, numunelerin ortalama basınç dayanımı 9.52N/mm2 olarak elde edilmiştir. Ayrıca, karot dayanımları 3,73-15.45N/mm2 arasında değişmektedir. Bu, bahis konusu binada dökülen betonun oldukça heterojen olduğu anlamına gelmektedir. Elde edilen ortalama basınç dayanımı, 1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16’yı sağlamamaktadır. Ayrıca, yönetmeliğin “7.2,5. Malzeme Dayanımları” Bölümünde birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılması zorunludur ibaresi bulunmaktadır. Dosyadaki belgeler incelendiğinde, yıkılan binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu görülmektedir.
Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda sürekli temellerin, zemin emniyet gerilmesi açısından %24’ünün yetersiz olduğu belirlenmiştir.Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda Zemin Kat kolonlarının kesit ve donatı alam açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda Zemin Kat kirişlerinin kesit ve donatı alanı açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda Zemin Kat döşemelerinin kesit ve donatı alam açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 1. Normal Kat kolonlarının kesit ve donatı alam açısından yeterli olduğu belirlenmiştir.Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 1. Normal Kat kirişlerinin kesit ve donatı alanı açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 1. Normal Kat döşemelerinin kesit ve donatı alanı açısından yeterli olduğu belirlenmiştir, Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 2. Normal Kat kolonlarının kesit ve donatı alanı açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 2. Nomal Kat kirişlerinin kesit ve donatı alanı açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 2. Normal Kat döşemelerinin kesit ve donatı alanı açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 3. Normal Kat kolonlarının kesit ve donatı alam açısından yeterli olduğu belirlenmiştir, Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 3. Normal Kat kirişlerinin kesit ve donatı alam açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda 3. Normal Kat döşemelerinin kesit ve donatı alam açısından yeterli olduğu belirlenmiştir. Tüm katlara ait röleveler elde edilemediğinden binanın mevcut durumuna ait analizler gerçekleştirilememiştir. Soruşturma dosyası kapsamında gönderilen numuneler, deneylerde kullanıldığından İade edilememiştir. Sonuç olarak, soruşturma dosyası üzerinden yapılan inceleme, değerlendirme ve elde edilen bulgular neticesinde, söz konusu binada projelendirme, yapım ve iş bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığı görülmüştür…” şeklinde bildirilmiş olduğu,
Mahkemece hükme esas alınan 03.02.2015 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; Dervişoğlu Apartmanının teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen fenni mesul inşaat mühendisi sanık …’nin işin bitimine kadar teknik uygulama sorumluluğunu almayı, gerek malzeme, gerek işçilik yönünden TSE’ye uygun hareket etmeyi noter onaylı taahütname ile taahhüt ettiği,
3194 sayılı İmar Kanunun 28. maddesinde yapının fenni mesuliyetini üzerine alan meslek mensuplarının, (fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre) yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevli olduğu, ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılması halinde durumu ruhsatı veren Belediyeye bildirmekle mükellef olduğunun düzenlendiği, sanığın fenni mesul olmaktan kaynaklanan denetim görevini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu,
Yapı sahibi ve müteahhidi olan sanık …’in de; yapı kullanma izin belgesi olmadan binayı kullanması, ruhsatta 4 kat olmasına rağmen ruhsata aykırı şekilde 5 katlı bina yapılması, gerek etüt ve projelendirme gerekse uygulama ve yapım aşamalarında fenni mesul ile birlikte hareket etmeyerek fen, sanat, sağlık kurallarına, mevzuata ve standartlara aykırı bir yapı ortaya çıkmasında etkisi olduğundan kusurlu olduğunun belirtildiği, ayrıca sanıklar … ile …’nin ruhsatta birinci derece deprem bölgesi olan Erciş’de, Dervişoğlu apartmanından alınan karot numunelerinin teknik bilirkişiler tarafından incelenmesi neticesinde; 1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılmasının zorunlu olduğu, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16’yı dahi sağlamadığı, bu yetersizlik ve eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu tespit edildiğinden, sanıkların yıkılan binanın proje aşamasında, yapım aşamasında ve iş bitimi aşamasında, üzerilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, öngörülebilen bu netice bakımından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan sanıklar hakkında, bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun kabul ve tespit edildiği anlaşılarak yapılan incelemede;
I-Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kararın haksız ve hukuka aykırı olduğuna, müştekinin sanık hakkında şikayeti bulunmadığından ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılmaması gerektiğine, şüpheden sanık yaralanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi, aksi kanaat olursa bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık …’nin kusur tespitine, yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğine, 3194 sayılı İmar Kanunun 29. maddesine göre 5 yıl içinde yapı kullanım izni verilmeyen yapı ruhsatlarının hükümsüz olacağı ve kaçak yapı sayılacağı bu nedenle yapı kullanım izni verilmeden su, elektrik aboneliği yapan ilgili birimlerin kusurlu olduğuna, binanın yapımı aşamasında bina sahibi tarafından kendisine bilgi verilmediğine, kaçak kat yapımından bilgisi olmadığına, tayin edilen cezaya, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri ve diğer lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınabileceğine karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, inşaat mühendisi olduğu anlaşılan sanığın çalışmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde mesleğini icrasında bulunmaktan 2 yıl süre ile yasaklanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1312 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün (I-7) paragrafının hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.