Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/10976 E. 2023/5457 K. 07.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10976
KARAR NO : 2023/5457
KARAR TARİHİ : 07.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/726 E., 2016/241 K.
SUÇ : 2863 sayılı Kanun’a aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Seydişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2016 tarihli ve 2015/726 Esas, 2016/241 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.11.2020 tarihli ve 2016/215422 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
1.Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

2.Sanıkların cezalandırılması gerektiğine,

3.Diğer temyiz sebeplerine,İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.”Yapılan değerlendirmede; 2863 sayılı Yasanın 4. maddesinde taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili bildirim yükümlülüğünün düzenlendiği, bu maddeye göre söz konusu kültür varlıklarını bulanların, malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenlerin veya yeni haberdar olan malik ve zilyetlerin bu durumu mülki idare amirlerine bildirmelerinin gerektiği, aynı yasanın 67/1 maddesinde kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili olarak bildirim yükümlülüğüne mazereti olmaksızın ve bilerek aykırı hareket eden kişilerin hapis cezası ile cezalandırılacağının hüküm altına alındığı, yine aynı yasanın 67/2 maddesi ile bahsi geçen maddeye göre bildirimi yapılmamış olan kültür ve tabiat varlığını satışa arzeden, satan, veren, satın alan, kabul eden kişinin cezalandırılacağının belirtildiği, yasada belirtildiği üzere yargılamaya konu olayda sanıkların kovuşturmaya konu eşyaları buldukları veya arazilerinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bildiklerine dair bir delilin elde edilemediği, bu yönde bir iddianın dahi bulunmadığı, sanıkların aksi ispatlanamayan savunmalarında söz konusu eşyaları internet üzerinden satın aldıklarını belirttikleri, dolayısıyla bir örneği dosya arasına alınan Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13/01/2015 tarih ve 2014/20986 E ve 2015/201 K sayılı kararında da belirtildiği üzere somut olayda 2863 sayılı kanunun aradığı anlamda bir bulma olayı olmadığı, bildirimi yapılması gereken bir kültür varlığı bulunmadığı ve aynı yönde olmak üzere sanıkların 2863 sayılı Yasanın 67/2. maddesinde düzenlenen atılı suçu işledikleri yönünde her türlü şüpheden uzak, kesin, net ve inandırıcı delil elde edilemediğinden atılı suçlardan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiği yönünde mahkememizde oluşan tam ve yasal vicdani kanaatle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” denilmektedir.

2. Sanık … savunmasında; “Ben konu ile ilgili poliste ifade vermiştim. O ifadem doğrudur, aynen tekrar ederim. Malzemeler arkadaşım …’in dükkanındaydı. Dükkanı kapatınca aracı olmadığı için kendisini Beyşehir’e bırakmamı istedi. Bunlar dükkanında asılı süs eşyası gibi şeylerdi. Tarihi eser olduğunu bilmiyordum.” demiştir.

3. Sanık … savunmasında; “Ben rölyef sanatçısıyım. Konya’da kabartma resim ve peyzaj işleriyle ilgili işyerim vardır. İşim gereği ve merakım da olduğu için Ankara Gölbaşı’nda ve Konya’da kurulan eski eşyaların satıldığı pazarlardan, antikacılardan ve internetten bu eşyaları satın almıştım. Bunları yaptığım kapalı mekanlardaki dekorasyon çalışmalarında kullanırdım. Olay günü Konya da ki işyerinden arama sonucu ele geçirilen bir kısım eşyaları çuvala doldurup Beyşehir’deki evime giderken ihbar olduğu söylenerek jandarma tarafından durduruldum. Bu kısım eşyalara el konuldu. Bu eşyalardan eski tüfek dedeme aitti. Diğerleri de bahsettiğim şekilde satın aldığım eşyalardı. Bu eşyalar alenen pazarlarda satılan eşyalardır. Ben bunları herhangi bir araziden kendim çıkarmadım. Zaten araziden çıkarılacak şeyler de değildir. Bunların ticaretini de yapmadım. Hakkımdaki suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim dedi. Lüzum üzerine soruldu: Olay günü …’nın aracıyla gidiyorduk. Onun bu eşyalarla hiçbir ilgisi yoktur. Önceki savunmalarımı aynen tekrar ediyorum, ben bu eşyaları önceki ifadelerimde belirttiğim gibi satın aldım. Herhangi bir arazide bulmadım. Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum, bu nedenle öncelikle beraatimi, mahkemeniz aksi kanaatteyse lehime olan yasal hükümlerin uygulanmasını talep ederim.” demiştir.

4. Mahkemece dava konusu eserler üzerinde bağımsız bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bağımsız bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu eserlerden 2 adet kın ve 1 adet kamanın 2863 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, diğer eserlerin antika silah olduğu, Etnografik Nitelikteki Taşınır Kültür Varlıkları Hakkındaki Yönetmelik kapsamında olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Olay günü kolluğa …’n aracı ile Konya ilinden Antalya iline tarihi eser götüreceği yönünde gelen ihbar üzerine bahse konu aracın durdurulduğu, aracı …’ın kullandığı, yanında da …’in bulunduğu, araçta yapılan aramada aracın arka koltuk alt döşeme altında beyaz çuval içerisinde bıçak, hançer, kın, ahşap kabzalı tabanca, kemik kabzalı tabanca, tüfek gövdesi, tüfek namlusu, hançer, süngü, kılıç, kın, 2 hançer, 2 kın ele geçirildiği, mahkemece dava konusu eserler üzerinde bağımsız bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bağımsız bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu eserlerden 2 adet kın ve 1 adet kamanın 2863 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, diğer eserlerin antika silah olduğu, Etnografik Nitelikteki Taşınır Kültür Varlıkları Hakkındaki Yönetmelik kapsamında olduğunun belirtildiği anlaşılan dosya kapsamında,

A.Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Açısından;
1.Sanık …’ın aşamalardaki savunmasında, malzemelerin arkadaşı …’in dükkanında olduğunu, dükkanı kapatınca aracı olmadığı için kendisini Beyşehir’e bırakmasını istediğini, eşyaların dükkanında asılı süs eşyası gibi şeyler olduğunu, tarihi eser olduğunu bilmediğini, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, sanık …’in de beyanında, eşyaların kendisine ait olduğunu, eşyalar ve olay ile …’ın ilgisi olmadığını beyan ettiği anlaşıldığından, sanık …’ın üzerine atılı suçu işlediğine dair, savunmasının aksine, şüpheden uzak, mahkumiyete yeter derecede kesin delil mevcut olmadığı anlaşıldığından, mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Açısından;
1.Sanık …’in savunmasında, dava konusu eserleri, eşyaların satıldığı pazarlardan, antikacılardan ve internetten satın aldığını, dekorasyon çalışmalarında kullandığını, ticaret ya da satma amacının olmadığını beyan ettiği, bağımsız bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu eserlerden 2 adet kın ve 1 adet kamanın 2863 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, diğer eserlerin antika silah olduğu, Etnoğrafik Nitelikteki Taşınır Kültür Varlıkları Hakkındaki Yönetmelik kapsamında olduğunun belirtilmesi karşısında, etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının, tasnif ve tescile tabi korunması gerekli taşınır kültür varlıkları olduğu ve “Etnoğrafik Nitelikli Taşınır Kültür Varlıkları Hakkında Yönetmelik” ile “Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde tasarruf serbestine konu olabilecekleri, bu hali ile sanığın eyleminin 2863 sayılı Kanun’un 70 inci maddesinde hükme bağlanan “kültür varlıklarını bulundurma” suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, sanığın beraatine dair hüküm tesisi hukuka aykırı bulunmuştur.

2. 2863 sayılı Kanun kapsamında olduğu belirlenen dava konusu eserlerin, aynı Kanun’un 75 inci maddesi uyarınca Müze Müdürlüğüne teslimine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A.Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Açısından;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle Seydişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2016 tarihli ve 2015/726 Esas, 2016/241 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Açısından;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Seydişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2016 tarihli ve 2015/726 Esas, 2016/241 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.12.2023 tarihinde karar verildi.