YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10851
KARAR NO : 2023/2441
KARAR TARİHİ : 06.07.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/702 E., 2016/209 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Isparta 5.Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.03.2016 tarihli ve 2015/702 Esas, 2016/209 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan açılan kamu davasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 50 nci ve 52 nci maddesi gereğince 15.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 11.11.2020 tarihli ve 2016/173621 sayılı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin tartışılmaksızın uygulanmaması nedeniyle bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
Temyiz etme iradesinden ibarettir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü:
Suç tarihinde inşaat işçisi olan maktulün aşağıdan harç taşıma asansörü ile gönderilen beton harcını 3. Katta almaya çalıştığı sırada düşerek öldüğü kaza ile ilgili olarak dosya kapsamına uygun görülen 18/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere inşaat firmasına ortak olan ancak inşaat ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmayan sanık … ‘nın kusurunun bulunmadığı, firmanın yöneticisi olan sanık …’nın balkondan düşmeleri önleyecek şekilde tedbir almaması, işçilerin kişisel koruyucu malzemeleri kullanıp kullanmadıklarını denetlememesi, işçilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermemesi nedenleriyle tali kusurlu olduğu, yine harç taşıma asansörünü kullanan sanık …’in operatörlük belgesinin bulunmaması ve harç taşıma asansörü ile yukarıya gönderdiği harcın boşaltılmasını beklemeden harç taşıma asansörünü kilitleyerek terk etmesi nedeniyle tali kusurlu olduğu, sanık …’ın ise balkondan düşmeleri önleyecek şekilde tedbir almaması, işçilerin kişisel koruyucu malzemeleri kullanıp kullanmadıklarını denetlememesi, harç taşıma asansörünün periyodik bakımının yaptırılmaması, gerekli gözetim ve denetim görevini yapmaması nedenleriyle asli kusurlu olduğu, müştekinin zararının giderildiği, sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan bir miktar uzaklaşılarak tayin edildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Asli kusurlu olduğu belirlenen sanık hakkında; meydana gelen zararın ağırlığı ve maddede öngörülen cezanın üst sınırı nazara alınmak suretiyle, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun şekilde asgari hadden bir miktar daha uzaklaşmak suretiyle temel ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmaması sebebiyle bozma nedeni yapılmamış olup; 5271 sayılı Kanun’un 231 nci maddesinin beşinci fıkrasına göre “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir” düzenlemesi karşısında sanık hakkında tayin edilen sonuç ceza miktarının iki yılın üstünde olması nedeniyle tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Isparta 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.03.2016 tarihli ve 2015/702 Esas, 2016/209 Karar sayılı sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.07.2023 tarihinde karar verildi.