Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/1083 E. 2023/769 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1083
KARAR NO : 2023/769
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yalvaç Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.04.2016 tarihli ve 2016/152 Esas, 2016/473 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.06.2020 tarihli ve 2016/260667 sayılı, katılanın temyiz isteminin reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz isteği; beraat kararının yasalara aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Şikayetçi tarafından 06.05.2015 tarihinde verdiği ve sanık ile aralarında sanığın tehdit edildiğine ilişkin dava konusu hakkında arabuluculuk yapabileceğine ilişkin yaptıkları konuşmaların sanık tarafından bilgisi ve rızası dışında kaydedilmesine konu şikayet dilekçesi üzerine soruşturmanın başladığı anlaşılmıştır.

2. Sanık hakkında tarafı olduğu konuşmayı şikayetçinin rızası ve bilgisi dışında kaydetmesi nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kamu davası açılmıştır.

3. Yerel mahkemece; ispatlama amacı güden ve başka türlü delil elde etme imkanı bulunmayan durumlarda kişinin hukuka aykırı davranma kastının olmayacağı, ayrıca sanığın savunmasından da anlaşılacağı üzere katılan ile aralarında geçen konuşmada sanığın şikayetçisi olduğu kişi tarafından gıyabında yeniden tehdit edildiğinden bu kaydın yapıldığının anlaşıldığı, bu durumun ani ve yeni gelişen bir durum olduğu ve bu aşamada başkaca delil etme imkanının bulunmadığı, 28.04.2015 tarihli ses kayıt çözüm tutanağının da sanık beyanını desteklediği, ayrıca sanığın ses kaydını daha sonradan delil olarak soruşturma dosyasına sunduğu, buradan da hukuka aykırı bir kastının olmadığının anlaşıldığı, yapılan konuşma içeriğinde katılanın özel hayatına ilişkin herhangi bir verinin bulunmadığının görüldüğü, sanığın amacının delil elde etmek olduğunun ve bunun yeni gelişen gıyapta tehdide ilişkin delil elde etmek amacıyla yaptığı kabul edilerek sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

4. Davaya katılmasına karar verilen katılan 12.04.2016 tarihli duruşmada özetle; “…yapılan konuşmalar bana aittir, bizim konuşmalarımızı kaydettiği için ben kendisinden davacı ve şikayetçiyim..” şeklinde beyanda bulunmuştur.

5. Sanık 12.04.2016 tarihli duruşmada özetle; “… Y. benim gıyabımda …’a onu yaşatmayacağım, onu öldüreceğim şeklinde laflar söylemiş, onunla uğraşacağım komayacağım demiş, bunu bana … söyledi, daha sonra çınaraltındaki çay bahçesinin orada otururken hakkımda iftiradan dava açılmasın, …’ta … ve …’nin baskısı neticesinde beyanından dönmesin diye kendimi korumaya almak için aramızdaki konuşmayı ses kaydı yaptım, bunu delil elde etmek amacıyla yaptım, bu konuşmanın içeriğinde de özel hayatın gizliliğine ilişkin bir şey yoktur…” şeklinde beyanda bulunmuştur.

IV. GEREKÇE
1. İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi eylemi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 133 üncü maddesinin birinci fıkrasında;

En az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi eylemi aynı maddenin ikinci fıkrasında;

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eylemi aynı maddenin üçüncü fıkrasında suç olarak düzenlenmiştir.

2. 5237 sayılı Kanun’un 133 üncü maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, ikisi arasında geçen sözleri kaydetmesi, aynı maddenin birinci fıkrası kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylem, aynı Kanun’un 134 üncü maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.

3. Yukarıdaki açıklamalar ışında sanığın, katılan ile yapmış olduğu yüz yüze konuşmayı kaydetmesine konu eylemin 5237 sayılı Kanun’un 133 üncü maddesi kapsamında suç olarak düzenlenmediği ve içeriği itibariyle de katılanın özel yaşam alanına ilişkin olmaması nedeniyle de aynı Kanun’un 134 üncü maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliğini ihlal suçunu da oluşturmadığı anlaşılmakla sanık hakkında beraat kararı verilmesine hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yalvaç Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.04.2016 tarihli ve 2016/152 Esas, 2016/473 Karar sayılı kararında katılan tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.03.2023 tarihinde karar verildi.