Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/10741 E. 2023/1730 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10741
KARAR NO : 2023/1730
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 gün ve 65–69, 22.10.2002 gün ve 234–366, 04.07.2006 gün ve 127–180, 03.05.2011 gün ve 155–80, 21.02.2012 gün ve 279–55, 15.04.2014 gün ve 599-190, 28.03.2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; katılan … ve Su İşleri Bakanlığı’nın, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan yapılan yargılamaya katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmıştır.

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Beyşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2016 tarihli ve 2015/168 Esas, 2016/46 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 11.11.2020 tarihli, 2016/207735 sayılı ve onama görüşlü Tebliğname ile dava dosyası Dairemize tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan … vekilinin temyiz isteği; atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ilişkindir.

2. Katılan … ve Su İşleri Bakanlığı vekilinin temyiz isteği; eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemenin Kabulü
“Yapılan yargılama, alınan sanık savunması, dosya içerisinde mevcut sanığa ait adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, kolluk araştırması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve Milli Parklar Kanununa Muhalefet suçundan kamu dava açılmış ise de mahkememizce yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, davaya konu arazi üzerine demir doğrama profilden kontraplak ve pvc’den baraka yapı olduğu gözlemlenen bir yapı yapıldığı, sanığın eyleminin 2. derece doğal sit alanı ve milli park alanına müdahale sayılacak faaliyetin bulunmadığı, arazinin ekolojik dengesini bozucu, tabii dengeyi bozacak iş ve işlemlerin yapılmadığı, mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetinin sürdürülmesi yanında yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetinin yapılmaması nedeni ile 2. derece doğal sit alanına ve milli park sahasına Kanunun öngördüğü nitelikte bir zarar görmesine neden olmadığı, pvc yapının 2. derece doğal sit ve milli park sahasına müdahale niteliği taşımadığı anlaşıldığından ayrıca pvc yapıyı sanığın yapıp yapmadığı konusunda araştırma yapılmamış olup, yapının 2. derece doğal sit alanı ve milli park sahasına müdahale niteliğinde bulunmaması nedeni ile unsurları oluşmayan suçlar yönünden sanığın CMK 223/2-a maddesi uyarınca bereatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”

2. Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12.05.2015 tarihli ve 2015/472 Esas sayılı iddianamesi ile 2. derece doğal sit alanında kalan taşınmazda izinsiz olarak bahçe evi inşa edildiği iddiasıyla sanık … hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açılmıştır.

3. Sanık savunmasında, Norveç’te yaşadığını, dava konusu bahçeyi 2014 yılında babasına verdiği vekalet ile aldıklarını, saçtan gölgeliği kendisinin yapmadığını, Norveç’te yaşadığından kimin yaptığını da bilmediğini, tapu alındığında Türkiye’de olmadığı için yapının var olup olmadığı yönünde bilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
4. Dosya kapsamında mevcut taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde, beyanlar hanesinde korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğuna dair 04.04.2007 tarihli şerh bulunduğu, “tarla” vasıflı arazinin sanık tarafından 03.02.2014 tarihinde edinildiği anlaşılmıştır.

5. Mahkemece 27.10.2015 tarihinde icra edilen keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında, suça konu barakanın 2. derece doğal sit alanında ve Milli Park sınırları içinde kaldığı, toprak dolgu üzerine kilitli parke döşenerek parkenin üzerine yerleştirildiği, yapımında beton kullanılmadığı, taşınabilir olduğu ve bina olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan … ve Su İşleri Bakanlığı Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden;
Yargılama konusu suç yönünden katılan … ve Su İşleri Bakanlığı’nın suçtan zarar gören sıfatının bulunmadığı, bu itibarla 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçtan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Katılan … Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden;
Mahkemece, mahallinde inşaat mühendisi refakatinde yeniden keşif icra edilerek yapıda kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik verilerden yararlanılmak suretiyle suça konu barakanın yapım tarihi ile sanık tarafından yapılıp yapılmadığı tereddütsüz şekilde tespit edilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
1. Katılan … ve Su İşleri Bakanlığı Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Beyşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2016 tarihli ve 2015/168 Esas, 2016/46 Karar sayılı kararına yönelik katılan … ve Su İşleri Bakanlığı vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

2. Katılan … Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Beyşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2016 tarihli ve 2015/168 Esas, 2016/46 Karar sayılı kararına yönelik katılan … vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.05.2023 tarihinde karar verildi.