Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/10647 E. 2022/7156 K. 20.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10647
KARAR NO : 2022/7156
KARAR TARİHİ : 20.10.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 74/1, 74/1-2. cümle, TCK’nın 62/1, 58/6-
7. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
19/05/2015 tarihinde temyiz dışı sanık …’ye ait fındık bahçesinde izinsiz kazı yapıldığı ihbarı üzerine 25/05/2015 tarihinde 21:30 sıralarında kolluk ekiplerince olay yerine intikal edildiği, …’ye ait fındık bahçesinden jeneratör sesi geldiği, 6 kişinin olay yerinde kendi aralarında konuştukları, üzerlerinin, ayakkabılarının ve ellerinin çamurlu olduğu, kazı çukurunun içerisinde lamba olduğu ve 2 kişinin çukur içerisinde çalıştığının tespit edildiği, çukur içerisindeki kişilerden birinin temyize konu sanık … olduğu, kazı çukurunun 8 metre genişliğinde, 5 metre uzunluğunda, 7 metre derinliğinde ve derinliğin bittiği yerde 4 metre çapında çukur olacak şekilde ve çukurdan da toprağın altına doğru yatay olarak 4 metre ileriye sonra sol tarafa doğru 2 metre uzunluğunda tünel şeklinde olduğu, tünelin iç ve dış giriş kısmının ağaç ve metal boru demirlerle tavandan desteklendiği, tünelin içerisinde kablosu takılı halde hilti ucu, kaya parçasının patlatılması amaçlı fünye yerleştirmek maksadıyla boru olduğu, tünel içerisinde yoğun barut kokusu olduğu, kazıya yarar aletlerin bulunduğu hususlarının belirlendiği, sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, kardeşi … ve amcasının oğullarının taş çıkarma işi var demeleri üzerine yardım amaçlı geldiğini, define arandığından haberi olmadığını belirttiği, temyiz dışı sanıklardan …’ın kolluktaki beyanında; …’nin fındık bahçesinde taş kırma işi olduğunu söylediklerini, bu nedenle yevmiyeci olarak gittiklerini, …’nin ilk esnada define aradığını söylemediğini ancak ikinci gün define aradığını söylediğini, … adına define aradıklarını, ayrıca taş çatlatan patlayıcı madde kullandıklarını belirttiği, savcılıkta verdiği ifadesinde de, başta define aradıklarını bilmediklerini, sonra …’nin kendilerine define çıkarsa paylaşacağını, pay vereceğini söylediğini, temyiz dışı sanıklardan …’nın da kollukta benzer yönde ifade verdiği, savcılıktaki beyanında da kolluk beyanını kabul ettiği anlaşılan dosya kapsamında,
Sanık hakkında 2863 sayılı Kanunun 74/1-1. cümlesi uyarınca tayin edilen temel cezada, olay yerinde keşif yapılarak, kazı mahallinin sit alanı veya 2863 sayılı Kanuna göre korunması gerekli başka bir yer olup olmadığı tereddütsüz şekilde belirlendikten sonra 74/1-2. cümlesi uyarınca indirime gidilip gidilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü raporuna dayalı olarak eksik araştırma ile 74/1-2.cümleye ilişkin uygulama yapılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın tekerrüre esas alınan, adli sicil kaydındaki ilama konu TCK’nın 184/1. maddesine uyan imar kirliliğine neden olma suçunun, hükümden sonra 18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 16. maddesine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması karşısında, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmesi zorunluluğu,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.