Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/10128 E. 2023/4199 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10128
KARAR NO : 2023/4199
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/283 Esas 2016/21 Karar
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat-Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bozkır Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2016 Tarihli ve 2015/283 Esas, 2016/21 Karar Sayılı Kararı ile Sanıklar Hakkında;

1. Sanık … hakkında, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Sanık … hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 2863 sayılı Kanun’un 74 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık …’in hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteği;
1-Verilen kararın usul ve Yasaya aykırı olduğuna,

2-Eksik inceleme ile karar verildiğine,

3-Hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin.

B. Katılan vekilinin sanık … hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteği;
1-Sanık …’nin olay yerinde yakalanması ve suça konu alanda beklediği süre göz önünde bulundurularak hayatın olağan akışına aykırı savunmasına itibar edilerek hakkında beraat hükmü verilmesinin usul ve Yasaya aykırı olduğuna,

2-Diğer temyiz nedenlerine ilişkin.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Yerel mahkemenin kabulü;” Olay tarihinde Ahırlı İlçe Jandarma Komutanlığı’nca Akkise Mahallesi Koru mevki Mehmet Dede Türbesi bölgesinde tarihi eser aramak amacıyla izinsiz kazı yapıldığı ihbarı üzerine jandarmanın sesleri takip edip suça konu yere ulaştığında sanık …’in hilti ile kazı yaptığı, sanık …’ın elinde kürek bulunduğu, diğer sanıklar … ve …’ın ise çukurun başında bekledikleri, sanık …’ın jandarma komutanından tuvalet izni istemesi üzerine suça konu yerden kaçtığı, mahalde 2 adet çukurun bulunduğu, keşif sonucu alınan arkeolog bilirkişisinin raporuna göre kaçak kazı yapılan yerin herhangi bir sit alanı kaydı bulunmayıp 2863 sayılı Yasa kapsamında da korunması gerekli bir kültür varlığına rastlanılmadığı, büyük olan çukurun 6×7 metre, derinliğinin ise 10,5 metre olup, yakınındaki diğer çukurun ise 1,5×1,5 metre, derinliğinin ise 0,4 metre olduğunun bildirildiği,

Her ne kadar sanık … savunmasında olay tarihinde suça konu yerde bulunmadığını, suğla arazisinde bulunduğu ve ayağını kırdığını belirtmiş ise de olay yeri tutanakları, tutanak tanıklarının beyanları karşısında sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, bu nedenle itibar edilemeyeceği anlaşıldığından sanıklar …, …, … …, …’nın kültür varlığı bulmak amacıyla kaçak kazı yaptıkları, savunmalarında küçük çukuru kabul edip, büyük çukurla alakalarının bulunmadıklarından bahsetmiş iseler de, savunmalarının daha az cezaya hükmedilmesine yönelik olduğu anlaşıldığından olay yerinde suç üstü yakalanmaları karşısında her iki çukuru kültür varlığı bulmak amacıyla kazdıkları sabit olmakla eylemlerine uyan 2863 sayılı Yasanın 74 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılması gerektiği ancak suçun meydana geldiği yerin sit alanı veya korunması gerekli bir yer olmaması nedeniyle cezalarında takdiren indirim yapılarak haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği ancak sanık …’ın daha önceden hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan hakkındaki hapis cezasının ertelenmesi gerektiği, sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı suçun birden fazla işlendiğine dair somut ve yeterli delil bulunmadığından sanıklar hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmamış olup,

Ayrıca mahkememizin 2015/346 Esas sayılı dosyasında içlerinde sanık …’in de bulunduğu dava dosyasında Ahırlı ilçesi Akkise Mahallesi Malıkaya mevkiinde kaçak kazı yapıldığına ilişkin süren yargılamada suç tarihleri arasında 1 yıllık zaman aralığının bulunduğu bu kapsamda aradaki zaman farkının uzunluğu nedeniyle zincirleme suç hükümlerine dair inceleme yapılmamış ve,

Her ne kadar sanık … hakkında kaçak kültür varlığı kazısı yapmaktan kamu davası açılmış ise de sanığın o sırada türbe ziyareti için geldiğini, sesler üzerine suça konu yere gittiğini savunmuş olması karşısında savunmasının aksine cezalandırmaya yeterli somut delil bulunmadığından müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”

B. Sanık … savunmasında; “Ben okumuş olduğunuz iddianamedeki olayı biliyorum, iddianamede ismi geçen hiç bir şahsı tanımıyorum, ben zaten rahatsızlığım nedeniyle dini düşünceler doğrultusunda fayda bulurum diye türbeye ziyaret için gitmiştim, ben o doğrultuda türbenin olduğu yere giderken yaya olarak gidiyordum, türbe alanına yakın yerde bir takım kazma sesleri duydum, daha doğrusu bir kısım insan sesleri duydum ve oraya doğru yöneldiğimde 3-5 kürekli bir alanın kazılı bulunduğunu ev orada bir kaç kürek ve kazma olduğunu gördüm, bir kaç dakika sonra da Jandarma gelmişti, fakat benim oradaki olaylar ve kişiler ile ilgili hiç alakam olmadığından ve aynı zamanda oraya gelme sebebimin de panik atak olması dolayısıyla Jandarmayı görünce panik olarak oradan uzaklaştım, daha sonra karakola gittim, fakat söz konusu olay yerinin Ahırlı Jandarma Karakoluna bağlı olduğunu öğrenince daha sonra gidip bu şekilde ifade verdim dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

C. Sanık … savunmasında; “Ben o gün Suğla arazisinde kendi tarlamdaydım. O sırada gübre çuvalı düştüğünden ayağım kırıldı. Ben hastaneye gittim. Dolayısıyla Bozkır Devlet Hastanesi’ndeydim. O gün tarihli raporlarım var. Ben kazı yapılan alanda yoktum. Jandarmalar tutanağa neden benim ismimi yazmış anlayamadım. Ben dediğim gibi suğla arazisindeydim. Sonrasında da hastaneye geçtim. Kazı yapılan mevkiye hiç gitmedim. öncelikle beraatimi aksi halde hakkımda lehe olan bütün hükümlerin uygulanmasını talep ederim dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

D. Mahkemece 28.12.2015 tarihinde fen ve arkeolog bilirkişi refakatinde keşfe gidilmiş, keşif akabinde fen ve arkeolog bilirkişiler raporlarını dosya arasına sunmuştur.

IV. GEREKÇE
Kolluk görevlilerince yapılan istihbari çalışmalar neticesinde Ahırlı ilçesi, Akkise Mahallesi, Koru Mevkii Mehmet Dede Türbesi bölgesinde tarihi eser aramak amacıyla izinsiz kazı yapıldığı ihbarı üzerine, 30.07.2015 günü saat 15:30 sıralarında olay mahalline gittikleri, olay mahallinde temyiz dışı sanıklar …, …’in çukurun başında bekledikleri, …’un hilti ile kazı yaptığı, sanık …’in elinde kürek bulunduğu, diğer sanık …’nin de çukurun başında ayakta beklediği, jandarma görevlilerinin gelmeleri üzerine sanıklar … ve …’in olay yerinden kaçtığı, olay yerinde yapılan araştırmada sanıkların yakalandıkları sırada kazdıkları alanın 1,6 metre x1,8 metre ebatlarında ve derinliğinin 0,4 metre olarak ölçüldüğü, kazılan yerde bir adet bosch marka hilti, hiltiye ait bir adet hilti ucu, bir adet kürek, iki adet kazma ve su bidonu olduğu görülmüş. sanıkların kazdığı alana 12,5 metre mesafede başka bir kuyunun bulunduğu, bu kuyunun 1,7×8,4×2,7 metre ebatlarında 10,5 metre derinliğinde olduğu, kuyunun yanında 2 adet vantilatör, 4 adet hilti ucu kazılan yere 5 metre mesafede yiyecek malzemeleri bulunduğu, her iki kuyu arasında jenaratör, üçlü elektrik kablosu, iki adet baret, bir adet el testeresi bulunduğu tespit edildiği ve tutanak altına alındığı, sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmakla;

A. Sanık … Hakkında 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1-Sanığın aşamalarda alınan beyanlarında diğer sanıkları tanımadığını beyan ettiği diğer sanıkların da alınan beyanlarında bu hususu doğruladıkları anlaşılmakla mahkemece sanığın savunmasının aksine cezalandırmaya yeterli somut delil bulunmadığından bahisle verilen beraat kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanık … Hakkında 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Dosya içerisinde bulunan olay yeri görgü tespit tutanağında sanığın suç mahallinde elinde kürekle yakalandığının belirtildiği yine duruşma esnasında ve keşif sırasında dinlenen tutanak mümzilerinin sanığın da olay yerinde bulunduğunu doğruladıkları anlaşılmakla, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmeyerek hakkında verilen mahkumiyet kararında hukuka aykırılık görülmemiştir. Ancak;

Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasına 6545 sayılı Yasanın 72 nci maddesiyle 28.06.2014 tarihinde eklenen düzenlemeden önceki tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık hakkında yeniden 231 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmünün uygulanmasına engel oluşturmadığı gözetilmeksizin, mahkemece sanığın hakkında daha önceden uygulanmış hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu ve denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediğinden bahisle yeniden uygulanmasına yer olmadığına karar vermesi hukuka aykırı görülmüştür.

Kabule göre;
a- Sanık hakkında kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın 53/1. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi;

b-Tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ve sekizinci fıkrası uyarınca denetim süresini iyi halli olarak geçirdiği takdirde cezasının infaz edilmiş sayılacağının ihtar edilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanık … Hakkında 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Bozkır Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2016 Tarihli ve 2015/283 Esas, 2016/21 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık … Hakkında 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Bozkır Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2016 Tarihli ve 2015/283 Esas, 2016/21 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.10.2023 tarihinde karar verildi.