Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/10042 E. 2023/4715 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10042
KARAR NO : 2023/4715
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/116 – 2015/584; 2016/78 – 2017/43
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat, mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çeşme 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.11.2015 tarihli ve 2015/116 Esas, 2015/584 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 03.11.2020 tarihli, 2016/101890 sayılı ve onama görüşlü Tebliğname ile dava dosyası Dairemize tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan vekilinin temyiz isteği; atılı suçtan sanık …’ın mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiğine,

2. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemenin Kabulü
“Sanıkların 1. derece sit alanı ve orman arazisinde bulunan … Mahallesi, 9 pafta, 1431 numaralı parsel ile buraya bitişik vaziyetteki 730 parsel sayılı yerde iş makinesi ile düzeltme yaparak otsu bitki örtüsünü yokettikleri iddiasıyla 2863 ve 6831 sayılı yasaya muhalefet suçlarından TCK 44 maddesi de dikkate alınarak dava açıldığı, 9 pafta 1431 parsel sayılı taşınmazın hazineye ait olduğunun ve 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının, bu parselin tel örgüyle çevrilmiş olduğunun, üzerinde yapılaşma bulunmadığının, parsel çevresinde iş makinesi ile düzeltmeler yapıldığının, doğal bitki örtüsünün yer yer tahrip edilerek çıkan malzemelerin istiflenmiş olduğunun, hazırlık aşamasında Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğünce yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen raporda belirtildiği, alınan tapu kaydında 1431 ve 730 sayılı parsellerin parsel numaralarının değiştirilerek 989/2 ve 989/3 olduğunun, 989/3 sayılı parselin sanık …’a, 989/2 sayılı parselin ise Maliye Hazinesine ait olduğunun belirtildiği, Çeşme Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü tarafından düzenlenen 05.03.2012 tarihli taşınmaz tespit tutanağında 1431 sayılı parsel üzerinde sürme işlemi yapıldığının, ardıç ağaçlarının söküldüğünün, doğal yapının bozulduğunun ve incir fidanı dikildiğinin belirtildiği, 10.09.2013 tarihli Orman İdaresi tarafından düzenlenen suç tutanağında Ormanlık alanda otsu bitki örtüsünün yok edildiğinin belirtildiği, ancak bu tutanakta ada parsel belirtilmediği, sanık …’ın savunmasında yurtdışında yaşadığını ve taşınmaza herhangi bir müdahalede bulunmadığını belirttiği, sanık …’in de sanık …’ın savunmalarını doğrular şekilde Şaban’ın yurtdışında olması sebebiyle taşınmazıyla kendisinin ilgilendiğini, taşınmaza müdahale olmaması için sadece çit ile çevirme yaptığını, başkaca müdahalesinin olmadığını savunduğu, yargılama aşamasında olay yerinde kadastro bilirkişisi ve orman bilirkişisi eşliğinde keşif yapıldığı, kadastro bilirkişisinin raporunda 730 parselin 989 ada 3 parsel, eski 1431 parselin ise 989 ada 2 parsel numarasını aldığının, 989 ada 2 parselin çevresinde çit çalışması yapılmadığının, 989 ada 3 parselin etrafında çit çalışması yapıldığının belirtildiği, dolayısı ile sanık …’a ait taşınmazın çevresinde çit çalışmasının yapıldığı, orman bilirkişisinin raporunda eski 730 ve 1431 sayılı parsellerin orman sayılmayan yerlerde kaldığının, ancak 1. derece doğal sit alanı içerisinde olduklarının, her iki parsel üzerinde de doğal bitki örtüsü tahribatı yapıldığının, bu parseldeki ardıç ağaçlarının sökülerek bir yere yığıldığının belirtildiği, bu haliyle iddianamede belirtildiği şekilde taşınmazın orman arazisinde kalmadığı, ancak 1. derece doğal sit alanında bulunduğu, sanık …’a ait 989 ada 3 nolu parselin çevresinin tel örgüyle çevrildiği ve içerisinde toprak örtüsününde düzleştirme yapıldığı, bu müdahalenin doğal sit alanı olması sebebiyle 2863 sayılı yasanın 9. maddesi uyarınca yasak nitelik taşıdığı, işlemin sanık … tarafından yaptırıldığına dair dosyada delil olmadığı, sanık … tarafından ise kısmi ikrar ile tel örgüyle çevirme işleminin tarafından yaptırıldığının belirtildiği, taşınmazdaki düzleştirme işleminin çit çekme işlemi sırasında yapılabileceği de dikkate alındığında müdahalenin sanık … tarafından yapıldığı ve bu sanık yönünden atılı suç unsurlarının oluştuğu kabul olunmakla sanık …’in 2863 sayılı yasanın 65. maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilmiş, zemindeki bitki örtüsünün yeniden canlandığının belirtilmesi, başkaca bir zarar olmaması, sanığın suç tarihinde sabıkasız olması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat getirilmiş olması ve kişilik özellikleri itibarıyla şimdilik bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi nedenleriyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması yoluna gidilmiş, sanık …’ın üzerine atılı suç sabit görülmeyerek beraatine karar verilmiştir.”

2. İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 09.08.2011 tarih ve 6216 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanında kalan 1431 ve 730 sayılı parsellerin çevresinin tel örgü ile çevrildiği, tel örgünün yakın çevresinin iş makineleri ile düzeltildiği, doğal bitki örtüsünün yer yer tahrip edildiği iddiasıyla sanıklar hakkında dava açılmıştır.

3. Dosya kapsamında mevcut 22.10.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda, eski 730 parsel yeni 989 ada 3 parselin etrafının tel çit ile çevrildiği, eski 1431 parsel yeni 989 ada 2 parselin etrafında çit bulunmadığı, suça konu yerlerin tamamının 1. derece doğal sit alanı içinde kaldığı, orman yüksek mühendisi bilirkişi raporunda da parsellerde doğal bitki örtüsü tahribatı yapıldığı belirtilmiştir.

4. Tarla vasfıyla kayıtlı 989 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde, beyan hanesinde 1. derece doğal sit alanında kaldığına dair 05.05.2006 ve 23.01.2013 tarihli şerhlerin bulunduğu, sanık …’ın taşınmazı 02.04.2013 tarihinde edindiği anlaşılmıştır.

5. Sanık … savunmasında, 730 sayılı parselin kendisine ait olduğunu, yurt dışında bulunduğundan çiftlikteki işlerini vekaleten diğer sanık …’in takip ettiğini, sanık …’in dava konusu arazilerde düzeltme ve bitki örtüsünün yok edilmesi işlemlerini yapmadığını, kendisine böyle bir talimat vermediğini beyan etmiştir.

6. Sanık … savunmasında, diğer sanık …’ın yurt dışında olması nedeniyle Türkiye’deki işlerini vekaleten takip ettiğini, sanık …’ın Çeşme’deki arazilerini ara ara kontrol ettiğini, arsanın üzerine moloz döküldüğünü ve makinelerle düzlendiğini görmesi üzerine fen memuru getirterek yerleri tespit edilen arazilerin etrafını çitle çevirttirdiğini, ancak çitle çevrilen alanın düzeltilmesi, bitki örtüsünün kaldırılması gibi herhangi bir eylemde bulunmadığını, sanık …’ın bu hususta bir talimat vermediğini onun talimatı olmadan da düzeltme işi yapamayacağını beyan etmiştir.

IV. GEREKÇE
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “24.07.2012” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.

A. Sanık … Müdafinin Temyiz İsteği Yönünden
1.Sanık …’in 1. derece doğal sit alanında kalan taşınmazın etrafını tel çit ile çevirdiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine dair hüküm tesis edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine ilişkin temyiz sebebi reddedilmiştir.

B.Katılan Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
1.Sanık …’ın aşamalardaki savunmalarında, 730 sayılı parselin kendisine ait olduğunu, yurt dışında bulunduğundan çiftlikteki işlerini vekaleten diğer sanık …’in takip ettiğini, sanık …’in dava konusu arazilerde düzeltme ve bitki örtüsünün yok edilmesi işlemlerini yapmadığını, kendisine böyle bir talimat vermediğini beyan ettiği anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesinde, hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle Çeşme 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2017 tarihli ve 2016/78 Esas, 2017/43 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B.Katılan Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Çeşme 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.11.2015 tarihli ve 2015/116 Esas, 2015/584 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.11.2023 tarihinde karar verildi.