Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/10039 E. 2022/8340 K. 10.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10039
KARAR NO : 2022/8340
KARAR TARİHİ : 10.11.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar …, …, …, …, …, … ve …’nın mahkumiyetlerine, sanık …’ın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının, sanık …’ın beraatine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Olay günü saat 18.00 sıralarında… İlçesi,… Köyü,… Mahallesinin 1 km kadar güneybatısında kaçak kazı yapıldığı ihbarının alınması üzerine saat 20.30’da olay yerine giden kolluk kuvvetleri tarafından 4 kişinin kazı yaparken tespit edildiği, 3 kişinin olay yerinden kaçtığının görüldüğü, kazı mahallinde yakalanan sanıkların …, …, … ve … olduklarının belirlendiği, olay yerinde yapılan incelemelerde, 3×5 metre ebatlarında ve yaklaşık 2-3 metre derinliğinde kazı yapıldığının, kazı çukurunun etrafında kırılmış şekilde kaya parçaları olduğunun, kazı çukurunun içindeki büyük kayaların hilti yardımıyla delindiğinin tespit edildiği, müze uzmanlarınca hazırlanan 15/01/2014 tarihli raporda, kaçak kazı nedeniyle Antik döneme ait yapıya zarar verildiğinin belirtildiği, … Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 04/03/2014 tarih ve 2501 sayılı kararı ile dava konusu antik dönem yerleşim yeri alanının 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline karar verildiği olayda,
Sanık …’ın aşamalardaki savunmalarında çoban olduğunu, … soyadlı sanıkları köylüsü olmaları nedeniyle tanıdığını, olay günü hayvanlarını otlattığı sırada bir ışık farkettiğini ve ışığın olduğu yere gittiğinde birkaç kişi gördüğünü, şahısların yanında 10-15 dakika bekledikten sonra evine gittiğini beyan ettiği, sanığın kolluk kuvvetleri tarafından kazı yaptığı sırada suçüstü yakalanmadığı, suçüstü yakalanan sanıklar …, …, … ve …’in savunmalarında sanık …’nin de kazı mahallinde kendileriyle birlikte kazı yaptıklarına dair bir beyanlarının olmadığı, bu itibarla sanığın atılı suçu işlediğine dair savunmasının aksine delil bulunmadığından beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
II- O yer Cumhuriyet savcısının, sanıklar …, …, …, …, …, … ve …’ın mahkumiyetlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince:
Sanıklar …, … ve …’ın aşamalardaki savunmalarında atılı suçlamayı kabul etmeyerek, olay günü kazı mahallinde olmadıklarını, kazıyla bir ilgilerinin bulunmadığını beyan ettikleri, tüm dosya kapsamından sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yaptıklarına dair mahkumiyetlerine yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanıkların atılı suçtan beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, mahkumiyetlerine dair hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1- Müze uzmanlarınca hazırlanan 15/01/2014 tarihli raporda, kaçak kazı yapılan yerin antik döneme ait bir yapı olduğunun belirtilmesi ve … Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 04/03/2014 tarih ve 2501 sayılı kararı ile dava konusu antik dönem yerleşim yeri alanının 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline karar verilmesi karşısında, sanıklar hakkında tayin edilen temel cezadan, 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümlesi gereğince indirim yapılamayacağının gözetilmemesi kanuna aykırı,
2- T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 10/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.