Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/9634 E. 2021/7196 K. 25.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9634
KARAR NO : 2021/7196
KARAR TARİHİ : 25.10.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : 1-Sanık … hakkında beraat
2-Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında ayrı ayrı; TCK’nın 89/1, 89/2-b-e, 62/1, 52/2-4. maddelerine göre mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanık …’nin beraatine, sanıklar …, …, …, …, …’in mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık …, sanık …, sanık … müdafii, sanık … müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık …’nin taksirle yaralama suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay tarihinde inşaatta işçi olarak çalışan katılan, çalışmalar sırasında inşaat vincin halatının altıncı kattaki kalıp tahtasına çarparak, 245 cm uzunluğunda, 30 cm enindeki kalıp tahtasının katılanın işçinin üzerine düşmesi sonucu hayati tehlike geçirecek ve vücudunda birden fazla ağır (6) derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda; yüklenici firmada saha mühendisi olarak çalıştığını beyan eden sanık …’ye ilişkin çalıştığı şirketten görev belgesi, şirket içi organizasyon şeması da getirtilerek, görev tanımının belirlenmesi ve gerektiğinde dosyanın iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor alındıktan sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, sanık beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yüklenen suç açısından sanık …’nin taksirinin bulunmaması nedeniyle sanık … hakkında beraat kararı verilirken uygulama maddesi olan CMK’nın 223/2-c maddesine yer verilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi;
II-Sanıklar …, …, …, … ve … mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik, sanık …, sanık …, sanık … müdafii, sanık … müdafii ve katılan vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Sanıklara isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ”taksirle yaralama” suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ”üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK’nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ”01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanıklar lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanıklar lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık …, sanık …, sanık … müdafii, sanık … müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 25.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.