Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/9199 E. 2021/1153 K. 04.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9199
KARAR NO : 2021/1153
KARAR TARİHİ : 04.02.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : 1-Sanık … hakkında; Beraat
2-Sanık … hakkında; TCK’nın 89/4, 52/2-4. maddelerine göre mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanık …’in beraatine, sanık …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılanlar vekili ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık …’in taksirle yaralama suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin bozma talebine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık …’ın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik, sanık … ve katılanlar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Olay günü saat 17:40 sıralarında, sanık …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile kazadan yaklaşık 51 dakika sonra yapılan alkol muayenesine göre 0,51 promil alkollü vaziyette, Adli Tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 0,15 promil azaldığının kabul edildiği gözetildiğinde, olay anında yaklaşık 0,64 promil alkollü olduğu halde, meskun mahalde, gündüz vakti, bölünmüş tek yönlü asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, olay mahalli kontrolsüz dönel kavşağa geldiğinde hızını azaltmadığı, kavşak girişine geldiğinde durup kavşak içinde bulunan ve kavşaktan geçişini bitirmek üzere olan otomobil sürücüsü mağdur …’ın sevk ve idaresindeki aracın sağ arka yan kısımlarına çarpması sonucu, mağdur …’ın aracında yolcu olarak bulunan katılanlardan …’nun nitelikli, …, … ve …’nun ise basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralanmasına neden olduğu, mahkemece sanık …’ın kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tamamen kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu biri nitelikli şekilde olmak üzere şikayeti devam etmekte olan toplam dört kişinin yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” gerekçesine ve (b) bendinde yer alan ”suçun işlenmesinde kullanılan araçlar” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
3-TCK’nın 89/4. maddesinde seçimlik cezanın yer almamasına rağmen, hüküm kısmında “yasa maddesindeki gün para cezası tercih edilerek” diyerek hükümde karışıklığa neden olunması,
4-Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekili ve sanık …’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.