Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/8743 E. 2023/2081 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8743
KARAR NO : 2023/2081
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Muğla 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.11.2015 tarihli ve 2015/272 Esas, 2015/623 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02.06.2019 tarihli ve 2015/410602 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılan vekilinin temyiz isteği;
1.Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

2.Eksik inceleme ile karar verildiğine,

3.Diğer temyiz sebeplerine,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Yerel Mahkemenin Kabulü
1. “Her ne kadar sanık hakkında Menteşe Belediyesince Sarnıç Mah. Akbük mevkiinde 1. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan 121 ada 291 parsel nolu tapulu taşınmaz üzerinde sanığın izin almadan 24 m2 büyüklüğünde konteynır yapı yaptığından bahisle 03/04/2015 tarihinde Belediye görevlilerince yapı tatil zaptı düzenlenip akabinde atılı suçtan cezalandırılması istemi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de; dosyada mevcut kayıt ve belgeler, mahallinde yapılan keşif ve sonrasında fen ve inşaatçı bilirkişilerden aldırılan raporlar vs. tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın murislerinden intikal eden ve 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığı anlaşılan tapulu taşınmaz içerisine 24 m2 büyüklüğünde 2 oda, banyo, wc bulunan konteynır yapı yaptığı, söz konusu yapının tabii doğal zemine direk temasının olmadığı, dolayısıyla zeminin topoğrafyasının bozulmadığı, herhangi bir tahribata uğratılmadığı, koyteynırın taşınabilir nitelikte olduğu ve eylemin inşai ve fiziki müdahale kapsamında değerlendirilmediği, böylelikle atılı suçun unsurunun oluşmadığı anlaşılmış olmakla mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmektedir.

2. Sanık savunmasında; “Ben hazırlık soruşturması sürecinde jandarmada ayrıntılı beyanda bulunmuştum. Aynen tekrar ederim. Ayrıca yazılı savunmamı da hazırladım. Aynen tekrar ederim. Suça konu murislerimden intikal eden tapulu taşınmaz içerisindeki konteynır bina vasfında bir yer değildir. Bunun inşai veya fiziki müdahale anlamına gelmemesi gerekir. Davaya konu yerin sit alanı olduğunu biliyorum. Ancak taşınmazda zeytin ağaçları olduğundan ikametime de uzak olduğundan zaman zaman işler nedeniyle gidip orada kalmam gerektiğinden barınmamı temin amacıyla konteynır niteliğinde küçük bir yer yaptırdım. Kesinlikle suç kastıyla hareket etmedim. Beraatime karar verilmesini isterim. Ceza verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isterim.” demiştir.

3. Mahkemece mahallinde 08.10.2015 tarihinde keşif icra edilmiş olup, keşif neticesinde alınan inşaat bilirkişi raporu ile, dava konusu yerin I. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığı, suça konu konteynır içerisinde 1 adet oda, banyo ve wc bulunduğu, konteynırın, içerisine beton dökülmüş zeytin yağı tenekelerinin üzerine konulduğu, direk olarak doğal tabi zemine temas etmediği, bu nedenle sit alanına inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olmadığı, doğal zeminde zarar meydana gelmediği, taşınabilir yapı olduğu, görünüş olarak doğal tabii zeminin silüetini bozduğu hususları belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
03.04.2015 tarihli yapı tatil zaptı ile I. derece doğal sit alanı içerisindeki 121 ada 291 nolu parsel üzerine izinsiz olarak 24 metrekarelik konteynır yapı konulduğunun, elektriğinin bağlı olduğunun tespit edildiği, dava konusu taşınmazın tapu kaydında dava dışı bir şahıs adına kayıtlı olduğu, sanığın savunmasında, dava konusu yerin doğal sit alanı içerisinde kaldığını bildiğini, zeytin bahçesinde iş yaparken kalmak üzere koyduğunu, sit alanı olması nedeniyle zeytin yağı tenekelerinin üzerine oturttuğunu beyan ettiği, mahkemece mahallinde icra edilen keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ile, konteynırın, içerisinde beton bulunan zeytin yağı tenekeleri üzerine konulduğu, zemine doğrudan temas etmediği, taşınabilir yapıda olduğu, inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olmadığı, görünüş olarak doğal tabii zeminin silüetini bozduğunun belirtildiği dosya kapsamında, her ne kadar mahkemece konteynırın zemine doğrudan temas etmemesi, taşınabilir olması, zemine zarar verilmemiş olması, eylemin inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olmaması gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiş ise de; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05.11.1999 tarih ve 659 sayılı “doğal sitler koruma ve kullanma koşullarına” ilişkin ilke kararı ile I. derece doğal sit alanlarında bitki örtüsü, topografya, silüet etkisini bozacak tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağına karar verildiği, sanığın eyleminin, sit alanı olduğunu bildiği alanda ilgili Kurul’dan izin almaksızın doğal sit alanının silüetini bozan fiziki bir müdahale olduğu anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Muğla 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.11.2015 tarihli ve 2015/272 Esas, 2015/623 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.