Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/770 E. 2019/8366 K. 10.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/770
KARAR NO : 2019/8366
KARAR TARİHİ : 10.07.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hükümler : Sanıklar .., … ve … hakkında: TCK’nın 89/4, 22/3, 62, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında: TCK’nın 89/1, 89/3-b, 22/3, 62, 52, 52/4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanıklar ve sanık … müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 318 maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Her ne kadar iddianamelerdeki sevk maddeleri arasında TCK’nın 89/4. maddesi gösterilmemiş ve sanıklar …, …, …’na bu madde hükmünün uygulanması öncesi ek savunma hakkı tanınmamış ise de; kovuşturma aşamasında sanıklara okunan bozma ilamı içeriğinde sanıkların eyleminin TCK’nın 89/4. maddesindeki suçu oluşturacağı belirtildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
A)Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında TCK’nın 89/4. maddesi uyarınca belirlenen temel cezada aynı Kanunun 22/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında arttırım yapılırken “3 yıl 4 ay” yerine “2 yıl 16 ay”, hapis cezasına hükmedilmesi sonuç ceza doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin keşif yapılmamasına, tanık beyanının alınmamasına, bilirkişi raporunun teknik bilgiden yoksun olduğuna, eksik inceleme yapıldığına, iş makinasının yerinde incelenmesinin gerekliliğine, katılanın tamamen kendi eylemi ile olayın gerçekleştiğine, sanığın cezai sorumluluğu bulunmadığına, atılı suçun yasal unsurları bulunmadığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;

5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlendiği; bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, işveren vekili olan sanığın çalışmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde genel bir ifade ile mesleğinin icrasının yasaklanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının “1-e” fıkrasından TCK’nın 53/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B)Sanıklar … ve … hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların eksik inceleme yapıldığına, kusurları olmadığına, mağdurun kendi kusurlu davranışı ile kazanın gerçekleştiğine, kazadan kendileri gibi işçilerin sorumlu tutulamayacağına, somut delil elde edilemediğine, lehe hükümlerin uygulanmadığına, CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına, cezanın ertelenmemesine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya içeriğine göre Asıl işvereni … Enerji A.Ş olan ve taşeron firma Tekinoğlu Mühendislik, Emlak, inşaat A.Ş tarafından yapılmakta olan HES inşaatında, sanıklardan …’ın işveren vekili olduğu, …’in formen, …’nun vardiya çavuşu, …’nun ise operatör, mağdurun ise işçi olarak çalıştıkları, olaya neden olan kaya delici jumbo isimli iş makinesinin emniyet freninin takılması nedeniyle arızalı olduğunun bilindiği, sanık …’ın talimatıyla adı geçen iş makinesinin çalışacağı yere sevki sırasında her gün bir işçinin araca bindirilerek yardımcı olmasının istendiği, olay günü de Jumbo isimli iş makinesinin HES tünelinin diğer tarafında bulunan ağız bölümünden çıkış bölümüne geçirilmesi esnasında yardımcı olmak üzere mağdurun görevlendirildiği, arızalı Jumbo aracının seyri sırasında olay yerine geldiğinde yine emniyet freninin takıldığı, aracı süren sanık …’nun emniyet frenini düzeltmeye uğraştığı sırada aracın yoldan çıkarak şarampole yuvarlanması sonucunda araçta bulunan mağdur …’ in her iki bacağının diz altından kopması, operatör …’nun ise vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanun’un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanıklar tali kusurlu olmakla birlikte maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini;
2-Düzce(Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/09/2013 tarih, 2012/742- 2013/709 karar sayılı ilamının Dairemizin 03/06/2015 tarihli 2014/19855 2015/9738 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, mahkemece verilen bu ilk kararın şikayetçi ve sanıklar tarafından temyiz edildiği, Dairemizce şikayetçinin katılmasına karar verildiği, katılanın temyizinin sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek inceleme yapılması nedeniyle; sonuç ceza miktarının sanıklar … ve … lehine kazanılmış hak teşkil teşkil edeceği gözetilmeden, bozma sonrası yapılan yargılama sonucu sanıkların ilk hükümde hükmolunan cezadan fazla olacak şekilde neticeten 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle sanıklar aleyhine hüküm tesis edilerek CMUK’nun 326/son maddesinde düzenlenen aleyhe bozma yasağına muhalefet edilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlendiği; bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, formen ve vardiya çavuşu olan sanıkların çalışmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde genel bir ifade ile mesleğinin icrasının yasaklanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükümlerin isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
C)Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın araçtaki fren arızasını defalarca söylediğine, bir türlü giderilmediğine, mağdur olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.