Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/6753 E. 2020/5571 K. 03.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6753
KARAR NO : 2020/5571
KARAR TARİHİ : 03.11.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı CMK’nın 223/2-c-e.maddesi uyarınca beraat

Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, sanıklar müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Sanıklar müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıklar müdafinin temyiz isteminin vekalet ücreti ile sınırlı olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıklar müdafinin yüzüne karşı 15/05/2015 tarihinde verilen hükmü CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 13/07/2015 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE;
B-Katılanlar vekilinin temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Sanık …’nun sahibi olduğu, sanık …’ın ise şantiye şefi olarak görevli olduğu inşaatın 2. katında kalıp işçisi olarak çalışmakta olan ölenin iç kısım tavan kalıplarını söktüğü sırada bulunduğu yere sırt üstü düştüğü, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 18/12/2013 ve 20/08/2014 tarihli raporlarında, kişinin travmatik tesirle öldüğünün ve zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunamadığı, mevcut bulgularla kişinin ölüm sebebi ve mekanizması tespit edilememiş olmakla birlikte otopside vücudunda ölümüne müessir travmatik lezyon bulunmaması, toksikolojik incelemede cesetten alınan örneklerde aranan toksik maddelerin tespit edilmemesi ve soruşturma evrakında kayıtlı bilgiler birlikte değerlendirildiğinde ölümün “doğal ölüm” olarak değerlendirildiği, kişinin kesin ölüm sebebi tespit edilemediğinden iş yeri koşullarının ve yapılan işin ölüm olayında etkisi olup olmadığı hususunun değerlendirilemediği kanaatinin bildirildiği, bu itibarla sanıkların meydana gelen ölüm olayı açısından kusurunun olduğuna ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla, sanıkların beraatine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılanlar vekilinin olayın gerçekleştiği iş yerinde gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, yapılan işin ölüme etkisinin olup olmadığının araştırılması gerektiğine ilişkin ve sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Mahkemece olayda sanıkların mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği kabul edildiğinden, CMK’nın 223/2-e.maddesi yerine, CMK’nın 223/2-c-e.maddesi uyarınca beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1.fıkrasındaki “CMK’nın 223/2-c-e.maddesi” ibaresi çıkarılarak yerine “CMK’nın 223-2-e.maddesi” ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.