Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/6653 E. 2020/4492 K. 14.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6653
KARAR NO : 2020/4492
KARAR TARİHİ : 14.09.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4 50/1-a.maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın idaresindeki araç ile gündüz vakti, meskun mahalde, iki yönlü yolda seyir halinde iken, olay yeri T kavşağa geldiğinde, sola dönüş trafik kuralına riayet etmeyerek, soldaki sokağa dönmek istediği sırada, karşı yönden gelen katılan idaresindeki motosiklet ile çarpıştığı olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu şikayetçi olan bir kişinin nitelikli, bir kişinin ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Lehe hüküm talebi bulunan sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının mahkeme tarafından taksitlendirilmemiş olsa bile infaz aşamasında taksitlendirilmesinin mümkün olması karşısında, TCK’nın 52/4. maddesinde düzenlenen taksitlendirmeye yönelik hükmün tartışılmaması ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasının hakimin takdirinde olduğu dikkate alınarak, tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın kusuru olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- TCK’nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarının yapılmamış olması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının adli para cezasına çevirmeye ilişkin ikinci fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine “Sanığa verilen 6 ay hapis cezasının sanığın şahsi ve ekonomik hali, suçun işleniş özelliği nazara alınarak TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince 180 tam gün adli para cezasına çevrilmesine; TCK’nın 52/2. maddesi gereğince, sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 3.600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nin 52/4 maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceğinin ihtarına” cümlesinin yazılması hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.