Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2019/6626 E. 2019/9781 K. 03.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6626
KARAR NO : 2019/9781
KARAR TARİHİ : 03.10.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile
TCK’nın 89/1, 89/2-b, 89/3-a-b, 22/3, 62/1, 53/1, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5275 sayılı TCK’nın 89/1, 89/2-b, 89/3-a-b, 22/3, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 01.11.2012 tarihli ve 2012/556 esas, 2012/1100 karar sayılı kararının 01.12.2012 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 27.03.2015 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediği ve Kayseri 7. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 02.07.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.12.2015 tarihli ve 2015/667 esas, 2015/873 karar sayılı sayılı kararını kapsayan dosya incelendi
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 61/2. maddesine aykırı olarak, 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinin aynı Kanunun 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiilerinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, bilinçli taksir koşullarının oluşmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesi zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçede hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da, geçerli, yeterli ve yasal olması gerekmektedir. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmakta olup, incelenen dosya kapsamında; bu ilkelere uyulmadan sanığa atılı suçun ne olduğu ve sübut delilleri irdelenmeksizin yalnızca hükmün açıklanmasının koşullarının oluştuğuna yönelik tartışma içerir ancak delil tartışılması içermeyen kararla gerekçesiz olarak yazılı şekilde hükmün kurulması;
Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında anılan madde ile hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.