YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6299
KARAR NO : 2023/2316
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2863 sayılı Kanun’a aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.10.2015 tarihli ve 2015/296 Esas, 2015/585 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 29.05.2019 tarihli ve 2015/416932 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
1.Kararın usul ve Yasaya aykırı olduğuna,
2.Eylemin izinsiz inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunda, suçun oluşması için zarar koşulunun gerçekleşmesine gerek olmadığına,
3.Diğer temyiz sebeplerine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A.Yerel Mahkemenin Kabulü
1.”Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, sanıkların savunmaları, sanıklara ait nüfus ve adli sicil kaydı, Milas Belediye Başkanlığı tarafından tanzim olunan 09/02/2015 tarihli durdurma tutanağı, 22/05/2015 tarihli üçlü bilirkişi tarafından hazırlanmış olan bilirkişi raporu, 25/05/2015 tarihli inşaat mühendisi Serkan Kavaklı tarafından tanzim olunmuş olan bilirkişi raporu, 02/11/2012 tarihli Milas Belediyesi 268 sayılı Meclis Kararı, 24/02/2012 tarihli 524 Karar sayılı Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararı, 09/04/2015 tarihli Muğla Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulunun suç duyurusu ve ekleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Mahkememizce 03/09/2015 tarihinde inşaat mühendisi, Arkeleog biirkişi ve fen bilirkişi refakate alınarak keşif yapılmış, bilirkişiler müşterek raporlarında özetle: dava konusu yerin Koruma Bölge Kurulu ve Milas Belediyesince geçici Köy Garajı olarak belirlenen etrafı duvarlar ile çevrili l. derecede arkeolojik sit alanı üzerinde yapılmış olduğu, gerçekleştirilen müdahalenin tümüyle toprak zemin üzerinde ve arkeolojik zemine zarar vermediği ve yakın çevresinde arkeolojik taşınır ve taşınmaz kültür varlığı bulunmadığı, yapılan yapıların (Gögellik Büfe) Belediyenin 02/11/2012 tarih 268 sayılı Meclis Kararı doğrultusunda mevcut haliyle (büfe, köy dolmuşları ve çay ocağı) suç konusu yere taşınmasına karar verildiği ve taşınma faaliyetinin karar ile uyumlu olduğu, bu nedenle dava konusu müdahalenin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunuyla 658 sayılı Yüksek kurulu ilke kararları uyarınca izinsiz inşaa ve fiziki mühadale olarak değerlendirilmeyeceği mütalaa edilmekle her ne kadar soruşturma aşamasında alınan raporlarda sanıkların atılı suçu işlediği kanaatine varılmışsa da, soruşturma aşamasında dosyada Milas Belediyesinin 02/11/2012 tarihli 268 sayılı Meclis kararı ile Muğla Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulunun 24/02/2012 tarihli 524 sayılı kararının bulunmadığı ve 22/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda da yapıların arkeolojik SİT alanı dokusunu değiştiren ve tahrip eden nitelikte olmadığının sadece izin alınmadan yapı yapılmasının kanuna aykırı olduğunun belirtildiği görülmekle, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna benzer nitelikte olan ancak daha sonra çıkan deliller bakımından inceleme yapılamamış olan soruşturma aşamasındaki bilirkişi raporlarına itibar edilmeyerek mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporları doğrultusunda sanıkların Milas Belediyesinin 02/11/2012 tarihli 268 sayılı Meclis Kararı Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 24/12/2012 tarihli 524 sayılı kararlarına binaen zemine herhangi bir fiziki müdahalede bulunmadan gölgelik, büfe, çay ocağı yaptıkları anlaşılmakla atılı suçun sanıklar tarafından işlenmediği kanaatine varılarak sanıkların CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca beraatlerine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denilmektedir.
2. Sanık … savunmasında; “Ben daha önce verdiğim ifademi aynen tekrar ederim, ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, bu alanın birinci derecede arkeolojik sit alanı olduğunu, herhangi bir müdahalede bulunmamam gerektiğini, prosedürlere uymam gerektiğini biliyordum, bahse konu alan belediyeye aittir. Meclis kararı ve Bölge Anıtlar Kurulu kararı doğrultusunda yere hiçbir fiziki müdahalede bulunmadan sit alanına herhangi bir zarar vermeden, prefabrik yapıları yerin üzerine yerleştirmek üzere, büfeleri yerleştirdim büfelerin ön tarafına da yere herhangi bir fiziki müdahalede bulunmadan yerle herhangi bir bağlantısı bulunmayan demir konstrüksiyondan pergüle yaptırdım. Pergülenin ayaklarına saksılar içinde beton sabitliyiciler döktürdüm ve bu sabitliyiciler sayesinde pergüle ayakta durmaktadır. Pergülenin de yere herhangi bir fiziki müdahalesi yoktur. Ben karar doğrultusunda ihtiyaçlar dahilinde bu işlemleri yaptım. Beraatime karar verilmesini, aksi takdirde lehime olan hükümlerin uygulanmasını talep ederim.” demiştir.
3. Sanık … savunmasında; “Ben daha önce verdiğim ifademi aynen tekrar ederim, ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, bu alanın birinci derecede arkeolojik sit alanı olduğunu, herhangi bir müdahalede bulunmamam gerektiğini, prosedürlere uymam gerektiğini biliyordum,bahse konu alanda köfte satışı yapmaktayım, kendime ait büfe bulunmaktadır. Büfe ve büfemin önünde bulunan pergüleleri ben yaptırdım, ancak bu alanın arkeolojik sit alanı olduğunu bildiğim için yere herhangi bir müdahalede bulunmadan zemine bahse konu yapıları yerleştirdim. Pergülelerin yerle bağlantısı yoktur. Bağlantısı olmaması için büyük saksılar içerisine beton döktürdüm ve pergüle ayaklarını bu saksılara yerleştirdim. Bu şekilde pergüleyi sabitledim. Sit alanına herhangi bir zarar vermedim, bu nedenle öncelikle beraatime, aksi takdirde lehime olan hususların uygulanmasını talep ederim.” demiştir.
4. Sanık … savunmasında; “Ben daha önce verdiğim ifademi aynen tekrar ederim, ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum,.bu alanın birinci derecede arkeolojik sit alanı olduğunu, herhangi bir müdahalede bulunmamam gerektiğini, prosedürlere uymam gerektiğini biliyordum, sabit herhangi bir müdahalede bulunmadım, sadece büfemin önüne pergüle yaptırdım, pergülenin de yerle herhangi bir fiziki bağlantısı bulunmamaktadır. Hatta bunun için saksılar içine beton döktürdüm ve pergüle ayaklarını bu saksılara yerleştirdim. Sit alanına herhangi bir fiziki müdahalem olmadı, bu nedenle öncelikle beraatime, aksi takdirde lehime olan hususların uygulanmasını talep ederim.” demiştir.
5. Soruşturma aşamasında alınan 22.05.2015 tarihli, inşaat mühendisi, arkeolog ve kadastro teknisyeni bilirkişi ortak raporu ile, dava konusu yerin I. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, izinsiz müdahaleler sonucunda sit alanında zarar meydana gelmediği, ancak eylemlerin sit alanına izinsiz inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğu, 2 yıllık oldukları belirtilmiştir.
6. Mahkemece 03.09.2015 tarihinde mahallinde icra edilen keşif neticesinde alınan inşaat mühendisi, arkeolog ve fen bilirkişi ortak raporunda; dava konusu alanın I. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, çardak ve gölgeliklerin temelsiz ve yüzeysiz yapı oldukları, sit alanına zarar vermedikleri, Milas Belediyesinin 02.11.2012 tarihli 268 nolu Meclis Kararı ile Tabakhane caddesinde bulunan garajın mevcut haliyle ( büfe, çay ocağı, köy dolmuşları vb) mülkiyeti belediyeye ait 246 ada 416 parsel nolu yere geçici olarak taşınmasına karar verildiği, yapılan faaliyetlerin taşınması ön görülen faaliyetlerle uyumlu olduğu anlaşıldığından eylemin fiziki ve inşai müdahale olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Açısından;
Sanığın, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden sonra 07.05.2022 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu durumun Mahkemece araştırılarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
B. Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Açısından;
Sanıklar Mustafa ve Hakan hakkında düzenlenen 09.02.2015 tarihli durdurma tutanağı ile, I. derece arkeolojik sit alanı içerisine izinsiz olarak gölgelik, çardak yapıldığının tespit edildiği, sanıkların savunmalarında dava konusu yerin sit alanı olduğunu, herhangi bir müdahalede bulunmamaları gerektiğini, prosedürlere uymaları gerektiğini bildiklerini beyan ettikleri, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu ile sanıkların eyleminin sit alanına zarar vermediği, ancak sit alanına izinsiz inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunun tespit edildiği, mahkemece mahallinde icra edilen keşif neticesinde alınan bilirkişi heyeti raporu ile yapıların temelsiz ve yüzeysiz olduğu, sit alanına zarar vermediği, bu nedenlerle inşai ve fiziki müdahale niteliğinde değerlendirilemeyeceği belirtilmiş ise de, tüm dosya kapsamı, davaya konu yapıların fotoğrafları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanıkların eylemlerinin sit alanına izinsiz inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunun sabit olduğu, 2863 sayılı Kanun’un 65 inci maddesinin yalnızca sit alanına zarar veren eylemleri kapsamadığı, sit alanında Koruma Kurulundan izin alınmaksızın gerçekleştirilen her türlü inşai ve fiziki müdahalenin de suç oluşturacağı anlaşılmakla, taşınmazın bulunduğu yerin bağlı olduğu idari birimin (belediye – il özel idaresi-büyükşehir belediyesi) bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılarak, anılan büronun varlığı halinde 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile değişik 65 üncü maddesinin dördüncü fıkrası; yokluğu halinde ise aynı Kanun’un 65 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A.Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Açısından;
Gerekçe bölümünde (A) nolu bentte açıklanan nedenle Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.10.2015 tarihli ve 2015/296 Esas, 2015/585 Karar sayılı hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
B. Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Açısından;
Gerekçe bölümünde (B) nolu bentte açıklanan nedenle Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.10.2015 tarihli ve 2015/296 Esas, 2015/585 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2023 tarihinde karar verildi.